Nintendo’nun 1990 yılından beri devam eden taktiksel rol yapma oyunu serisi Fire Emblem en büyük başarılarından birini Switch için 2019 yılında çıkan Fire Emblem: Three Houses ile yakalamıştı. 3 milyonun üzerinde satış rakamına ulaşan ve hem eleştirmenler, hem de oyuncular tarafından övgü toplayan oyun üç krallığın varisinden birinin yanında yer alıyor, öğrenciliklerinden başlayıp yetişkinliklerine kadar uzayan mücadelelerinde eşlik ediyorduk. Three Houses Switch sahibi olup da henüz denemediyseniz kesinlikle tavsiye edebileceğimiz oyunların başında geliyor. Fire Emblem Engage inceleme yazımızda ise 30 küsür yıllık serinin geldiği son noktayı irdeleyecek, formülü gayet iyi tutturan önceki ana oyun ile farklıklarına değineceğiz.
Yüzüklerin Efendisi
Elyos kıtasında geçen oyunda ismini ve cinsiyetini değiştirebildiğimiz kahramanımız Alear’ın etrafında şekillenen hikayede 1000 yıllık bir savaşın tekrar alevlenmesine şahit oluyoruz. Kutsal ejderha Lumera, düşmüş ejder Sombron ile savaşından galip gelse de evladı Alear ağır şekilde yaralanmıştır. 1000 yıl süren uykusundan uyanan Alear çok geçmeden Sombron’un Corrupted adlı ölümsüz askerlerden oluşan birlikleri ile karşılaşır. Bu Sombron’un dönüşüne işarettir ve Alear’ın uzun uykusundan önceki anılarının büyük bölümü kayıptır. Geçmişteki savaşlarında en büyük yardımcıları olan büyülü yüzüklerin de bir kısmını kaptıran kahramanımız yeni müttefikleri ile diğer kıtalara dağılmış yüzükleri bulmak ve Sombron ile tekrar yüzleşmek için yola koyulur.
Dünyası ile serinin önceki oyunlarından bağımsız olan Fire Emblem Engage içerdiği yeni mekanik sayesinde de serinin eski kahramanlarına ev sahipliği yapıyor. Önceki paragrafta bahsettiğim yüzükler serinin eski kahramanları Ember adı verilen ruhani bir formda mücadelemizde yanımızda yer alıyorlar. Alear başlangıçta ilk Fire Emblem’in kahramanı Marth ile eşleşiyor ve öyküde önemli olan her kahraman da beraberinde bir yüzükle geliyor. Öykü üzerinde diğer karakterler kadar etkin olmasalar da orijinal oyunlardaki kişiliklerini yansıtan Emblem’lar yeni oyunun savaşlarında en önemli unsurlar. Buna yazının devamında detaylı değineceğim.
Büyü ve Çelik
Fire Emblem Engage serinin diğer oyunlarında olduğu gibi iki fazlı bir anlatıda ilerliyor. İlk faz serbest dolaşma ve karakterler ile etkileşime girme gibi eylemleri gerçekleştirdiğimiz Hub bölgede geçiyor. İkinci faz ve oyunun en uzun kısmı ise savaşlardan oluşuyor. Genellikle düşman generallerini alt etme üzerine kurgulu savaşlarda harita üzerinde birliklerimizi ilerletip menzil içindeysek saldırı yaparak turumuzu sonlandırıyoruz.
Savaşlarda üç ana silah sınıfı var ve bunlar aralarında taş – kağıt – makas benzeri bir üstünlük zincirine sahipler: Kılıçlar baltalara, baltalar mızraklara ve mızraklar da kılıçlara karşı etkili. Düşman birlikleri standart saldırılarda size karşı zarar verebilirken üstün silah gruplarıyla saldırırsanız ellerindeki silahı düşürtüp hem yüksek zarar verebilir, hem de gelecek saldırılara karşı daha savunmasız bırakabilirsiniz.
Tabii oyunun savaş mekanikleri bu üçlü üstünlük kurgusunun ötesinde mekanikler de barındırıyor. Ana grupta yer almayan yay, büyü kitabı gibi uzak menzilli silahlar da kullanılabiliyor. Bu gruplar da menzilleri içinde karşı saldırılar gerçekleştirebiliyor. Savuşturma ve peşpeşe saldırı ihtimali kuvvetli olan yakın dövüş ustaları da var. Bu birlikler de dövüş teknikleri içeren parşömenler ile saldırı parametleri ve tarzlarını değiştirebiliyor. Ayrıca bazı balta, mızrak ve bıçak türleri de menzilli olarak kullanılabiliyor, ancak yakın dövüşe kıyasla saldırı güçleri daha düşük.
Tüm bunların üstüne birliklerin kendine has yapıları da genel mekanikler üzerinde etkili. Mesela süvari birlikleri at üstünde oldukları için turlarında daha uzak mesafeye hareket edebiliyor. Zırhlı birlikler fiziksel saldırılardan çok daha az hasar alıyor ama büyüye karşı zayıf oluyorlar. Pegasus ya da griffin tarzı uçan bineklere sahip olan birliklerimiz de mevcut. Bu birlikler haritadaki sulak alanlar, yoğun bitki örtüleri gibi bölgeler üzerinden rahatlıkla aşarak konum avantajına sahip olabiliyorlar ancak yay kullanan birliklerin oklarına karşı zayıflar. Bu tarz ince detaylar ile savaşlar oldukça derin ve keyifli bir hale geliyor.
Ey ruh!
Oyunun en ilginç kısmı olan Emblem’lara gelirsek… Her karakterin bir yüzük takma hakkı var. Bu yanında bir adet Emblem, yani Fire Emblem kahramanına ait ruhu taşıyabileceği anlamına geliyor. Emblem sahibi kahramanlar savaşta yanlarındaki ruhla birlikte saldırı yapıyor. Ancak engage mekaniği ile bunu bir adım daha götürmek mümkün. Engage bar doluyken yanınızdaki ruh ile birleşerek karakterinizi daha güçlü hale getirebiliyor, Emblem’lara özel ruh silahlarını kullanabiliyor ve yeni yeteneklere erişebiliyorsunuz. Emblem’lar diğer karakterler gibi seviye atlamıyor, ancak beraber oldukları kahramanlar ile bir bond level (bağ seviyesi) ilerliyor. Her seviyede ruhlar yeni altif ya da pasif yetenekler açabiliyor. Yeni yetenekler yüzük sizde olduğu sürece etkinken dilerseniz belirli Emblem yeteneklerini kahramanlarınıza limitli slotlarını kullanarak da takabiliyorsunuz. Bu sayede başka bir yüzüğe geçseniz bile favori yeteneklerinizi kullanmaya devam etmeniz mümkün oluyor.
Diğer karakterlere takabileceğiniz bir Emblem kalmazsa hub bölgede yüzük odasına gidebilir ve burada yeni yüzükler dövebilirsiniz. Bu yüzükler yanınızda savaşan ruhlar oluşturmasa da kahramanlara belirli güçler bahşedebiliyor. Gatcha benzeri bir sistem olması biraz can sıkıcı ama kullanılan kaynaklara erişmeniz oldukça kolay. Yine bu odada Emblem yüzüklerimizi cilalayarak ruhlar ile savaş harici ekstra bağ kurma şansı elde edebiliyoruz.
Sınıfsal mevzular
Fire Emblem oyunlarının en önemli mekaniklerinden biri de sınıf sistemidir. Oyun belli bir düzeyde bu mekaniği açıklasa da yeterince detay vermiyor. Öncelikle her karakterin bir temel seviyesi var ve bu seviye 10 ve üzerine çıktığında sınıf değiştirmeniz mümkün. Ancak bunu yapabilmeniz için master seal ve secondary seal denen iki eşyaya ihtiyacınız var. Bunlar oyunun ortalarına kadar pek rahat elde edilemiyorlar, ancak sınıf değişimi için de acele etmenize çok gerek yok.
Öncelikle sınıf atlayan karakterlerin tekrar birinci seviye düştüğünü belirteyim. Bu geçiş esnasında karakteriniz çok güç kaybetmiyor, hatta çoğu senaryoda daha da güçleniyor. Öte yandan sınıf değiştiren, özellikle master seal ile yüksek sınıflara geçen kahramanlar çok daha yavaş seviye atlıyor. Örneğin oyunun başlangıç karakterlerinden Vander bu bahsettiğim yüksek sınıflardan Paladin olarak başlıyor. Çok kuvvetli olmasına rağmen özellikle ilk bölümlerde neredeyse hiç seviye atlayamıyor ve bir süre sonra temel sınıfların gerisinde kalmaya bile başlıyor. O nedenle kahramanlarınızın sınıfını değiştirirken 20. seviyeye ulaşmaya gayret edin.
Bir diğer işe yarar ipucu ise karakterlerinizin sınıflarını resetleyebiliyor olmanız. Secondary seal kullanarak aynı sınıfta istediğiniz kadar birinci seviyeye dönerek karakterinizin daha yüksek güce ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Bazı sınıflar için belirli silahlarda uzmanlaşmanız gerekebilir. Bu silahları kahramanlarımız normal sınıfları dahilinde kullanma yeteneğine de sahip olmayabilir. Ancak Emblem mekaniği burada yardımımıza koşuyor ve karakterler normalde kullanamadıkları silahların uzmanlıklarını Emblem bağları sayesinde elde edebiliyor. Gerisi ise sizin kuracağınız stratejilere kalmış durumda.
Teknik mevzular
Nintendo Switch’e özel olarak geliştirilen Fire Emblem Engage, konsolun en iyi grafiklerine sahip oyunlardan biri. Zengin bir renk paletine sahip, detaylı grafiklere sahip oyunda özellikle ara sahneler ve dövüş sekansları çok etkileyici görünüyor. Bir önceki oyun Three Houses’ın zayıf kaldığı kenar yumuşatma konusunda da bir adım ileri gidebilmiş olan oyun hem elde hem de TV’ye bağlı iken gayet temiz bir performans sunuyor.
Seslendirme konusunda ise beni biraz ikiye bölen bir durum oldu. Medieval bir tarza sahip olan oyunlarda genellikle tercihimi İngilizce seslendirmeden yana kullanıyorum ve Engage de genel olarak bu konuda gayet başarılı. Ancak birkaç karakterin sesi o kadar kulak tırmalayıcı ki bir süre sonra dayanamayıp Japonca seslendirmeye geçtim. Özellikle anime izleyenler için çok daha bilindik ama ses tonları çok daha uygun seçilmiş bir kadro mevcut Japonca tarafında. Bunun dışında müzik ve ses efektleri serinin yakın dönem tüm oyunlarında olduğu gibi etkileyici. Özellikle savaşlarda çalan müzikler, çatışma anında, düşman turlarında ve generaller gibi boss tipi düşmanlarda form değiştirerek sizi gayet havaya sokuyor.
İyiler ve kötüler
Engage’i oynadığım süre boyunca ister istemez oyunu Three Houses ile kıyasladım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Switch’in ilk Fire Emblem oyunu Three Houses çok başarılı ve halen daha Switch sahiplerine tavsiye edilecekler listemde ilk sıralarda yer alan bir oyun. Three Houses oynamış ve sevmiş herkese Engage’i gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Öte yandan iki oyuna sahip olmayanlar ya da hangisi ile ilk önce başlamalı diye sorabilenler için iki oyunun birkaç yüksek ve alçak noktasını not düşeyim:
- İki oyun içinde en iyi görsellere sahip olan kesinlikle Engage. Geliştirici firma Nintendo Switch’i artık iyice tanımış ve harika bir optimizasyon yapmış. Engage ile kıyaslandığında Three Houses soluk renkli ve bol tırtıklı görselleri ile geride kalıyor.
- Hikaye ve karakterler açısından ise Three Houses Engage’den bir adım daha önde. Özellikle başlarda Engage’in hikayesinde karakterler ile bağ kurmakta zorlanıyoruz. Ana karakterimiz Alear kutsal ejder soyundan gelmesinden ötürü herkes tarafından hayranlıkla karşılanıyor ve mücadelede yanımızda yer almak için adeta can atıyorlar. Ancak oyunun başında daha tanımadığımız karakterler arasında bu şekilde gelişen bir bağ çok güçsüz kalıyor. Benzer şekilde açılış bölümlerdeki kurgu da zayıf.
Three Houses’da kahramanımız Byleth üç krallığın varisi ile tanışması ve zaman içinde mentör olarak bu varislerin geleceğine yön vermesi, bir yandan da gizemli varlığı ve unutulmuş bir tanrıça ile ölümün ötesine geçen bağı ile çok daha derin bir karakterdi. Ayrıca seçimlerimiz ile dallanıp budaklanan siyasi yapısı da senaryoyu ciddileştiriyor ve hikayeyi üç farklı şekilde ilerletiyordu. Engage de ilerledikçe ve yeni krallıklardan kahramanlar bize katıldıkça biraz daha gelişen bir hikaye anlatımına sahip olsa da en nihayetinde “büyük kötüden dünyayı kurtar” formatından öteye gitmiyor.
- Oynanış mekanikleri açısından en rafine hale getirilmiş oyun Engage. Three Houses’da ne varsa Engage onu bir gömlek daha iyi hale getirmeyi başarmış. Ruh kombinasyonları ve getirdikleri ek stratejiler de başarılı.
- Three Houses’ın Hub bölgesi, karakterler ile etkileşim daha detaylıydı. Engange’de bu daha yalın hale getirilmiş ama bu kısım biraz öznel. Savaşlar arasındaki rutinleri daha hızlı yapmak, dersler ve çay partileri ile doğru cevapları bulmak yerine sadece karakterler ile hediyeleşip diyaloğa girerek bağ ilerletmek bazı oyunculara göre artı sayılabilir.
Kapanış
Fire Emblem Engage oldukça eskimiş bir konsol olmasına rağmen Switch oyunları için çıtayı bir kez daha yükseltmeyi başarmış bir yapım, türünün de halen en iyi örneklerinden biri. Oynanış süresi olarak da oldukça doyurucu olan oyunun sadece ana hikayesi 30 saatin üzerinde sürüyor. Ekstraları ile 50 ila 80 saatlik bir oynanış sunan yapım, bu yönüyle de serinin önceki oyunu Three Houses’a oldukça yakın. Season Pass ile yeni bölümler ve Emblem’lar da önümüzdeki günlerde oyuna eklenecek.
