Final Fantasy XV – inceleme

Ayağımızı Yerden Kessin Yeter

Final Fantasy XV’in haritası çok ama çok büyük.  Tam anlamıyla ilk açık dünya deneyimini bize sunan oyun muazzam haritasında kolayca ilerlememiz için oyunun başlangıcında emrimize amade çok şık bir araç tahsis ediyor: Regalia!

Seksi ve siyah aracımız hikayenin ilk bölümünde Ignis tarafından kontrol ediliyor, sonrasında ise ister manual olarak Noctis ile sürebiliyor, isterseniz de belirlediğiniz bir noktaya sizi götürmesi için direksiyonu Ignis reise bırakabiliyorsunuz. Müzikçaları da bulunan araçta eski Final Fantasy oyunlarının, Kingsglaive ve Brotherhood soundtracklerini de dinleyebiliyorsunuz. Bunların büyük bir kısmını satın almanız gerekiyor, o nedenle yeni mekanlara uğradığınızda dükkanları mutlaka kontrol edin. Aracımız yol üzerinde bizi götürebileceği noktalara taşırken, çayıra ineyim de avlanacak yaratıkları keseyim, dağa taşa tırmanayım dediğinizde ise aracı kenara çekip tabanvay devam etmeniz gerekiyor. Yalnız 4. bölümden sonra bir quest ile Final Fantasy serisinin meşhur civciv/devekuşu karışımı kuşları Chocobo devreye giriyor. Binek hayvanı olarak kullanılabilen chocobolar Regalia’nın giremediği arazilerde çılgınlar gibi seyahat etmenizi sağlıyor. Ayrıca chocobo sürdükçe seviye atlıyor ve daha yüksek stamina ve sürüşünüze keyif katacak bazı diğer özellikler kazanıyorsunuz. Chocobolar ile ayrıca yarışlara da katılabiliyorsunuz. Kira süreciniz devam ettiği müddetçe de zindanlar hariç istediğiniz bir açık alanda yanınıza çağırabiliyorsunuz bu sevimli kerataları.

 

Final Monster Hunter Fantasy XV

Oyunda daha açılıştan itibaren bize sunulan bir opsiyon var ki, senaryo modunu uzunca bir süre ilerletememnize sebep olabilir: Hunt (Av) görevleri! Oyundaki gaz istasyonları ya da şehirlerde yemek yenen mekanlardan alınabilen bu görevler ile çevreye zarar veren tehlikeli yaratıkları avlayabiliyorsunuz.

Her tamamladığınız av size özel bir seviye kazandırıyor ve bu da daha zorlu avlara erişiminizi sağlıyor. Oyunda en büyük para kaynağınız bu avlar olacak, zira ödüller gayet güzel. Oyunda eşyalar ve restoranlardaki yemek fiyatları gayet tuzlu olduğu için paraya çok ihtiyaç duyacaksınız. Zaman zaman paranın yanısıra bulunması zor eşyalar da alabiliyorsunuz. Özetle sabrınız yettiği sürece bu görevleri yapın.  Şahsen zamanında bol bol Monster Hunter oynamış biri olarak oyunda en keyif aldığım özelliklerden biri bu oldu. Avcı prens modunda saatlerimi harcadım.

Av işi bununla da sınırlı kalmamış. Oldukça sert kapışmalı avların yanısıra sakin bir göl kenarında Noctis ile balık da tutabiliyorsunuz. Keyifli bir minigame eşliğinde çeşitli balıklar tutabiliyor, Ignis’in yeni tarifler öğrenmesine de vesile olabiliyorsunuz. Bahsi geçmişken…

 

Ignis Usta’nın Mutfağı

Ekibin beyni olan Ignis aynı zamanda harika bir aşçı. Ve yolculuğunuz boyunca hariatada bulduğunuz sebzeler, restoranlarda yediğiniz yemekler, zaman zaman okuduğunuz dergilerden yeni tarifler çıkarıyor ve ekibe harika bonuslar veren leziz yemekler yapabiliyor. Can boğazdan gelir misali, kamplarda yediğiniz yemekler ile savaşlarda daha etkili olabiliyorsunuz (sağlık, atak ve defansın yanısıra exp bonusu veren tarifler bile mevcut) . O nedenle yeni mekanlar keşfettiğinizde mutlaka bir restorana uğrayın ve Ignis’in listesini büyütün 🙂 Ayrıca yetenek ağacından öğrenebileceğiniz Aftertaste ile yemeklerden kazandığınız bonusların daha uzun sürmesini sağlayabilirsiniz.

 

Biraz da teknik mevzulara değinelim.  Square-Enix bugüne kadar çıkardığı her Final Fantasy oyununda görsel bir şölen yaşatır oyuncuya. Final Fantasy XV de istisna olmamış. Çevre ve karakter tasarımları gayet başarılı ve açık dünya oyun olmasına rağmen gayet ince detaylara sahipler. Oyunu oynadıkça titizlikle işlenmiş bu detaylar gözünüzü okşayacak.  Bir de malumunuz, bazı oyuncuların hoşuna gitmeyen bir ayrıntı olsa da PlayStation 4 Pro denen bir durum var.  Final Fantasy XV Pro sürümü için bazı ek özellikler barındırıyor. Lite modu 1080p görüntü ve yüksek frame değeri sunarken High modunu seçerseniz yüksek çözünürlük ve daha kaliteli görseller (daha detaylı gölge, yüksek çözünürlüklü texture, kenar yumuşatma ve yüz detayları) gibi ek detaylara kavuşuyorsunuz. Ancak standart PS4 sahiplerinin bu durumu çok kafaya takmamalarını oyunun iki sistemde de harika göründüğünü söylemeliyim.

 

Gelelim müziklere. Final Fantasy dendiğinde genellikle akla seriye büyük emek vermiş Nobuo Uematsu gelir. Her oyuna özgün bir tema geliştiren, akılda kalıcı, sade ama keyifli besteleri bulunan bir sanatçıydı. Sakaguchi ile yakın dönemde o da Square-Enix ile yollarını ayırdığı için yakın dönem oyunlarda bestelerini duyamadık ve kendisini özlüyoruz. Ancak hala firmanın bünyesinde bulunan ve daha çok Final Fantasy harici oyunlara besteler yapan (Legend of Mana, Kingdom Hearts) çok çok harika bir bestekarımız daha var: Yoko Shimomura ve FFXV için mükemmel bestelere imza atmış. Nobuou Uematsu’nun tamamen katkıda bulunduğu son oyun olan FF X’dan beri hiç bir Final Fantasy oyununda bu kadar başarılı parçalar dinlediğimi söyleyemem. Shimomura gerçek anlamda Uematsu’nun bbıraktığı boşluğu doldurabilmiş.

(Yazının devamı için diğer sayfaya geçin: Kapanış)

1
2
3
4
GENEL BAKIŞ
Oynanış
9
Görseller
9.5
Ses / Müzik
9.5
Hikaye / Sunum
8
Eğlence Faktörü
10
Önceki İçerikChristopher Nolan’ın yeni filmi Dunkirk’in ilk fragmanı yayınlandı!
Sonraki İçerikAssassin’s Creed filminin TV reklamı yayınlandı
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.
final-fantasy-xv-incelemeBazı noksanlarına rağmen harika bir JRPG olarak huzurlarımıza çıkan Final Fantasy XV, konsol oyuncularının mutlaka arşivlerine eklemesi gereken bir yapım. Square-Enix bir sonraki Final Fantasy için umarım bizi 10 yıl daha bekletmez :)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz