Şeytani güçler ve insalığın amansız mücadelesini anlatan Diablo serisi dördüncü oyunuyla geçtiğimiz yıla damgasını vurmuştu. Özgün oynanış ve ganimet mekanikleri ile kendi türünü oluşturan serinin son halkası, sezonluk güncellemeler ve değişen dinamikleriyle oyuncularını aktif olarak oyun başında tutmayı başardı. Özellikle ganimet sezonu (season of loot) ve takibinde gelen sezona bayıldığımı itiraf etmeliyim. Oyunun birinci yılı geride kalırken Blizzard da hazırlıklarını tamamladı ve bizi ilk büyük genişletme paketiyle tanıştırdı. Diablo IV: Vessel of Hatred inceleme yazımızda genişletme paketiyle gelen tonla içeriği tanıtacak ve analiz edeceğiz.

Lilith’ten sonra…

Vessel of Hatred ilk olarak büyük bir hikaye güncellemesini beraberinde getiriyor. Öncelikle ana oyunda olanları kısaca özetleyelim: Çok kan dökmüş ve güzel dostları kaybetmiş olsak da Lilith ile mücadelemizde galip çıkmış, insanlığı içeriden tehdit eden büyük bir kötülükten arındırmıştık. Her ne kadar Lilith masadan kalkmış olsa da babası, üç büyük kadim kötülükten biri olan Nefretin Efendisi Mephisto entrikalarına devam ederek belki de üç kadim efendinin (Diablo, Mephisto ve Baal) tekrar insanlığa terör saçacağı bir geleceğe doğru ilk adımı atmıştı. Bu korkunç gelişmenin tam ortasına ise bize maceramız boyunca eşlik etmiş olan Neyrell Mephisto’nun tutsak edildiği taş ile birlikte ortalıktan kaybolmuştu.

Vessel of Hatred’ın hikayesi Neyrelle’in Mephisto’yu kendi başına durdurmak için Nahantu bölgesine ziyareti ile açılışını yapıyor. Mephisto’nun gücüne karşı gittikçe zayıf düşen Neyrelle’in izini sürerek biz de balta girmemiş ormanlar, gizemli tapınaklar ve ruhani varlıklarla harmoni içinde yaşayan Nahantu bilgeleriyle bir araya geliyoruz. Tutsak halde bile oldukça büyük bir tehdit haline gelen Mephisto’nun planlarına karşı koyabilecek miyiz? Yoksa kaderin çarkları üç kadim kötülüğün tekrar yüzeye çıkmasına mı yol açacak? Tüm soruların cevabı “gezgin” lakaplı kahramanımızda gizli.

Yeni Sınıf: Ruhdoğumlu (Spiritborn)

Geçmişteki Diablo oyunlarından da bilindiği üzere genişletme paketleri aynı zamanda yeni sınıflar demektir. Vessel of Hatred da geleneği bozmayarak oyuna yeni bir sınıf olan Spiritborn’u ekliyor. Türkçe versiyonda Ruhdoğumlu olarak geçen yeni sınıfımız adından da anlaşılacağı üzere gücünü ruhani varlıklardan alıyor. Ruhdoğumlular jaguar, goril, kartal ve kırkayak olmak üzere dört ruhani muhafızın gücünü kullanabiliyor. Goril kaba kuvvet ve kombo odaklı yakın dövüş saldırıları, jaguar ateş elementine sahip çevik hamleleri, kartal yıldırım yağdıran mesafeli vuruşları ve kırkayak ise zehirli saldırıları beraberinde getiriyor. 15. seviyeye geldiğinizde Ruhdoğumlu için özel bir görev açılıyor ve tamamladığınızda açılan ruh salonu özelliği sayesinde seçeceğiniz iki muhafızın pasif yeteneklerini de karakterinize ekleyebiliyorsunuz (ikinci yetenek için 30. seviyeye geçmeniz gerekiyor).

Ruhdoğumlular şu an için oyunun en güçlü sınıfı. Genişletme paketi ile geçirdiğim bir hafta içindeki gözlemlerim ve diğer kaynak araştırmalarımdan net şekilde gözlemlediğim kadarıyla ortalama bir sınıfın on katına kadar yüksek hasarlara ulaşabilen yapıdalar. Diğer bir deyişle genişletme paketine sahip her oyuncunun konfor alanından çıkıp bu yeni sınıfa bir şans vermelerini özellikle tavsiye ediyorum. Sonraki sezon muhtemelen bu kadar güçlü olmayacaktır diye de tahmin ediyorum. Tazeyken tadını çıkarın.

Yeni yoldaşlar: Paralı Askerler (Mercenaries)

Vessel of Hatred ile bilikte gelen büyük yeniliklerden biri de mercenary sistemi. Oyunda biri hikaye kapsamında diğer üçü de yan görevler ile açılabilen dört paralı askerimiz var. Bu askerleri birincil ve ikincil olarak ekipte konumlandırabiliyoruz. Birincil konumdakiler eğer bir partimiz yoksa aktif olarak yanımızda yer alarak savaşlara dahil oluyor. Bu konumda olan askerler yetenek ağaçlarından belirlediğiniz tüm yetenekleri savaşta efektif olarak kullanıyor. İkincil konumda olan askeriniz ise sadece seçtiğiniz bir yeteneği, belirli koşullar içinde uyguluyor. Bu yeteneğin ne zaman kullanılacağına ise siz karar veriyorsunuz, ister sağlığınız belirli bir seviyenin altına indiğinde, isterseniz bir yeteneği kullandığınızda devreye girecek şekilde belirleyebilirsiniz. İkincil konumdaki askerler yetenek kullandığında bir bekleme süresi devreye giriyor, yani kendilerini birincil konumdakiler kadar sık savaş alanında göremiyoruz. İyi haber ise bir partiye dahil olsanız bile ikincil konumdaki askerleri yanınızda bulundurabiliyorsunuz.

Askerler ve özelliklerine de bir bakış atalım;

Raheir: Vessel of Hatred senaryo görevi dahilinde tanıştığımız bu asker, askerler ile etkileşime geçip yetenek dağıtımı ve diğer eylemleri yapacağımız hub bölgenin de açılışını yapıyor. Devasa kalkanından da anlaşılacağı üzere tank tipi olan Raheir oyunda en etkili askerlerden biri. Koruma alanı açan aktif yeteneği ve element direncinizi artıran pasif yetenekleri özellikle oyunun ileri zorluk seviyelerinde çok işinize yarayacak.

Subo: Yay ve okuyla uzak menzil saldırılar ve tuzaklar üzerine uzmanlaşmış olan bu askerimiz yetenek ağacını tamamladığınızda oldukça iyi hasar veren ve kalabalık kontrolüyle öne çıkan bir yardımcıya dönüşüyor.

Varyana: Baltası ile savaş meydanına dalan Varyana yakın dövüşte uzman bir asker. Düşmanları öldürdükçe güçlenmesi, saldırı hızı ve şanslı vuruş ihtimallerini artıran buffları ile dikkat çeken Varyana, özellikle Barbar gibi yakın dövüş yeteneklerine odaklanmış olan sınıflar için oldukça iyi bir tercih.

Aldkin: Büyücü olan Aldkin ise alan saldırıları ile ortalığı kasıp kavuran bir asker. Gölge ve ateş elementli saldırıları ile birlikte kritik hasar şansınızı yükselten bufflara sahip olan Aldkin Sorcerer ve Necromancer sınıfları ile iyi bir sinerjiye sahip.

Büyük değişim

Vessel of Hatred ile birlikte gelen güncelleme sonrasında oyunda değiştirilen ve düzenlenen o kadar çok detay var ki uzun süredir düzenli oynayan oyuncuları bile ilk başta biraz şaşırtabilir. Loot mekanikleri, canavar sayıları ve sağlıkları, zarar hesaplamaları, hatta oyunun çıkışından beri rutin devam eden nightamre dungeons, zorluk ayarları gibi detaylar baştan aşağı değişmiş durumda. Adım adım ilerleyelim…

Yeni zorluk seviyeleri

Diablo 4 orijinalde dört zorluk seviyesinden oluşuyordu. Bunlardan ilk ikisi oyuna yeni bir karakter ile başladığınızda hemen erişilebiliyorken diğer ikisi için özel zindanları bitirmeniz gerekiyordu. Her zorluk ile bielikte kazandığınız altın ve tecrübe miktarı yükseliyor, daha nadir ve yüksek nitelikli eşyalar düşürebiliyorken düşmanlarınız ise daha kuvvetli hale geliyordu. Vessel of Hatred ile birlikte zorluk seviyesi sekiz kademeye yükseltilmiş durumda. Üstelik zorlukları yükseltmek sadece düşmanları güçlendirmekten ibaret değil. Dördüncü seviyeni üstüne çıktığınızda artık ağır kayıplar yaşacak ama çok çok daha yüksek oranda ödüllendirileceksiniz. Oyunun 4-8 arası zorluk seviyeleri şu şekilde:

Torment 1: 250 zırh kaybı, %25 element direnci kaybı.
Torment 2: 500 zırh kaybı, %50 element direnci kaybı.
Torment 3: 750 zırh kaybı, %75 element direnci kaybı.
Torment 4: 1000 zırh kaybı, %100 element direnci kaybı.

Bu zorluk seviyelerini açmak için öncelikle karakterinizin seviyesini 60’a getirmeli ve Pit zindanlarının 20, 35, 50 ve 65. seviyelerini tamamlamalısınız.

Gördüğünüz üzere özellikle sekizinci zorlukta karakteriniz inanılmaz güçsüz kalabiliyor. Ancak her zorluk seviyesi ile birlikte mytic unique veya greater affix sahibi kaliteli eşyaları düşürme oranınız yükseliyor. Bu zorluklarla yüzleşmeden önce karakterinizi mümkün mertebe iyi ekipmanlar ile donatıp, paragon seviyelerinizi dağıtırken saldırı ve savunma arasındaki dengeyi iyi yakalamanız gerekmekte. Ayrıca Tyrael’s Might gibi zırhlar zorluk seviyelerinde alacağınız negatif değerleri büyük ölçüde telafi edecektir. Yeni zorluk seviyeleri ile oyuncuların ezberi bozulurken mücadelenin dozu tekrar yükseliyor.

Ağırlıklı olarak dördüncü, beşinci ve altıncı zorluk seviyelerinde deneyim ettiğim yeni sürümde şeytanların artık daha kalabalık gruplar halinde gezdiğini gözlemledim. Elite tipi düşmanlarda da aynı oranda bir yükselme söz konusu. Bu mücadeleyi zorlaştıran bir etken ama aynı zamanda tecrübe toplama, daha çok eşya ve altın toplama gibi avantajları da doğurmuş. Yani mücadele – ödül dengesi geçmişe göre daha iyi duruma gelmiş diyebiliriz.

Yükselen seviye limitleri

Vessel of Hatred ile karakter seviyeleri ve paragon limitleri yukarı çekildi. Karakterimizin ulaşabileceği en yüksek seviye 50’den 60’a, paragon limitimiz ise 100’den 300’e yükselmiş durumda. Eskiden 50. seviyeden sonra her seviyede 4 paragon puanı şeklinde 100’e yükseliyorduk. Yani harita bonuslarını saymazsak 200 puan kazanıyorduk. Yeni sistemde karakter seviyesi ve paragon çok temiz şekilde birbirinden ayrılmış. Karakterimiz 60. seviyeye ulaştıktan sonra Paragon seviyesi 1’den başlayarak 300’e kadar gidiyor. Ayrıca Nahantu bölgesindeki harita görevlerinin tamamını yaparsanız eski oyundakilere ek olarak bir potion limiti, bir bonus yetenek puanı ve 4 paragon puanı daha kazanabiliyorsunuz.

Zindan düzenlemeleri

Diablo 4’ün oyun sonu aktiviteleri genellikle üç ana kategori üzerinden ilerliyordu. Nightmare zindanları, Pit ve Infernal Hordes. Nightmare zindanları ile paragon glyph’lerimizi güçlendiriyor ve kenara atıyorduk, ekipmanlarımızı dövmek için kullandığımız materyalleri elde etmek için dizayn edilmiş Pit ise görevini pek yerine getiremiyordu, zira Infernal Hordes’un yüksek seviyelerinden daha çok materyal toplayabiliyorduk. Pit bu denklemde sadece “Şu kadar kat ilerledim” diyebileceğiniz bir hava atma aracı olarak kalıyordu. Vessel of Hatred güncellemesi ile birlikte bunlar da köklü şekilde değişmiş durumda.

Nightmare Dungeons: Artık materyal düşürmek için girdiğimiz zindan burası. Nighmare zindanlarını açmak için kullandığımız eşyalar da artık seviyelere ayrılmış durumda değil, standart haline gelmiş. Bulunduğunuz zorluk seviyesine göre şekillenen zindanlar zorluk bonusuna uygun olarak eşya ve materyal sunuyor.

Pit ve Glyph: Eski sürümlerde genellikle es geçilen Pit artık Glyph seviyelerinizi artırmak için bolca ziyaret etmeniz gereken bir zindan haline gelmiş durumda. Temel mekanikler eski sürümdekilere benziyor: Cerriger’da aktif edilebilen portal sayesinde eriştiğiniz Pit’ler, seviyelere ayrılmış durumda ve her seviye tamamladığınızda üç yukarı seviye daha açılıyor. İçeriye girdiğinizde yine bir zaman limitine karşı hızlı şekilde düşman öldürerek bölüm sonu canavarına ulaşmaya çalışıyorsunuz. Geri sayım bitmeden zindanı tamamlarsanız elinizdeki glyph seviyelerini yükseltmeniz için size üç hak tanınıyor. Eğer zindanı ölmeden tamamlarsanız ekstra bir hak daha alıyorsunuz. Geçmişteki Nightmare zindanlarının aksine artık size belli miktarda tecrübe sunulmuyor. Sayılı hakları kullanarak Pit seviyesine göre her glyph için birkaç seviye birden atlama hakkı kazanıyorsunuz. Eski sistemde özellikle ileri seviyelerde glyph geliştirmek oldukça güç oluyordu. Son seviyelere doğru en yüksek zorlukta bir zindan bitirmek bile size bazen bir glyph seviyesi atlama imkanı bile vermiyordu. Bu açıdan yeni mekaniği beğendiğimi söyleyebilirim.

Glyph seviyeleri ve nitelikleri de ilginç bir düzenleme almış. Glyph seviyelerinin ulaşabileceği en yükske değer 21’den 45’e çıkarılmış durumda ve 45’te “rare” (nadir) düzeydeki bir Glyph legendary (efsanevi) değere yükselerek daha da artırılmış bonuslar veriyor. Özetle Glyph sistemi artık daha hızlı gelişen ve daha da yüksek seviyelere getirilebilerek çok karakter gelişimi üzerinde çok da yüksek etkisi olan bir mekanik haline gelmiş.

Infernal Hordes: En az değiştirilen zindan bu olmuş. Zorluk farklarını artık kaç dalga içerdiğinden anlayabiliyoruz. Yüksek dalga sayısına sahip olanlar daha çok mücadele sunsa da daha yüksek puanlar sayesinde daha iyi ödüller verebiliyor. Eski sürümlerden farklı olan tek detay ise finaldeki sandıklar olmuş. Artık elinizdeki puana göre tekrar tekrar açılabilen sandıklar yok. Bir tane ekipman sandığı, kalan puanınızı da ya materyal ya da altına dönüştüren birer sandık bulunuyor. Altın sandığı daha önceden de vardı ama çok tercih edilmiyordu. Materyal sandığının tüm puanları tüketip tek seferde açılması ise zaman kazandırıcı olmuş. Eski sezonlarda en çok bu sandığı kullanıyorduk ve yüksek puan biriktirdiğimizde bu sandığı tekrar tekrar açalım derken 5-6 dakika zaman geçirebiliyorduk. Tekrar açılabilen ekipman sandığını pek de özlediğimi söyleyemem, zaten ekipman düşürmek için çok daha ideal senaryolar var. Özetle Infernal Hordes değişiklilerini de beğendiğimi söyleyerek konuyu kapatıyorum.

Özlemle beklenen rünler geri geldi!

Özellikle eski nesil oyuncuların Diablo konusunda standartları Diablo II ile belirlenmiştir. Her yeni oyun, içeirk, güncelleme ve düzenlemede hemen Diablo II anılır. Diablo IV çıktığında da bu kıyaslamaya bolca maruz kalmış, çoğu konuda da geçer not almıştı. Ancak bir noksan çok anılıyodu: Rünler! Vessel of Hatred ile rünler de oyuna sonunda geri döndü. Bilmeyenler için, rünler üzerinde büyülü semboller bulunan taşlar ve belirli kombinasyonlar oluşturularak çeşitli güçleri ortaya çıkarıyorlar. Yeni haliyle üst ve alt parçalardan oluşan ikili gruplar oluşturulabilen rünler silahlar veya zırh parçalarına takılabiliyor. Kullanımları birebir aynı olmasa da yine belirli rün grupları size çok etkili güçler katabiliyor. Rün parçaları düşmanlardan ya da sandıklardan rastgele çıkıyor ve kendi içlerinde nadirlik seviyelerine sahipler. Ayrıca fazla olanları Alchemist’e götürerek üç tanesi karşılığında yeni bir rün alabiliyorsunuz. Başlangıçta biraz karışık gelebilir ama çözdüğünüzde çok seveceğinize ve belirli ekipmanlarınızda mücevher taşları yerine rünlere yer vereceğinize eminim.

Yeni Mücadele: The Dark Citadel

Vessel of Hatred güncellemesi ile oyuna yepyeni bir haftalık mücadele ekleniyor. Co-Op mecburiyeti içeren bu yeni oyun sonu aktivitesi Diablo oyuncularını şu ana kadarki en zorlu mücadele ile yüzleştirmeyi planlıyor. En az iki oyuncu ile oynanabilen ve üç büyük zindandan oluşan The Dark Citadel oyuncuların yetenekleri ve kuvvetini sınadığı kadar ufak bulmacalar ile de sınıyor. Örneğin bir noktada oyuncuların iki ayrı rotaya ayrılıp bir sonraki geçidi açacak tuşlara aynı anda basması gerekiyor. Savaş bazlı bazı örneklerde ise bölüm sonu canavarını portalları kullanarak takip etmeniz, ya da ölümsüzlük kazanan bir şeytanı yok etmek için bir mekanizmayı devreye sokarak savunmasını kırmanız gerekiyor. Burada ekibin birbiri ile koordine hareket etmesi, kabul görür düzeyde iletişim kurması ya da en azından anı okuyup doğru hamleleri yapması gerekiyor. Zira belirli anlarda bir geri sayım devreye giriyor ve ekip yapması gerekenleri tamamlayamazsa herkes ölüyor.

The Dark Citadel’den alacağınız keyif tamamen ekip arkadaşlarınıza bağlı olarak çok keyifli bir deneyimden saç baş yolduran anlara kadar geniş bir skalada değişiklik gösterebiliyor. İlk haftaki mücadeleyi tamamlamış biri olarak özellikle son bossta bazı arkadaşların durumu hemen kavrayamaması yüzünden bolca öldük, ama sonunda zafer bizim oldu. Umuyorum ki zaman içinde oyuncuların yeniliklere adapte olmasıyla takım etkileşimi problemleri de daha pozitif bir tarafa gidecek. The Dark Citadel mücadelelerinden kazanacağınız sandıklar her hafta tazeleniyor ve içlerinde kozmetikten ekipmana çok iyi ödülleri var. Bileği kadar aklına da güvenen oyuncular kesinlikle es geçmemeli.

The Dark Citadel adına üzüldüğüm tek nokta aynı ekran üzerinden co-op oynayan (nam-ı diğer: couch co-op) oyuncuların zindanlara sokmaması. Bunu karekterlerin ikisini de tek ekranda kilitlemek yerine split screen bir dizayn ile çözebilirler ama şimdilik bir güncelleme ya da duyuru yok.

PC vs. Konsol

Konsol desteği orijinal Diablo IV incelememde de övgüyle bahsettiğim bir detaydı. Cross play ile PC ve konsol oyuncuları bir arada oynayabiliyor ve cross save ile de PC’de bıraktığınız bir oyunu andında Battle.net hesabınızı bağladığınız konsoldan (ya da tersi) devam ettirebiliyordunuz. Konsolda gamepad ile oynanış en az PC’de klavye ve fare ikilisi kadar rahat. Konsol kontrollerini şöyle bir tekrar hatırlatalım;
“Fare ile tıklamak yerine sol analoğu kullanarak kahramanımıza yön veriyoruz. L1 tuşu iksirimize adanmış. Yuvarlak ise klavyedeki boşluk tuşunun yerini almış, yani kaçmak için kullanıyoruz. Yeteneklerimizi ise X başta olmak üzere, kare, üçgen, R1, R2 ve L2 tuşlarına yerleştirebiliyoruz. Dpad tuşlarına da kasabaya ışınlanma, oyuncu reaksiyonları gibi yanlar fonksiyon bırakılmış. Bunlar temel ayarlar, ancak Blizzard bize istediğimiz tuşu istediğimiz niteliğe bağlama konusunda özgür bırakmış. İsterseniz sağ ve sol analog çubukların fonksiyonlarını bile tersine çevirebiliyorsunuz.Hedef alma konusunda da analog tuşlar oldukça rahat bir şekilde çalışıyor. Örneğin uzak menzil bir saldırı tuşuna basılı tutarak analoğu çevirdiğinizde karakterinizi istediğiniz yöne odaklayabiliyorsunuz. Kalablık durumlarda ise yakın olan düşmanlara saldırırken kontrolü benden almayan, ama gamepad limitasyonlarını da dengeleyen hafif bir auto aim desteği hissettim ve gayet başarılıydı. Özetle aksiyon tarafında gamepad kullanmanın hiç bir dezavantajını hissetmedim.”
İletişim hem konsol içinden hem de telefonda Battle.net uygulamsı ile gerçekleştirilebiliyor.

Konsol tarafında Vessel of Hatred’a özel olmasa da nispeten yeni sayabileceğimiz bir raytrace desteği de artık mevcut. Bu oyundaki kare sayısını şu an için düşürüyor ama PlayStation 5 Pro gibi bir konsolun da kapıda olduğunu düşünürsek, raytrace ve saniye başı 60 (belki de üzeri) kare sayısı ile yüksek çözünürlükte konsolda Diablo keyfi de çok uzakta değil.

PC tarafında ise sistem gereksinimleri şu şekilde:

Minimum:
İşletim Sistemi: 64-bit Windows 10
İşlemci: search Intel Core i5-2500K veya search AMD FX-8100
Bellek: 8 GB RAM
Grafikler: NVIDIA GeForce GTX 660 veya search AMD search Radeon R9 280
DirectX: Sürüm 12
Depolama alanı: 90GB kullanılabilir alana sahip SSD

Önerilen:
İşletim Sistemi: 64-bit Windows 10
İşlemci: Intel Core i5-4670K veya AMD R3-1300X
Bellek: 16 GB RAM
Grafikler: NVIDIA GeForce GTX 970 veya AMD Radeon RX 370
DirectX: Sürüm 12
Depolama alanı: 90GB kullanılabilir alana sahip SSD

Orijinal sürüm gereksinimleri ile kıyasladığımızda tek değişen detayın depolama alanı olduğunu görüyoruz. Eskiden 45GB alana ihtiyaç duyan oyun gelene güncellemeler ve Vessel of Hatred eklentisiyle toplamda 90GB’a ulaşmış durumda. Değişmeyen işlemci ve ekran kartı gereksinimleri ile geçen zamanla birlikte daha da mütevazi hale gelmiş durumda.

Performans tarafında hem PC hem de konsol tarafında bir farklılık görmedim. Düşman yoğunluğu artmış olmasına rağmen her şey halen oldukça akıcı.

Türkçe desteği devam ediyor

Diablo IV’ün çıkış dönemine doğru Blizzard hoş bir sürpriz yaparak Türkçe dil desteğini duyurmuştu. Diablo IV, hayranlarına ve Türkiye’deki topluluğa, karanlığın ordularıyla kendi ana dillerinde savaşma şansı sundu ve gelen tüm güncellemelerde de her detay Türkçeleştirildi. Sadece metin bazlı olsa da firmanın bizi düşünmesi çok güzel. Vessel of Hatred güncellemesinde de bu güzel destek devam ediyor ve tüm diyaloglar, eşya tanımları ve diğer detaylar Türkçe desteğiyle geliyor.

Diablo IV çıkış döneminden beri bir şekilde beni kendine çekmeyi başaran bir oyun oldu. Bazı sezonlarında biraz uzak kalsam da özellikle Loot Reborn ve Infernal Hordes sezonlarıyla uzun ve keyifli vakit geçirdiğim Diablo IV şu ana kadarki en büyük değişiklikleri içeren ve harika oyun sonu aktiviteleri sunan bir oyun haline gelmiş durumda.

GENEL BAKIŞ
Hikaye & Sunum
8.5
Oynanış
9
Yeni İçerik
9.5
Önceki İçerikDRAGON BALL: Sparking! Zero, ilk gününde dünya çapında 3 milyondan fazla sattı
Sonraki İçerikClair Obscur: Expedition 33’ün seslendirme kadrosu yıldız isimler barındırıyor
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.
diablo-iv-vessel-of-hatred-incelemeDiablo IV: Vessel of Hatred hikayeye devasa bir yön vermese gelecek namına güzel tohumlar atan, içerik açısından ise hayranları memnun edecek kadar dolu dolu bir genişletme paketi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz