Monster Hunter, Capcom’un milyonlar satan başarılı fantastik avcılık oyunu serisi. Sitemizde incelemesine de yer verdiğimiz serinin son oyunu Monster Hunster Hunter Rise çıkış haftasında 4 milyon satış rakamı yakalayarak yapımcı firmanın başarısını katlarken bir spinoff proje de arkaplanda geliştirilme aşamasındaydı. Rol yapma oyunu (ryo) türünde geliştirilen ve avcılık kadar canavarlarla harmoni içinde yaşam ve savaş gibi öğleri bünyesinde barındıran Monster Hunter Stories, ana seriye farklı bir soluk kazandırmıştı. Serinin ikinci basamağı olan Monster Hunter Stories 2 Wings of Ruin inceleme yazımızda biniciler ve canavarların fantastik dünyasında maceralara konuk olacağız.
Riders of the Storm
Devam eden seriler söz konusu olduğunda ilk aklınıza gelecek sorular ile açılışı yapalım. Monster Hunter Stories 2: Wings of Ruin ilk oyunla bağlantılı mı? Doğrudan bir devam oyunu mu? İlk oyunu oynamadan direkt yeni oyunla başlayabilir miyiz?
Wings of Ruin ilk oyundan bağımsız olarak deneyim edilebilen bir oyun. Temel oynanış mekanikleri ve dünya yapısı korunmuş olsa da Wings of Ruin Monster Hunter Stories serisi için sıkıntısız bir giriş noktası konumunda. Şimdi hikayemize bir giriş yapalım…
Görünüşünü tamamen oyuncunun oluşturduğu ana karakterimiz Hakolo adasında yaşayan, binici (rider) olma yaşı henüz gelmiş bir savaşçıdır. Ada halkı canavarlarla uyum içinde yaşamakta ve Rathalos adlı canavarı gardiyanları kabul etmektedir. Zamanında adanın en kudretli binicisi, dedemiz Red, canavarı Rathalos adayı koruyup kollamıştır. Ancak oyunun açılışındaki Mahana festivali gecesinde Rathalos ırkından canavarların ortadan kaybolmaya başladığı ortaya çıkar. Kahramanımız yeni yeni binici olarak tecrübe edinmeye başlarken bir yandan da ada etrafında oluşmaya başlayan olayların gizemini çözmeye çalışır. O esnada yolu Ena adlı bir kızla kesişir.
İnsanlara kıyasla daha uzun bir ömre sahip olan wyverian ırkına ait olan Ena, dedemiz Red’i tanımaktadır. Ayrıca dedemizin ortağı gardiyan Ratha’nın yumurtası da kendisine emanet edilmiştir. Yumurtayı korumak için beraber hareket eden ikili ekonolojik anomaliler ve türlü tehditler ile dolu bir maceraya atılır.
Monster değil Monstie!
Monster Hunter Stories’de canavarlarla mücadele etmek kadar onların yumurtalarını ele geçirip, yanımızda savaştırmak da önemli bir oynanış mekaniği. Yandaş canavarlarımıza monstie denmekte ve mini zindanlar olarak nitelendirebileceğimiz mağaralardan ele geçirebildiğimiz yumurtalardan çıkıyorlar. Açık dünyada gezinirken bulabileceğiniz mağaraların yanısıra savaşlarda zayıflattığınız bazı canavarlar da geri çekilip özel mağaralar oluşturabiliyor ve buralardan yumurtaları bulabiliyorsunuz. Bu haliyle oyun hafiften bir pokemon havasında. Ancak ana seriden devreden silahlar, kullanım avanajları, yendiğiniz canavarlardan elde ettiğiniz eşyalar ile daha güçlü silah ve zırh yapma gibi klasik Monster Hunter elementleri de yine kendine yer bulmuş.
Oyunun ana seriden en çok sıyrıldığı kısım şüphesiz ki savaş sahneleri. Aksiyon odaklı oynanışın aksine tur tabanlı savaşlara sahip olan Wings of Ruin, savaşlarda sizi taş – kağıt – makas benzeri bir güç mücadelesine sokuyor. Atak veya özel hareket komutlarımızın üç formu var: güç, hız ve tenknik. Üstünlük formülü Güç > Teknik > Hız > Güç şeklinde. Üstün bir formda saldırı yaparsanız zarar almadan karşı tarafa vurabiliyorsunuz. Aynı türde saldırılar ise aynı anda birbirine zarar veriyor. Zaman zaman devreye giren head – to head (kafa kafaya) mücadele sekanslarında ise onay tuşuna seri şekilde basarak üstünlük kazanmanız mümkün. Canavarlar belirli şablonlarda saldırılar yapsa da canları azaldığında ya da rage gibi özel durumlarda tüm saldırıları değişebiliyor. Biz de saldırı yaptıkça yandaşlarımızla oluşturudğumuz sinerji ile kuvvetli ikili veya dörtlü saldırılar yapabiliyoruz. Bu da savaşları monotonluktan bir nebze olsun kurtarmayı başarıyor.
Performans
Monster Hunter Stories 2: Wings of Ruin Nintendo Switch ve PC platformlarında çıkış yaptı. PC’nin sunacaklarını aşağı yukarı tahmin ettiğimizden ve ilk oyunun Nintendo’da çıkmış olduğu faktörünü de göz önüne alarak oyunu özellikle Switch’te deneyim etmek istedik. Yakın dönem Rise’ın da yine bu platformda çıkış yaptığını da hesaba katarsak, özellikle optimizasyon konusunda beklentilerimiz yüksekti. Ancak oyun bu konuda bizi biraz hayal kırıklığına uğrattı.
Nintendo Switch:
Öncelikle iyi taraftan giriş yapalım. Çözünürlük dock (TV) modunda 900p, handheld (el) modunda ise 720p kalitesi sunuyor. Konsolun standartları açısından iyi değerler. Öte yandan frame rate (saniye başı kare) konusunda ise yapımcılar tuhaf bir karar almışlar. Kilitlenmemiş bir frame rate söz konusu ve oyun çok nadiren 40’ları görse de çoğu zaman 30’da sabit kalmakta dahi zorlanıyor. Oynadığınız bölgenin yoğunluğuna göre bazen bayağı baş döndürücü derecede iniş çıkışlar oluyor ve oyunun takibi bayağı yorucu olabiliyor. 30’a sabitlenmiş oyunlarla geçen yıllarımı düşündüğümde, çok azında bu derece bir göz yorgunluğu yaşadığımı anımsıyorum. Bütün bu performans fedakarlıklarına rağmen görüş alanımız da oldukça dar, yani bazı dokular ve obje detayları da siz ilerleken aniden ortaya çıkabiliyor.
PC:
Oyunun PC versiyonu çok basit bir PC portu denebilir. Görsel detaylarında büyük bir fark yok. Ancak 4K’ya kadar çözünürlük ve çoğu sistemde rahatıkla yakalayabileceğiniz yüksek bir frame rate faktörü var. Ayrıca Switch’te savaş sahnelerine girişler biraz bekletirken PC’de bu geçişler anlık oluyor.
Özetle el konsolunda oynama kaygınız yoksa PC versiyonu daha rahat bir tecrübe sunuyor.
Başlangıç Tavsiyeleri
Kendine has mekanikleri olan oyuna daha hızlı ısınmanız, maceralarınızı daha rahat götürbilemeniz adına size ufak bir başlangıçş rehberi hazırladım. Madde madde ilerleyelim:
- Oyunda kendi karakteriniz kadar size eşlik edecek monstielerin de önemli olduğunu unutmayın. Yeni yumurtalar keşfettikçe niteliklerine göre hem açık dünyada hem de savaşlarda en avantajlı olanlara yer vermeye gayret edin. Özellikle oyunun başlarında zayıf kalan monstieleri çok önemsemeyin, oyunun devamında çeşitlilik ve güç açısından çok geniş bir monstie skalası sizi bekliyor olacak.
- Savaşlara girerken düşmana arkadan yaklaşarak tur avantajı sağlamaya gayret edin. Aynısını düşman da yapabileceği açık bölgelerde dikkatli olun.
- Savaşlardan sonra karakterlerin sağlık durumlarına dikkat edin. Tur tabanlı yapısı nedeniyle savaş içinde iyileşmeniz daha zorlu olacak. Mümkün mertebe karakterleri açık dünyada tam sağlık değerinde tutmaya çalışın.
- Çevreyi gezinirken bitki örtüsü, kemik kalıntıları gibi gördüğünüz pırıltılı objeleri ihmal etmemeye çalışın. Bunlar karakterinizin eşya geliştirmek için kullanacağı materyaller.
- Canavar mağaraları eğer nadir bir yumurta barındırıyorsa “rare” ibaresi barındırır. Eğer yeni canavar arayışındasanız bu mağaralara öncelik verin.
- İnlerde bulduğunuz yumurtaların koku ve ağırlığı içiçndeki canavarın kalitesini belirliyor. Kokulu ve ağırlar en iyiler. Ayrıca görsel olarak da pırılıtılı yapısı ile iyi bir sürpriz barındırdıklarını anlayabilirsiniz. Her yuvada birkaç kez farklı yumurta aramayı deneyebilirsiniz.
- Yerleşkelerde demircilere uğrayıp silah ve zırhlarınızı geliştirmeye önem verin. Karakterimiz level atlayarak kuvvetlense de ekipman da savaşlarda çok önemli bir rol oynuyor.
- Yan görevler geldikçe alıp kenara koyun. Bu görevler ile ayrı ayrı uğraşmak yerine ana maceranıza devam edin, çoğunluğu ayrı bir çaba istemeden tamamlanacak.
Monster Hunter Stories 2: Wings of Ruin ana seriye farklı bir alternatif. Canavarlara karşı mücadele kadar canavarla beraber mücadele vermenin de önemini vurgulayan, performans sıkıntılarına karşın eğlenceli bir yapıya sahip güzel bir rol yapma oyunu olmuş.
