Çok ama çok fena nostalji içindeyim şu an – bir o kadar da heyecanlıyım. Üçe üç takım esaslı dövüş oyunu Dragon Ball FighterZ inceleme yazımı hazırlarken sık sık çocukluğuma döndüm. Benimle yaşıt, 1984’te dünyaya gözlerini açmış olan, çok ama çok sevdiğim bir seri olan Dragon Ball’un ilk kez bu denli hakkını vermiş, adeta aşkla hazırlanmış bir oyun var karşımızda. Yazı boyunca gerek oyunu geliştiren firma, gerek serinin yaratıcısı Akira Toriyama, gerekse yakın dönem kaybettiğimiz güzel insanları anarak mümkün olduğunca detaylı şekilde oyunu size tanıtmaya gayret edeceğim. Kuşaklarınızı sıkıca bağlayın, arenaya çıkıyoruz!
Toriyama’dan Arc System Works’e
Akira Toriyama’nın yarattığı, dövüş temalı gelmiş geçmiş en ünlü manga (Japon çizgiromanı) olarak nitelendirebileceğimiz Dragon Ball tam 33 yıldır çeşitli formatlarda karşımıza çıkıyor. Ülkemizdeki TV’lerde gösterime giren animasyon serisi de beğeniyle izlenmiş olan Dragon Ball, naif ve güçlü bir karakter olan Son Goku’nun bir araya getirildiklerinde bir dileği gerçekleştirme gücüne sahip olan 7 ejder topunu(Dragon Ball) aramak için çıktığı fantastik yolculuğu konu alıyordu. Çizgifilm ve çizgiromanının yanısıra video oyunu olarak da çok sayıda uyarlaması bulunan Dragon Ball’un Budokai Tenkaichi, Xenoverse gibi “fena sayılmayacak” dövüş oyunları mevcuttu. Ancak hiçbir zaman mücadeleci oynanış konusunda beklentileri tam anlamıyla verebilen, karakterler arası dengeleri iyi ayarlanmış bir Dragon Ball oyunu yapılmamıştı; ta ki Arc System Works kolları Dragon Ball FighterZ için sıvayana kadar.
Dövüş oyunlarına odaklı bir geçmişi bulunan Arc System Works. Sitemizde de incelemelerine yer verdiğimiz Guilty Gear ve Blazblue serileriyle bilinen firma özellikle görseller konusunda devrim yaratmış, bunu da yaratıcı, hakkını vermek için biraz uğraş isteyen ancak dengeli oynanış mekanikleri ile başarılı oyunlara imza atmıştır. Hal böyleyken Dragon Ball FighterZ henüz ilk yayınlanan duyuru videosu ile birçok oyuncuda heyecan yaratmayı başarmıştı. Çok geçmeden de dövüş oyunları namına en büyük etkinlik olan Evolution Championship Series (EVO) bünyesinde kendine yer bulmayı dahi başardı. Bu çok önemli bir olay, zira tamamlanmamış bir sürümü ile böyle bir etkinlikte yer almasının yanısıra ilk kez bir Dragon Ball oyunu EVO’da kendine yer bulmuş oldu. Oynayan ve izleyenler tarafından da hem görselleri hem de mekanikleri ile büyük hayranlık topladı. Bu hayranlık ve heyecan treni oyunun çıkışına dek tam gaz yoluna devam etmeyi başardı. Oyun çıkışından çok kısa bir süre sonra 2 milyon satış barajını da devirmeyi başardı.
Pekiyi bu denli ilgi görmesinin sırrı neydi?
Fan Service FighterZ
Öncelikle bu oyunun sıkı bir çizgiroman / animasyon uyarlaması olduğunun altını tekrar çizelim. Çocukluğumuzdan yetişkinliğimize uzanan köklü bir seri olan Dragon Ball’un hikayesi boyunca ana karakter Goku adeta elimizde büyüdü; evlendi, çoluk çocuğa karıştı, dünyayı kurtardı, o da yetmedi galaktik tehditlerle mücadele edip evreni dahi kurtardı. Yazıyı hazırladığım şu sıralarda yayınlamakta olan Dragon Ball Super serisinde de yine evreni yok olmaktan kurtarmak için var gücüyle mücadele ediyor. Bir nevi “Japonların Superman’i “ olarak da nitelendirebiliriz kendisini, arkaplan ve karakter yapısı olarak da bir miktar benzerler birbirlerine zaten.
Neyse efendim, işte bu denli köklü bir seri bir video oyununa uyarlanırsa ilk beklentimiz kaçınılmaz olarak adaptasyonun derinliği oluyor. Bu konuda Arc System Works harika bir iş çıkartmış. Üç boyutlu oyunlarda cel shading uzun zamandır kullanılan bir teknik, ancak Arc System Works bu tekniği daha özel bir yaklaşımla, modellerdeki kontur ve ışık değerlerini sahneye göre özel ayar çekerek, gerektiğinde ise geleneksel yolla hazırlanmış iki boyutlu efektlerle harmanlayarak çok daha etkileyici, el çizimi animasyon tadına getirmeyi başarıyor. Ancak Dragon Ball FighterZ’da işi bir seviye daha ileri götürmeyi başarmışlar. Karakter tasarımlarının yanısıra yaptıkları hareketler, kullanılan kamera açıları, ses efektleri birebir çizgiromanlardan fırlama. İşin ne denli ciddiyetle yapıldığını örnek bir karakter üzerinden gözlemleyelim:
Çizgiroman ve animasyon serilerinden özenle derlenmiş hareketler ve kullanılan açılar bizi adeta o severek izlediğimiz Dragon Ball evreninin içine yerleştiriyor. Oynarken yaptığınız her özel hareket nostalji damarınıza basıyor. Sadece bu yanıyla dahi Dragon ball FighterZ serinin hayranları için oyunu gelmiş geçmiş en iyi Dragon Ball uyarlaması kılabilir.
Ayakları Yere Basan Mekanikler
Görseller, seslendirme, geneliyle adaptasyon konusunda oyun büyüleyici. Pekiyi bir dövüş oyunu olarak bize ne sunuyor Dragon Ball FighterZ? Aslında oyunun daha da parladığı an burası. Marvel vs Capcom’dan alışık olduğumuz üçe üç takım mücadelesi üzerine kurulu olan oyun, belirli özellikleri ile öne çıkan ancak oldukça iyi dengelenmiş karakterler, hızlı ve tatmin edici bir oynanış ve belirli bir düzeyde çevreyle etkileşim sunuyor. Kaba mekaniklerini irdeleyecek olursak 5 temel saldırımız var:
Light Attack(hafif saldırı):
En hızlı ve komboya bağlanabilen saldırı tipi. Dragon Ball FighterZ oyunculara otomatik kombo avantajı sunuyor. Ancak kombo ustalarının burun kıvıracağı kadar detaylı değil. Daha çok amatör oyuncuların bir miktar elinden tutan, daha usta olanların ise çok işine yaramayacak temel bir kombodan bahsediyoruz. Komboları ne şekilde devam ettireceğiniz ise işin en can alıcı kısmı, zira hareketler birbirlerine çok etkili şekilde bağlanabiliyor ve özellikle başarılı hava komboları ile rakibe ciddi zararlar verebiliyorsunuz. Tabii bunun için biraz emek harcayıp pratik yapmanız gerekmekte.
Medium Attack(orta seviye saldırı):
Adı üstünde orta şeker saldırı – Otomarik kombosu hafif saldırıya göre daha kısa ve rakibe uygulaması daha zor, ancak eğer enerji barınız dolu ise komboyu birinci seviye bir süper saldırı ile sonlandırıyor. Otomatik kombosundan ziyade rakibi havaya fırlatmak için müsait bir başlangıç yakalayabilmesi açısından önemli bir saldırı tipi denebilir. Çeşitli karakterlede işe yarayan ortadan ağıra devreden kombo ile rakibi havaya atıp yere çaldıktan sonra da garantili olarak süper saldırı yedirebiliyorsunuz.
Heavy Attack (ağır saldırı):
Bu saldırı tipi oldukça hantal ama rakibe vurduğunuzda onu yatay ya da dikey uçurabildiğiniz iyi bir saldırı türü. Rakibinizi yatay uçurduğunuzda savunmasız şekilde ekranın sonundan size doğru sekebilir, ya da az önce bahsettiğim medium attack sonrası rakibi havaya dırlatarak (aşağı yön tuşu + ağır saldırı tuşu) kombonuzu havaya taşıyabilir (bunun otomatik bir versiyonu yok) ve sağlam bir sumsukla tekrar aşağı yollayıp bu esnada birinci veya üçüncü seviye süper saldırınızı garantili olarak rakibe yedirebilirsiniz. Belirli özel vuruşlarınızı hafif ya da orta saldırı tuşu ile değil de ağır saldırı tuşu ile gerçekleştirirseniz super barınızdan bir birim harcayarak bahsi geçen vuruşun daha kuvvetli bir versiyonunu yapabilirsiniz.
Special / Ki Attack(özel saldırı / enerji saldırısı):
Söz konusu Dragon Ball ise olmazsa olmaz saldırı tipi. Tuşa bir kez ya da peşpeşe bastığınızda seçtiğiniz karaktere göre rakibe enerji topları yollayıp sağlık değerini bir miktar törpüleyebilirsiniz (Vegeta ve Freeza gibi karakterler bu konuda oldukça fena) ya da evrensel bir komut olarak sayabileceğimiz aşağı + ileri / aşağı + geri + ki attack gibi kombinasyonlar ile özel enerji saldırıları gerçekleştirebilirsiniz (bazı karakterlerde fazlası ya da azı olabilir). Geri + special tuşuna bastığınızda ise rakibi savuşturup sizden uzaklaştıran bir hareket yapabiliyorsunuz.
Dash / Super Dash:
Rakibe hızla hareket ederek yaptığınız saldırı. Mesafesi kısa olan dash korunmakta olan rakibinize vurabiliyor, sonrasında ise işi komboya bağlayabiiyorsunuz. Super Dash ise etrafınızda bir aura oluşturarak rakibe daha uzun mesafeden erişebiliyor, ancak rakibiniz bu hareketten korunabiliyor. Her iki dash tipi de karada ve havada kulllanılabiliyor. Super Dash basit ki saldırılarından etkilenmeden rakibe ulaşma özelliğine sahipken korunma, süper saldırı ya da ağır saldırı ile durdurulabiliyor. Kısa dash ise korunmadığınız veya boş durmadığınız sürece çok problem değil.
Temel saldırılarımız bu şekildeyken takımımızdaki karakterleri yanımıza çekip bir saldırı yaptırabiliyor ya da mevcut karakterimizi onlarla değiştirebiliyoruz. Dövüşçülerimiz darbe aldıkça sağlık değerlerinde azalma olurken, iyileştirilebilir mavi bir bölge oluşuyor. Bunu iyileştirebilemek için karakteri geriye çekmemiz büyük önem taşıyor. O nedenle karakterlerinizi dövüş sırasında mümkün olduğunca değiştirmeye dikkat etmeniz dövüşten galip çıkmanız açısından değerli. Öte yandan sparking modu (can barının altında S şeklindeki sembolden görebilirsiniz) karakterleriniz dövüş dışı kaldıkça süre kazanan, aktif ettiğinizde ise hem saldırı gücünüzü yükselten, hem de aldığınız darbeler sonucu oluşan mavi kısmı iyileştiren bir mod. Yapmak için her iki dash tuşuna aynı anda basmanız yeterli. Bunu da özellikle dövüşlerin finaline doğru kullanmayı ihmal etmeyin.
Dragon Ball FighterZ’ın oynanış mekanikleri temelde çok basit görünen, ancak oldukça derinlik barındırıp ustalaşması zaman isteyen bir yapıda. Oyunda ustalaştıkça otomatik kombolar önemini yitirecek, kendi karakter / özel hareket kombinasyonlarını keşfedecek, rakibe nefes aldırtmayan size özgü hareket şemaları oluşturacaksınız. Oyunun bu denli beğenilip mücadeleci komünitelerde kabul görmesinin temelinde de bu özelliği yatıyor.
Story FigherZ
Arc System açıkçası oyunları için ilginç dünyalar kurgulayan, iyi hikayeler hazırlayan ancak sunumda biraz başarısız bulduğum bir firma. Örneğin Guilty Gear Xrd oyunlarında oyuncuyu tamamen pasif bırakan, sadece izlediğimiz bir senaryo modu varken Blazblue’da ise iyi bir uzunluğa sahip ancak bir dövüş oyunu için çok ters sayılabilecek, visual novel (görsel roman) tarzı bir hikaye sunumu mevcuttu. Her ikisinde de aksiyona hasret kalan çoğu oyuncu bu modları bitirene kadar oynamadığını itiraf etmişti. Öte yandan Dragon Ball FighterZ biraz daha başarılı şekilde, ara sahneleri dövüşlere bağlayan, karakterlere seviye atlatmak ve kısmen özelleştirme opsiyonları sunan daha eğlenceli bir hikaye modu sunuyor. Akira Toriyama’nın danışmanlığında hazırlanan ve ilk kez bu oyunda gördüğümüz Android 21 adlı karakterin odağında kurgulanan senaryo modunda sevilen Dragon Ball kahramanlarına ruhen “bağlanmış” isimsiz bir karakterin (aslında oyuncu olarak bizzat kendimizin) rolünü devralıyor ve yayılan bir dalga sonucu güçten düşmüş kahramanlara yardım ederek dünyayı tehdit eden klon saldırılarına karşı koruyoruz.
Hikaye modunda animeye emek veren tüm seslendirme kadrosu, yakın dönem kaybettiğimiz Hiromi Tsuru dahil yer almış. 31 yıldır seride Bulma karakterine can veren sanatçıyı belki de son kez bu oyunda sesini duyma şansımız oldu. İyi geceler tatlı prenses, seni çok özleyeceğiz…
Hikaye modu geneli ile Dragon Ball serisine bolca gönderme içeren, eski ve yeni karakterleri ilginç şekilde bir araya getiren, orta şeker bir sunuma sahip, belirli bir düzeyde oyuncuyu oyalayıcı bir yapıya sahip. Tabii yarım saat / bir saat oynanış ardından gerek yapay zekanın basitliği gerekse bazen size verilen bölümlerde aynı tipleri dövmenin verdiği bıkkınlıkla tekrar lobiye dönüp arcade modunda puan kasmak ya da diğer oyunculara karşı mücadele etmek gibi dürtülere yenik düşüyorsunuz. Sahi hazır oraya gelmişken konu biraz da çevrimiçi ve diğer modlardan bahsedelim.
Dövüş Oyunlarının Olmazsa Olmazı: Arcade Mode
Her dövüş oyununda hikaye modu bulunmayabilir, ancak Arcade Mode olmazsa olmazdır. Dragon Ball FighterZ bu konuda da işinin hakkını vererek bize kendi içinde üç bölüme ayrılan bir arcade mode sunuyor. Sırasıyla 3, 5 ve 8 dövüşten oluşan Snake Way, Extreme Gravity Spaceship ve Hyperbolic Time Chamber rotalarından birini seçerek yapay zekayla yönetilen rakiplerinizi patakladığınız bu modda dövüşleri kazandıkça alacağınız S (en iyi) ve D (en kötü) arası rütbeler ile seçtiğiniz rotanın içinde daha zorlu ya da zayıf rakipler ile kapışarak son puanınızı ve rütbenizi belirliyorsunuz. Her rotayı bir kez tamamladığınızda daha zor olan versiyonlarının da kildini açıyorsunuz. Eğer oyunu önsipariş vererek satın almadıysanız SSB Goku ve SSB Vegeta karakterlerini açabileceğiniz iki yöntemden birisi Extreme Gravity Spaceship ve Hyperbolic Time Chamber’ın zor seviyelerini en az A rütbesi ile tamamlamak. Diğer yöntem ise oyunda toplamda 300.000 ve 500.000 zeni para toplamak. Android 21’i açmak için ise hikaye modunu tamamlamanız gerekiyor.
Kanlı Canlı Mücadelenin 3 Yolu
Gerçek oyunculara karşı oynamak için Dragon Ball FighterZ size beş adet seçenek sunuyor. World Match bölgesine gidip casual ve ranked match seçeneklerinden birine dalarak dünya genelindeki oyuncularla eşleşip, kapışabilirsiniz. Her iki seçenekle de oyun içi para kazanabiliyorken ranked match ile dövüş yaparsanız alacağınız puanlarla dünya çapında sıralamaya giriyorsunuz. Oda bazlı eşleşme üzerine kurulu diğer iki modumuz ise Arena Match ve Ring Match. Hub bölgenin tam ortasında bulunan Arena Match o an arenaya katılmış diğer oyuncular ile sizi eşleştiriyor. Ring Match ise oda kurma mantığı ile aynı. Belirlediğiniz ayarlar ile açtığınız ringe diğer oyuncular katılıyor ve ister klasik formatta isterseniz de her oyuncunun birer karakterin kontrolünü aldığı üçe üç maçlar yapabiliyorsunuz.
World Match oldukça düzgün çalışırken maalesef Ring Match ve Arena Match şimdilik biraz sıkıntılı. Arkadaşlarınızla çevrimiçi oynamak için başvuracağınız bu iki mod henüz çözülemeyen bir sebepten dolayı bazen sizi eşleştirmeyebiliyor. Bandai tarafından durumun çözüleceğine dair bir mesaj geldi ancak durum yazıyı kaleme aldığımda devam etmekteydi. Bu kadar başarılı bir başlangıç yapan bir oyun için biraz sıkıntılı bir durum, en kısa zamanda düzeltilmesini umuyoruz.
Toparlarsak, Dragon Ball FighterZ bugüne kadar yapılmış en başarılı Dragon Ball oyunu olmuş. Marvel vs Capcom benzeri dövüş oyunlarını sevenler ve Dragon Ball hayranları için kaçırılmaması gereken, her tür oyuncuyu kucaklayacak kadar rahat mekaniklere ancak ustalaşmak isteyenler için de iyi bir derinliğe sahip, gelecek dövüş oyunu etkinlillerinde bol bol göreceğimiz bir oyun.
Oyunu Playstore üzerinden temin etmek için tıklayın.
