Diablo IV Beta izlenimleri 2: Konsolda nasıl?

Merakla beklenen Diablo IV’ün ikinci ve son beta fazı da dün akşam saatlerinde tamamlandı. İlk fazı PC platformunda deneyim etmiş ve izlenimlerimizi sizinle paylaşmıştık. Betanın ikinci fazını PlayStation 5’te deneyim etme şansı bulduk ve konsola özel deneyimlerimizi aktarmak için ikinci bir bölüm hazırladık.

İlk kez PC ile aynı anda çıkış yapacak
Diablo serisi hep PC odağında geliştirilmiş bir yapımdı. Serinin emektar oyuncuları için bu tür oyunlar hep klavye ve mouse ikilisi ile anılır. Önceki oyun, Diablo III PC’deki çıkışı üzerinden bir sene sonra konsollara gelmişti. Diablo IV ise PC ve konsollara aynı anda, 6 Haziran’da çıkışını gerçekleştirecek. Bu da tabii ki ilk kez yapım sürecinde konsolların da odak noktaya taşındığının bir işareti. Peki Diablo IV, konsol tarafında nasıl? Belirli kriterler üzerinden bir değerlendirelim:

Görseller & Performans
Diablo IV, yeni nesil konsollara PC’den geri kalmayan düzeyde görseller ile geliyor. 4K çözünürlük ve saniye başı 60 kare akıcılık ile oyunu sistemin size sunduğu en üst performansta oynayabileceksiniz. Konsolda şu an için memnun kalmadığım tek nokta HDR oldu. PlayStation 5’te çoğu oyunda hiç ayar çekmeden HDR’ı gayet tatmin edici bir şekilde deneyim edebiliyoruz. Ancak Diablo IV’te ayarları kurcalamama rağmen istediğim nitelikte bir görüntü elde edemedim. SDR’a döndüğümde görüntü çok daha net ve canlıydı. Tabii oyunun henüz beta aşamasında olduğunu ve bu tür durumların tam sürümde çözüldüğünü hesaba katarsak can sıkıcı bir detay değildi. Özetle görseller ve performans açısında Diablo IV konsollarda geçer not alıyor.

Cross Play & Cross Save
Diablo IV platformlar arası kayıt ve oynanış destekliyor. Cross Save özelliğinden yararlanmak için geliştirici firma Blizzard’ın Battle.net sistemine kayıt etmeniz yeterli. Konsol ve PC hesaplarınızı Battle.net hesabınıza bağlamanız halinde istediğiniz platformdan oyununuza anında devam edebiliyorsunuz. Diablo IV ayrıca PC ve konsol oyuncularının bir arada oynamasını sağlayan Cross Play özelliği ile de geliyor. Arkadaşlarınız hangi tarafta olursa olsun beraber oynayabilmek çok güzel. Betada PC platformunda bulunan arkadaşımla Battle.net mobil uygulamasını kullanarak oyun içi chat yaparak beraber zindanların tozunu attırmak oldukça keyifliydi.

Gamepad, keyboard & mouse
Gelelim en önemli tartışmaya. Diablo PC ile anılan bir seri ve akıllara direkt klave ve fare ikilisini getiriyor. Fare ile kolaylıkla düşmanları hedef alabilme, klavyedeki kısayollar ile yetenek ve büyülerimizi kullanma gibi bir çok fonksiyon klavyede parmaklarımızın ucunda. Peki, durumlar dualsense kontrolcüde nasıl? Betanın ikinci fazını ağırlıklı olarak konsolda deneyim etmemin sonucunda diyebilirim ki, klavye ve fareyi aramıyorsunuz.

Blizzard mümkün olan en efektif şekilde tuş dizilimini ayarlamış. Fare ile tıklamak yerine sol analoğu kullanarak kahramanımıza yön veriyoruz. L1 tuşu iksirimize adanmış. Yuvarlak ise klavyedeki boşluk tuşunun yerini almış, yani kaçmak için kullanıyoruz. Yeteneklerimizi ise X başta olmak üzere, kare, üçgen, R1, R2 ve L2 tuşlarına yerleştirebiliyoruz. Dpad tuşlarına da kasabaya ışınlanma, oyuncu reaksiyonları gibi yanlar fonksiyon bırakılmış.  Bunlar temel ayarlar, ancak Blizzard bize istediğimiz tuşu istediğimiz niteliğe bağlama konusunda özgür bırakmış. İsterseniz sağ ve sol analog çubukların fonksiyonlarını bile tersine çevirebiliyorsunuz.

Hedef alma konusunda da analog tuşlar oldukça rahat bir şekilde çalışıyor. Örneğin uzka menzil bir saldırı tuşuna basılı tutarak analoğu çevirdiğinizde karakterinizi istediğiniz yöne odaklayabiliyorsunuz. Kalablık durumlarda ise yakın olan düşmanlara saldırırken kontrolü benden almayan, ama gamepad limitasyonlarını da dengeleyen hafif bir auto aim desteği hissettim ve gayet başarılıydı. Özetle aksiyon tarafında gamepad kullanmanın hiç bir dezavtajını hissetmedim.

Kontroller açısından şu an tek eleştirebileceğim nokta Dualsense’in haptic feedback ve adaptive trigger özelliklerinin kullanılmamış olması… şimdilik. Tam sürümde kesinlikle Dualsense’in tüm fonksiyonlarının kullanılacağını düşünüyorum.

Kayıp sınıflar: Druid & Necromancer
Betanın açılışında kapalı tutulan ve sonradan aktifleştirilen iki sınıfı da son fazda bol bol deneme şansı buldum. Druid gücünü doğadan alan bir sınıf. Kurtlar çağırıp düşmana beraber dalabiliyor, ya da ayıya dönüşerek ağır saldırılar gerçekleştirebiliyorsunuz. Ancak betadaki 25 seviye limitinden olsa gerek, Druid’de diğer sınıflardaki kadar güç fantezisi yapamadım.

Betada açık ara en çok eğlendiğim Necromancer ise ölüleri dirilterek yanında savaştıran, büyülü uzak menzil saldırıları ve düşmanı güçsüz bırakan lanetleriyle savaşlarda adeta bir ordu gibi esen, gürleyen bir sınıf. Necromancer ilk seviyelerde yanında 5 tane savaşçı iskelet gezdirebilirken, sonradan 3 tane büyücü ve betada izin verilen üst sınır 25. seviyede ise bir tane de golem çağırarak yanında 9 kişilik bir çete ile geziyor. Bazı ekipmanlar iskelet sayımızı daha da artırabiliyor. Yeteneklerinizi doğru ayarlarsanız düşmana nefes aldırmıyorsunuz. Bazı senaryolarda rogue mu necromancer mı daha ölümcül emin olamadım. Ama düşük seviyelerde en çok dikkatimi çeken bu iki sınıf oldu.

Devasa dünya
Betanın son demlerinde bir şeyin farkına vardım. Oyuna yaklaşık 30 saat harcamış ve 5 sınıfla birbirinden farklı sayılabilecek güzargahlarda maceradan maceraya koşturmuştum. Ve haritanın hala çok ama çok küçük bir kısmı açılmış, betadaki kısıtlı tutulan hikaye görevlerinin ve zindanların bile tamamını görememiştim. Bu haliyle oyunun tam bir fiyat / performans canavarı olduğunu söyleyebilirim. 2012’de çıkış yapmış olan Diablo III’ün bile hala aktif şekilde oynandığını düşünürsek, onu henüz betasıyla bile sollamayı başaran Diablo IV’ün saatlerce değil, haftalarca hatta aylarca bizi eğlendireceğinden eminim.

Diablo IV 6 Haziran’da bizi şeytanlarla amansızca mücadeleye davet ediyor.  Oyun PlayStation 4 & 5, Xbox One, Series X/S ve PC platformlarında çıkışını gerçekleştirecek.

Önceki İçerikDiablo IV Beta izlenimleri: Efsane geri dönüyor!
Sonraki İçerikLast of Us Part I PC inceleme
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz