Konsol dünyasının iki büyük devi Nintendo ve Sony’nin ortak bir noktaları var. İkisi de geçmişlerinde hatalı hamlelerden dolayı potansiyel sahibi iki konsolunu erken emekli etti. Nintendo tarafında WiiU, özellikle pazarlama konusundaki hatalarıyla başlı başına bir makale konusu olabilir. Sony tarafında ise Vita ise dönemin ilk OLED ekranlı el konsolu olması ve donanım gücünün yüksekliğine karşın maliyeti nedeniyle kar marjı düşük bir sistemdi. Kullanıcıyı sadece bir hesaba kilitlenen ve sadece Sony tekelinde olan Memory Stick gibi aksesuarları kullanmak zorunda bırakması, oyun desteğinin zayıf olması gibi faktörler nedeniyle bu harika konsol da kısa sürede tarihe karıştı. Yine WiiU’da olduğu gibi Vita’nın da az ama çok iyi birinci parti oyunları vardı. Bunların başını da Monster Hunter türevi olan Soul Sacrifice, Toukiden ve Freedom Wars gibi oyunlar çekmekteydi.
Vita sahibi olmayan çoğu oyuncu bu güzel oyunlardan uzun süre mahrum kaldı. Örneğin bugüne kadar oynadığım en özgün konseptlerden birine sahip olan Soul Sacrifice halen Vita harici bir platformda oynanabilir değil ve bu çok üzücü. Bu üçlü içinde en şanslı olanı Kiwami yan başlığı ile cilanarak TV konsollarında da baş gösteren Toukiden olabilir. Geç olsun güç olmasın kontejyanından ise Freedom Wars piyasaya dönüşünü yapmış bulunmakta. Freedom Wars Remastered PC, PlayStation 4/5 ve Nintendo Switch için çıkış yaptı. İnceleme çalışmamız için ana platform tercihimiz ise Vita’ya en yakın sistem olan Nintendo Switch oldu. Tabii diğer sistemlerdeki performansına da ayrıca değineceğiz.
Sayılı gün çabuk geçer
Oyunumuz çok uzak bir gelecekte, 102014 yılında geçiyor. Harabeye dönmüş dünya yüzeyi artık yaşamaya elverişli değildir. İnsanlar yeraltında bulunan Panopticon adlı şehirlerde yaşamakta ve tekrar yüzeyde yaşamanın yollarını araştırmaktadır. Panopticon’lar devlete yapmakla yükümlü olduğu katkılar karşılığında sakinlerine güvenlik sağlayan bir şehir devleti şeklinde yapay bir ulus olarak işlev görür. Temelinde al gülüm ver gülüm gibi duran sitem teknik olarak halkın sürekli gözetim altında tutulduğu, ağır yaptırımlara maruz kaldığı bir distopyadır. Kaynak yetersizliği gibi durumlar Panopticon’lar arasında çatışmaların doğmasına da neden olmuştur.
Bu huzursuz ve sert düzende suçlular savaşlara “gönüllü” olarak katılabilmekte ve katkıları oranında cezalarını düşürüp özgürlükleri için mücadele verebilmektedir. Ancak kantarın topuzunun kaçtığı nokta nüfus artışı nedeniyle artık yeni doğanların topluma katkıda bulunmadan kaynak tüketmeleri nedeniyle “suçlu” kabul edilmesidir. Sadece varolmak suçu ile birlikte 100 milyonun üzerinde suçlu bu korkunç dünyada varolmakta.
Oyunda yönettiğimiz karakterimiz doğduğu için bir milyon yıl ceza almış bahtsız yeni nesilden bir nefer. Tüm haklarımız doğuştan elimizden alınmış durumda ve yüzeyde gezinen Abductors adlı devasa mekanik tehditlerle savaşıp cezamızı azaltmak dışında yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Belki yeterince mücadele verirsek insani haklara sahip olur, bir gün bu ölüm kalım mücadelelerini geride bırakıp özgürlüğümüze kavuşuruz… Kim bilir?
Freedom Wars zamanı için oldukça iyi görünen ve kendine has güzel oynanış mekanikleri olan bir oyundu. Mücadelenin durumuna göre uzak menzil ve yakın dövüş odaklı silahlarımız arası geçiş yapabiliyor, düşmanlara fırlattığımız kamçı aksesuarı ile tepelerine tırmanabiliyor ya da yere devrilmelerini sağlayabiliyorduk. Özellikle kamçı mekaniğinin hakkını vereyim, Monster Hunter Rise’daki hunting whip’in atasıdır. Bunun yanısıra yaralı ya da baygın ekip arkadaşlarımızı omuzlayıp kaçırabilmek gibi ilginç bir aksiyonumuz da var. Kalanıyla oynanış Monster Hunter oyunlarıyla aşağı yukarı aynı; düşmanları yok etmek, zorda kalanları kurtarmak ya da diğer Panopticon’ların savaşçılarını haklamak gibi görevler tamamlayarak ödüllerimizi alıyoruz. Görev sonunda ödülleri bağışlayarak cezanızı düşürebilir ya da materyallere sahip olabilirsiniz. Cezanın düşmesi yeni imtiyazlara sahip olmanızı sağlarken materyaller de silah zırh gelişmeleri için lazım oluyor. İmtiyazlar derken, oyunda karakterinizin görevler haricinde ciddi anlamda hiçbir şey yapmasına izin yok. Odanızı terketmek, belirli sayıda adım atmak, diğer suçlulara yaklaşabilmek gibi çok basit şeyleri yapmaya bile cezanızdan düştükçe hak kazanacaksınız.
Oyunda kısa / uzun kılıç, mızrak, tokmak gibi yakın dövüş odaklı silahlar düşmana ağır hasar verebilirken ateşli silahlar ile tehlike ile aranıza biraz mesafe koyarak daha taktiksel bir mücadele verebilirsiniz. Oyunun yeni sürümü ile birlikte Vita’da olmayan iki tetik tuş da etkili bir şekilde oynanışa yedirilmiş. Dilerseniz tuşları istediğiniz gibi değiştirmeniz de mümkün kılınmış.
Teknik analiz
Açılışta da belirttiğimiz üzere Freedom Wars Remastered’ı incelemek için ana platform tercihimiz Nintendo Switch oldu. Öncelikli olarak bir el konsolunda doğmuş olan oyunun günümüzün en popüler sistemlerinden birinde, yine el konsolu modunda deneyim etmek istedik. Vita’da 540p çalışan oyun Switch’te handheld ve Dock modlarının en yüksek çözünürlük değerleri olan 720p ve 1080p’de saniyede 30 kare hızında çalışıyor. Çözünürlükteki yükselişe doku kaplama detaylarındaki artış da eşlik etmekte. Vita’da halihazırda çok iyi duran bir oyun olduğu için biraz yaşını hissetirse de Switch’te de ayakları üzerinde dimdik durmayı başarıyor. Özellikle elde oynarken modern bir Switch oyunundan çok farklı hissettirmeyecek. Tabii bir de işin “hissiyat” kısmı var. Monster Hunter ve türevi oyunlar el konsolları ile inanılmaz iyi bir uyum içinde. PSP’yi de zamanında batışın eşiğinden kurtarıp en popüler sistemlerden biri haline getiren oyunların başını MH: Freedom çekmekteydi. Freedom Wars Remastered da sizi oynarken evinde gibi hissettiren yapımlardan biri.
PlayStation 4 tarafında Switch ile tek fark 1080p çözünürlükte 60fps yakalanmış olması. Eğer nostalji ya da el konsolu kültürünüz yoksa yoksa tozunu alıp bu sistemde değerlendirebilirsiniz.
Nihai performans ise sizi PC ya da PlayStation 5 tarafında bekliyor olacak. Oyun bu sistemlerde 2160p (native 4K) çözünürlük ve saniyede 60 kare hızına ulaşıyor. Açıkçası TV ya da monitörde oynama taraftarıysanız bu iki sistemden birini öneririm.
Japonca dil sorunsalı
Oyunun tuhaf bulduğum bir olayı var ki çıkış günü gözlemlediğim kadarıyla oyuna başlayan çoğu kişi de aynı durumdan yakınmış. Malumunuz Japon yapımı, anime estetikli oyunlarda artık Japonca dublaj olmazsa olmaz. Firmalar bir dönemler depolama alanı kaygıları, yerelleştirme veya lisans sorunları gibi durumlardan batıya getirdikleri oyunlarda sadece İngilizce dublaja yer veriyordu. Bu durum iki nesil önce PlayStation 3 döneminde çözülmüştü de açıkçası. Günümüzde neredeyse hiçbir oyun tek dublaj ile gelmiyor, hatta alıcısı belli bazı oyunlar batıya gelirken artık çok nadir tercih edildiği için İngilizce seslendirme dahi yapılmıyor. Freedom Wars Remastered ise açılıştan sizi İngilizce dublaj ile karşılıyor ve seçeneklerde bunu değiştirebilecek bir yer bulunmuyor. Oyunun satış sayfasına bakıyoruz ve desteklediği diller içinde Japonca olduğunu görüyoruz, kafamız daha da karışıyor.
Durumun izahı ve çözümü şu ki, oyunda gerçekten Japonca seslendirme var ve bunu aktif etmek için seçenekleri kurcalamaktan ötesini yapmanız gerekiyor. Oyundaki ilk tutorial bölümlerini tamamladığınızda açılan büyük pencerede “Request Auditory Refit”i seçerek Japon seslere erişebilirsiniz. Yapımcıların bu tuhaf tercihi oyunun girişini İngilizce sesle oynamak zorunda kalmanızın yani yanısıra karakter oluştururken Japonca versiyondaki sesleri duyamamanıza neden oluyor. Diğer bir deyişle bu, belki de seslendirmeyi değiştirdikten sonra hoşunuza gitmeyecek bir karakter sesi seçmiş olabileceğiniz anlamına geliyor. Bir diğer can sıkıcı detay ise hangi dili seçerseniz seçin, robot yardımcınız İngilizce sesi ile size eşlik edecek.
Sonuç
Dil tarafındaki tuhaf seçimi göz ardı edersek, oynanış ve görsel taraftaki yerinde düzenlemeler ile çok da sırıtmadan günümüz sistemlerinde oynanabilecek bir Monster Hunter alternatifi var elimizde. Özellikle Vita sürümünü oynama şansı bulamamış veya tekrar oynamak isteyen meraklıları ve Nintendo Switch / Steam Deck gibi konsollarda handheld takılmayı seven oyuncuları memnun edeceğini düşünüyorum.
