Final Fantasy XV – inceleme

Başlamadan Önce Bir Göz Atın

Oyunun incelemesine başlamadan önce Final Fantasy XV’in sağlam bir transmedia (bir bütünü oluşturan hikayelerin farklı ortam ve formatlarda aktarılması) projesi olduğunu belirtmem gerekiyor. O nedenle oyuna başlamadan önce Kingsglaive: Final Fantasy XV ve  Brotherhood: Final Fantasy XV’ e kısa ve mümkün spoiler içermeyen bir bakış atmakta yarar var.


Kingsglaive Final Fantasy XV: Uzun metraj CGi film olarak hazırlanan Kingsglaive, geçtiğimiz ağustos ayında dünya ile aynı anda bizim sinemelarda da Kral’ın Kılıcı adı altında gösterime girdi. Kingsglaive oyundaki ana karakterlere odaklanan bir yapım değil, daha çok olayların başlangıcını büyük çerçeveden bize yansıtmaya odaklanmış bir proje.  Lucis Krallığı ile militarizm ve teknoloji konularında kendini fena halde geliştirerek çoğu ülkeyi ele geçirmiş olan Nifleheim arasındaki çekişmeyi konu alarak bizi oyunun dünyası ve politik yapısı ve arkaplandaki kilit karakterlerden bazıları ile tanıştırıyor. Filmin finali ise oyunun başlangıcına bağlanıyor. Kingsglaive’in bazı sahneleri ilk gün güncellemesi ile oyuna dahil edilmiş olsa da oyuna daha bilinçli bir giriş yapabilmeniz adına mutlaka bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.


Brotherhood: Final Fantasy XV: 5 bölüm + kısa bir kapanıştan oluşan anime serisi Brotherhood, oyunun ana karakterleri ve aralarındaki bağa odaklanmış bir anime serisi. İlk bölümdeki girişin ardından her bölümde bir karakterin geçmişi ve ana karakterimiz prens Noctis ile ilişkileri konu alınmış. Seyri keyfili ve karakterleri daha iyi tanımanıza olanak tanıyan sevimli bir mini seri olmuş.

 

Ve… 10 senelik bekleyişin ardından perdeler açılsın!

 

Final Fantasy XV İncelemesi

 

“Hayranlar ve ilk kez oynayacaklar için bir Final Fantasy”

Oyunun açılış ekranında gördüğümüz bu mesaj Square-Enix’in hem eski hem de yeni oyuncuların hoşuna gidecek bir oyun için emek sarfetmiş olduğunu ve projelerine olan güvenlerini gösteriyor. Gerçekten de Final Fantasy XV içerdiği nostaljik temaların yanısıra özellikle oynanış açısından çağımıza ayak uydurmak için köklü değişiklere de uğratılmış bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Tur tabanlı savaş sisteminin geride bırakıldığı, akıcı bir oynanışa sahip; bir yandan da summonlar, chocobolar ve diğer eski nesil unsurları da halen bünyesinde barındırabilmiş bir oyun Final Fantasy XV. İncelemenin devamında bunlara detaylı olarak değineceğim.  Açılışımızı hikaye ile yapalım:

Bahtsız ve Tahtsız Prens
Final Fantasy XV, 3 kıtaya ayrılmış Eos adlı bir dünyada geçiyor. Kuzey doğuda hüküm süren Lucis Krallığı hemen her Final Fantasy oyununda gücün ve hayatın simgesi olan Crystal (Kristal)’in koruyucusu konumunda ve batıda teknoloji ve militarizm konularında oldukça palazlanmış olan Nifleheim ile savaş halindedir. Kudretli bir imparatorluk olsa da Nifleheim Lucis Krallığı’nın başkenti olan Insomnia’yı düşürememiştir, zira bu şehir kral Regis’in kristalin gücüyle oluşturduğu büyülü bir duvar ile korunmaktadır. Zaman içinde iki ülke arasında ateşkes imzalanır ve eyaletler birliği Lucis prensi Noctis (oyunun ana karakteri) ve Nifleheim kuşatmasındaki Tenebrae prensesi Lunafreya arasında politik bir evlilik düzenler.  Noctis yanına sadık ve kudretli dostları Ignis, Gladiolus ve Prompto’yu alarak evliliğin gerçekleşeceği Altissia şehrine doğru yola çıkar. Ancak yokluğunda Insomina ve kral Regis’i korkunç bir kader beklemektedir.

Spoiler vermeden bu kadarını yazabilirim sanırım. Bazı detayların oyunda değil, hikayenin başlangıcı olan Kingsglaive’den aktardığımı da not düşmem gerekmekte. Oyunumuz Noctis’in kralın huzurundan ayrılıp Altissia’ya doğru yola çıktığı andan itibaren başlamakta.

Öyküdeki ana karakterlere yakından bir göz atalım:

 

Noctis Lucis Caelum: Lucis Krallığı’nın veliaht prensi ve oyunumuzun oynanabilir baş karakteri olan Noctis, genç yaşta büyük bir krallığın yükü omuzlarına yüklenmiş pek de şanslı olduğunu söyleyemeyeceğimiz bir karakter. Bebekliğinde annesini kaybeden Noctis, çocukluğunda ise hizmetkarları ile birlikte Marilith adlı bir canavarın saldırısına uğramış ve ağır yaralanarak komaya girmiştir. Bu olayın ardından iyileştirilmek üzere Tenebrae’ye getirilen Noctis burada prenses Lunafreya ile tanışmış ve arkadaş olmuştur.  Ancak yine aksilikler yakasını bırakmaz ve Nifleheim İmparatorluğu’nun Tenebrae’yi işgal eder. Kral Regis Noctis ve Lunafreya’yı alarak kaçmak istese de Lunafreya ağabeyi Ravus’u geride bırakmamak için geride kalır ve Noctis ile yolları ayrılır.

 

Ignis Scientia: Noctis’in çocukluk arkadaşlarından olan Ignis kraliyet ailesinin strateji uzmanlarından biridir. Zekasının yanısıra iyi bir sürücü ve savaşçı olan Ignis aynı zamanda harika bir aşçıdır. Özetle ekibi bir arada (ve tok) tutan en önemli yandaşımız denebilir kendisi için. Havalı ve kendinden emin bir abimizdir, ciddiyetini hiç bozmaz. 4 kişilik ana partimizin elemanlarından biridir. Direkt olarak kotrol edilemese de ikili saldırılarda Noctis’e eşlik edebilir ve komutla özel yeteneklerini kullanabilirsiniz. Özellikle ekibi bir araya toplayan ve iyileştiren Regroup adlı yeteneğini erken açarsanız savaşlarda çok rahat edersiniz. Savaşlarda bıçak ve mızrak ile harikalar yaratır. Oyunun dünyasını gezdikçe keşfedeceği eni yemek tarifleri ile ekibin gücüne güç katar.

 

Gladiolus Amicitia: Nesiller boyu kraliyet ailesini korumayı görev edinmiş bir ailenin bireyi olan Gladiolus, Noctis’in kalkanı ve manevi ağabeyidir. Uzun boylu iri kıyım bir arkadaştır kendisi, Ignis ekibin beyni iken Gladious da kasıdır. Grubun en yüksek HP (sağlık puanı) değerine sahip üyesidir. Büyük kılıçlar ve kalkan kullanır. Noctis ile büyük bir güven bağı olmasının yanısıra tatlı-sert bir iletişimi vardır. Noctis olgun davranamadığı zamanlar onun iyiliği için gerektiğinde en sert şekilde ayar verir.   Düşüncelerini çekinmeden dile getirebilen, doğa dostu, koca yürekli bir karakterdir.

 

Prompto Argentum: 4 kişilik ana ekibin son üyesi olan Prompto, ekibin neşe ve eğlence kaynağıdır.  Kraliyet ailesi ile doğrudan bağı bulunmamasına karşın okul yıllarında Noctis’le çok yakın arkadaş olmuş ve zaman içinde ekibin bir parçası haline gelmiştir.  Ateşli silahlar kullanan Prompto aynı zamanda fotoğrafa meraklı biridir.  Oyunda da sürekli fotoğraf çekimi yapıyor ve kamp yaptığınızda bunları oyuncuyla paylaşıyor, beğendiklerinizi kaydedebilyiorsunuz. Ekibin en zayıf karakteri olmasına karşın uzak mesafeden bol yardımı olan bir karakter. HP artıran eşyalar giydirerek  özellikle oyunun başlarında zırt pırt ölmesini engelleyebilirsiniz.  Bir de belirtmeden geçemeyeceğim eski Final Fantasy oyunlarındaki savaş kazanma müziğini (victory fanfare) mırıldanışı ve rol yapma oyunlarına atıfta bulunan replikleri ile oyuncuları bol bol gülümseten bir karakter.


Eski Köye Yeni Oynanış

Final Fantasy serisi teknik olarak FFXII’den beri klasik tur tabanlı oynanışa akıcı bir alternatif getirmeye çalıştı. Çeşitli şeyler denendi; örneğin FFXII’de komutları otomatiğe bağlayan Gambit sistemi, ya da Final Fantasy XIII üçlemesinde kontrol edilen karakter sayısının azaltılması  (Final Fantasy XIII-2’de iki kişi,  XIII: Lightning Returns’de ise tek karakter kontrol ettik)  gibi yöntemlere gidilerek oyuncunun komutlarla daha az haşır neşir olması ve dövüşlerin daha akıcı geçmesi sağlanmaya çalışıldı. Ancak hiç birinin pek başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. En nihayetinde Final Fantasy XV’te kontrol edilebilen tek karakter (Noctis) ve standart saldırılarını otomatik yapan, ancak komut verilerek de özel yetenekler kullanabilen 3 parti üyesi ile duruma  bir çözüm getirilmiş. Oynanış bu şekilde daha modern ve akıcı bir yapıya bürünmüş diyebilirim. Yapay zeka çok kötü değil, parti üyeleriniz etkili saldırıyorlar ve çoğu zaman yakanızı beladan kurtarabiliyorlar. Noctis’in ise bir kaç farklı hüneri mevcut. Diğer parti elemanlarınız iki tip silah kullanabilirken Noctis her silahı kuşanabiliyor. Ayrıca kendisi ışınlanabilme yeteneğine de sahip. Eğer ayarlarda değişiklik yapmadıysanız üçgen tuşu ile silahını savurarak istediği yöne doğru kısa bir ışınlanma yapabiliyor. Aynı şekilde düşmanların üstüne de bu şekilde ışınlanarak sert bir vuruş yapabiliyorsunuz.  Bulunduğunuz bölgenin yapısına göre kendini güvene alabilmesi adına yüksek noktalara da ışınlanıp silahı ile orada asılı kalabiliyor. Bu şekilde HP ve MP barınızı daha hızlı dolduruyorsunuz. MP barı da yine Noctis’e özgü bir birim. Bir tuş ile (orijinal ayarlarda kare tuşu)  saldırıları savuşturabiliyor ya da savunma yapıp ekranda beliren tuşa iyi bir zamanlama ile basarak karşı saldırı (parry) yapabiliyorsunuz. Savuşturma, savunma ve ışınlanma MP tüketiyor. Bunların haricinde takımın bir de AP barı var. Siz savaştıkça dolan bu bar ile de L2 + dpad tuşlarına basarak ekibinize komut verebiliyorsunuz. Bu yetenekler oldukça önemli ve aralarında savaşlara kritik etkide bulunabilen yetenekler mevcut (örneğin Ignis’i tanıtırken bahsettiğim Regroup yeteneği oyunun büyük bir kısmında sizi Game Over ekranını görmekten kurtaracak 🙂  Bunun haricinde ise R2 tuşu ile eşya kullanabiliyorsunuz. Oyun çok hareketli savaşlar içerdiği için bol bol eşya kullanmak durumunda kalabiliyorsunuz. Açıkçası bu durum gayet hoşuma gitti. Önceki oyunlarda düzinelerce eşya biriktirip hiç birine dokunmadan oyunu bitirebiliyordunuz. Oyunda ilerlediğiniz zaman R2 menüsüne Chocobo çağırma da ekleniyor.

 

Peki ya Büyüler?

Oynanış çok akıcı ve keyifli bir hale gelmiş, fiziksel mücadele acaip çekişmeli vesaire… Buraya kadar her şey hoş. Yalnız iş büyülere gelince durum biraz karışıyor. Kötü anlamda değil, ama ezber bozan bir yapıda…. Önceki kısımda MP’nin sadece Noctis’in özel yeteneği için kullanıldığından bahsedince serinin müdavimlerinin kafasında bir soru işareti oluşmuştur: “Büyülere ne oldu? “  Büyüler yine mevcut. Biraz maziye dönersek, Final Fantasy VIII’de büyüleri belirli kaynaklar ya da düşmanlardan çekebiliyorduk, hatırlayan hatırlar. İşte Final Fantasy XV’de de benzer bir şekilde belirli kaynaklardan (çoğunlukla kamp alanı yakınlarından) üç temel büyü tipini çekebiliyoruz: ateş buz ve yıldırım. Her birinden 99’ar tane stoklayabiliyoruz. Menüden Elemency’e giderek bu üç tipi birbirine istediğimiz gibi karıştırabiliyoruz ve üstüne ekleyeceğimiz bir tip nesne ile de çok karışık formüller türetebiliyoruz. Düşmanı zehirleyen alev? Gücünü zayıflatan yıldırım? İyileştiren buz fırtınası? Bu çılgın kombinasyonların hepsini yapmanız mümkün. Karıştırdığımız büyü sayısına büyümüzün kudreti artıyor. Eğer homojen karışım yaparsanız unicast gibi rastgele her tipten zarar veren büyüler de elde edebiliyorsunuz.

Kurcalaması oldukça eğlenceli ve genellikle bayağı efektif büyüler elde edebiliyorsunuz. Ancak bu keyfinizi limitleyen bir kaç durum da söz konusu. Öncelikle ürettiğiniz büyüleri Magic Flask adlı eşyaların içinde saklayabiliyorsunuz ve bunları karakterinize takarak bir eşya gibi kullanıyorsunuz. Bu da tabii ki yanınıza daha az silah almanıza yol açıyor. Ayırca çok az sayıda Flask ile başlıyorsunuz, sayılarını artırmanız için de bolca keşif yapmanız gerekiyor. Yine de bu durum çok sorun yaratmıyor çünkü ürettiğiniz büyülerin de zaten halihazırda gayet sınırlı kullanım hakkı var. Eğer dördüncü karıştırdığınız eşya çok sayıda olmazsa genellikle 3 kullanım hakkınız oluyor. Ve çok çabuk tükettiğiniz büyülerin yerine yenisini yapmak için hammadde aramaya geri koyuluyorsunuz. Bu da büyüleri sık başvurulabilen bir saldırı şekli olmaktan çıkarıyor. Zaman zaman varlıklarını bile unutuyorsunuz.  Büyülerin yanısıra bir de kudretli varlıkları çağırabildiğiniz summon özelliğimiz de mevcut. Hikayede ilerledikçe yanımza çektiğimiz bu yüce varlıklar eski oyunlarda çok zorluk çıkarmadan yanımzda yer alırken Final Fantasy XV’de ise belirli şartlara göre kendileri isteyince yardımımıza koşuyor. Örneğin Titan açık alanlarda savaşırken arkadaşlarınız devrilmeye başlarsa geliyor. Ramuh ise yaptığınız savaş ne kadar uzarsa o kadar yüksek şansla beliriyor. Leviathan etrafında su bulunan alanlarda savaşırken Noctis’in sağlığı tehlikeli baraja düştüğünde ortamları şenlendiriyor. Ancak gereken koşulları sağladığınızda bile hiç birinin anında gelme durumu yok. O nedenle ölüm kalım durumlarında çok şansınızı zorlamayın.
(Yazının devamı için sonraki sayfaya geçin: Regalia, chocobolar, av görevleri ve diğer detaylar)

1
2
3
4
GENEL BAKIŞ
Oynanış
9
Görseller
9.5
Ses / Müzik
9.5
Hikaye / Sunum
8
Eğlence Faktörü
10
Önceki İçerikChristopher Nolan’ın yeni filmi Dunkirk’in ilk fragmanı yayınlandı!
Sonraki İçerikAssassin’s Creed filminin TV reklamı yayınlandı
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.
final-fantasy-xv-incelemeBazı noksanlarına rağmen harika bir JRPG olarak huzurlarımıza çıkan Final Fantasy XV, konsol oyuncularının mutlaka arşivlerine eklemesi gereken bir yapım. Square-Enix bir sonraki Final Fantasy için umarım bizi 10 yıl daha bekletmez :)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz