90’larda Japon rol yapma oyunlarının çılgın ve büyülü dünyasına ilk adımımı atmamı sağlayan, aynı zamanda ilk PlayStation konsolumu da satın almama vesile olan Final Fantasy VII, döneminin en büyük yapımlarından biri olarak video oyun tarihine adını altın harflerlerle yazdırmış olan bir serinin yedinci halkasıydı. Zamanında 3 CD’ye zorlukla sığdırılan bu devasa maceranın yeniden yapım haberleri geldiğinde nasıl bir proje ile karşılaşacağımızı ve içeriğin ne derece günümüze aktarılabileceğini merak ederek beklemeye koyulmuştuk. 2020 yılında oyun Final Fantasy VII REMAKE adıyla çıktığında şık görseller, havalı ara sahneler, baştan aşağı elden geçirilmiş oynanış mekanikleri sunarak bizi heyecanlandırmış olsa da, belirli noktalarda orijinalden geri kalan detaylar ve uzun bir maceranın sadece girişi sayılabilecek bir kısmı oynatmasıyla hevesimizi biraz kursağımızda bırakmıştı. Ayrıca ana oyundaki senaryoya hakim olanlar için kafa karıştırıcı bazı tuhaf eklentiler de söz konusuydu. Hatta bu yapısıyla oyun bende yeniden yapım değil, bir “devam oyunu” olduğu şüpheleri uyandırmıştı.

Oyunun PlayStation 4’e özel çıkışının bir yıl ardından güncellenmiş içerik ve yeni hikaye eklentisiyle Final Fantasy VII INTERGRADE  piyasaya çıktı. Remake projesinin birinci bölümünün nihai sürümü diyebileceğimiz INTERGRADE aynı zamanda yeniden yapım bölümlerinin PlayStation 5’e mecburi olan ilk adımıydı. Oldukça yaşlanmış olan PlayStation 4 performans açısından yeni nesil oyunların hakkını vermekte zorlanıyordu. En nihayetinde Final Fantasy VII yeniden yapım projesinin ikinci bölümü olan REBIRTH de sadece PlayStation 5’e özel olarak çıkışını gerçekleştirdi. İlk bölümün bıraktığı noktadan direkt devam eden oyun bizi Midgar’ın sınır kapılarından çıkartarak Final Fantasy VII’nin devasa dünyasıyla tanıştırıyor.

Ferah Manzara VII

Final Fantasy VII REBIRTH, açılışıyla bile işlerin ne kadar büyük ölçekte geliştiğini bize kanıtlamaktan çekinmiyor. Oyunun demosunda da yer alan girişte ferah bir hareket alanı eşliğinde hikayenin geçmişindeki kritik bir anı oynuyoruz. Bu flashback sahnenin ardından oyunun bize sunacağı yeni şehirlerden ilki Kalm’da ikinci bölümümüzün açılışını yapıyoruz. Kısa bir oynanış sonrası Kalm’ı da geride bıraktığımızda ise özgürce dolaşıp yan görevler, avlar, ve keşfedilmeyi bekleyen detaylarla dolu açık dünyaya adımımızı atıyoruz. REBIRTH’ün dünyası tamamı kesintisiz şekilde bağlı olmasa da harita üzerinde bütünlük oluşturan büyük bölgeler halinde keşfedilmeyi bekliyor. Bu konuda ise en büyük yardımcımız Final Fantasy serisinin maskotu haline gelmiş binek kuşları chocobolar oluyor. Her bölgede belirli bir şartı yerine getirerek elde ettiğimiz sevimli dostlarımız bulundukları bölgeye göre farklı özelliklere sahipler. Örneğin Junon’daki gri chocobolar duvarlara tırmanabilirken Gongaga bölgesindeki yeşil chocobolar yükseğe zıplama ve süzülme yetenekleriyle oyunun keşif yaparak geçireceğiniz kısımlarına bir tat bir doku katmayı amaçlamış.

Bölgesel haritalar geneliyle oldukça dolu ve keşfetmesi keyifli. Her bölgede belirli sayıda canavar çeşidi bulunuyor ve bunlara av görevlerini oluşturan boss tipi canavarlar eşlik ediyor. Ayrıca Final Fantasy evreninin en büyük gücü olarak kabul edebileceğimiz, “summon” kategorisindeki varlıkların da her bölgede keşfedilmeyi bekleyen üç mabedi bulunmakta. Bunları bulmanız iki açıdan çok önemli. Summon büyülerini kullanmak için ihtiyacınız olan materilar boss dövüşleriyle aktif oluyor. Kazanması oldukça zor olan bu savaşlar her mabet keşfi ile bu savaşta avantaj elde ediyorsunuz. İkinci ve daha önemli olan yarar ise her mabet keşfi ile materia daha da kuvvetleniyor ve yeni özellikler kazanıyor. Bu arada düşmanları assess komutu ile incelemenizi sağlayan materianın da önemini tekrar hatırlatmak isterim. Her karşılaştığınız canavarı assess komutu ile taramanız ve Chadley’nin veritabanına kaydetmeniz size yeni ve güçlü materia ödüllerinin kapısını açacak.

Final Crafting VII

Final Fantasy VII REBIRTH’ün getirdiği yeniliklerden biri de crafting sistemi. Açık dünyada bolca toplanabilir bitki, maden vs. bulunmakta ve bunlarla iksirden ekipmana kadar birçok şey yapabilmeniz mümkün. Menüde transmutaion sekmesi altında yapabileceğiniz eşyaların listesi bulunmakta. Listede her eşya ilk kez yapıldığında size crafting tecrübesi kazandırıyor ve seviye atlayarak yeni tarifleri aktif hale getiriyorsunuz. Oyunun büyük dünyasında uzun bir süreniz seyahat ile geçecek, o nedenle toplanabilirler ve crafting sistemi gerçekten çok iyi bir eklenti olmuş. Haritanın bazı noktalarında Chocobonuzun kafasında bir soru işareti belirecek. Bu da civarda gömülü eşyalar olduğuna işaret etmekte. Dpad ile yukarı tuşuna basılı tutarak chocobonuza çevreyi koklatarak gömünün yerini tayin edebilir ve yine dpad aşağı tuşuna basarak gömüyü çıkarabilirsiniz. Crafting için gerekli olan bazı tarifler ve bazı yan görevlerin de bu fonksiyona dayalı olduğunu da belirteyim. Crafting menüsünde ayrıca sahip olduğunuz bazı ekipmanları daha güçlü hale getirmeniz de mümkün kılınmış.

Daha fazla aksiyon!

Final Fantasy VII REBIRTH’ün sunduğu sayısız yeniliklerden oynanış mekaniklerine de nasiplenmiş. Öncelikle temelleri hatırlayalım:
Tur tabanlı olan orijinal oyunun aksine aksiyon tabanlı olan savaşlarda aktif olarak kontrol edebileceğimiz bir karakter var ve dpad ile istediğimiz an savaştaki diğer karakterlerin kontrolünü alabiliyoruz. Yönettiğimiz karakteri serbestçe hareket ettirebiliyor ve saldırabiliyoruz. Her karakterin kendine has mekanikleri olsa da kabaca kare tuşu ile seri saldırı, üçgen ile de karaktere özel bir ara komut veriyoruz (örneğin Cloud’un punisher moduna geçişi, ya da Yuffie’nin shuriken fırlatması gibi). ATB barımız artık iki ve gerekli koşullar sağlandığında üç dilime ayrılmış durumda. Her karakterin açılışta iki bar dilimi bulunmakta. Savaşlarda saldırı yaptıkça ATB bar dilimleri doluyor. Özel saldırılarımızı, büyülerimizi işte dilimleri harcayarak yapabiliyoruz. Teknikler sadece ATB barı tüketirken (türüne göre bir ya da iki dilim) büyüler ise ATB + MP (magic points) değerlerimizi kullanıyor.

REBIRTH ile savaşlara yeni bir sinerji mekaniği eklenmiş. ATB barımızın hemen altına yerleştirilmiş olan sinerji barımız beş dilimden oluşuyor. Adından da anlaşılabileceği üzere sinerji komutlarını kullanabilmemiz için iki karaktere ihtiyacımız var. Bu komutları da yine oyuna yeni eklenmiş bir sistem olan Folio üzerinden yetenek puanı harcayarak aktif ediyoruz. Savunma tuşu olan R1’e bastığımızda aktif kullanılabilen basit sinerji saldırılarının yanısıra iki karakterin de sinerji barını harcayarak yapabildiğiniz, limit break tadında ve ek bonusları devreye sokan havalı sinerji komboları var. Örneğin Cloud ve Tifa’nın hem iyi hasar veren hem de bir süre MP kullanımını sıfırlayan sinerji saldırısı savaşlarda çokça yakamı kurtardı. Garddan yapılan sinerji saldırıları da önceki oyunda yaşadığım bazı kısır döngülere çözüm oldu. Tamamı yakın dövüş yeteneklerine sahip olan bir grupla uçan düşmanlara karşı savaşırken sinerji saldırısıyla karakterimi havaya savurup kombo başlatabilmeme sağlayan yeni sinerji saldırısını örnek olarak verebilirim. Belirli sinerji hareketleri ayrıca oyunun en ağır hasar veren limit break saldırılarının daha da güçlü olan ikinci seviyelerini aktif ediyor. Özetle savaş sistemi hayli derinleştirilmiş ve özelleştirmeye açık hale gelmiş.

Eski, yeni yüzler

Final Fantasy VII REBIRTH oynanabilir ana karakterleri dörtten yediye çıkartıyor. Ekibe katılan üç yeni karakterimizin ilki Red XIII. Kendisini aslında ilk bölümde partimize almıştık ancak aktif kontrol edilemiyor ve sadece destek saldırıları yapıyordu. Yeni bölümde tamamen kontrol edilebilir hale gelen Red, seri saldırıları ve büyüye hakimiyeti ile dikkatleri çekiyor. Vengeance modu ile daha da güçlenebilen karakterimiz düşmana zarar verirken aynı anda kendini iyileştirme özelliğine sahip. İkinci misafirimiz ise Yuffie. İlk bölümün INTERGRADE versiyonunda kendi senaryosuna sahip olan bu karakrer hem uzak hem de yakın dövüşte etkili, ninjutsu yeteneği ile üç element arasında istediği an geçiş yapabilen, savaşlara çok rahat adapte olabilen bir ninja. Caith Sith ise oyunun ortalarına doğru ekibimize katılan eğlenceli ve özellikle tek düşmana odaklı saldırıları ile etkili bir karakter. Bu arkadaşlara ek olarak senaryo içinde zaman zaman bazı misafir karakterler de baş gösterecek. Bunlardan en etkili olanı ise şüphesiz giriş sekansında biraz tadına bakma şansı bulduğumuz Sephiroth. Öykünün baş kötülerinden olan bu kudretli savaşçının ne kadar ölümcül olduğunu kısa bir süre de olsa deneyimleyebilmek çok etkileyici. Cloud’un bulanık geçmişinin gizemli parçası Zack de özel sekanslarda zaman zaman karışımıza çıkacak. Ek olarak orijinal hikayeden iki sürpriz karakter daha oyunun ilerleyen kısımlarında baş gösterecek. Eğer hafızanız iyiyse oyunun başlarında Shinra Manor’daki kilitli kapıyı gördüğünüzde birinin kim olduğunu tahmin etmişsinizdir 🙂

Teknik mevzular

Sadece PlayStation 5’e özel geliştirilmesinin avantajı ile yeni oyunda çeşitli gelişmeler elde edilmiş. Öncelikle karakter modellerindeki detaylar artırılmış ve kaplamalar daha detaylı hale getirilmiş. Saç ve kumaş gibi ek değil detaylar da hissedilir bir fark görülmekte. Çevre tasarımları da haliyle daha geniş ve detaylı tutulabilmiş. Açıkçası önceki oyunda çevre detayları bazı mekanlarda inanılmaz etkileyici görülürken bazı mekanlarda hem model detayı hem de kaplama detayı açısından çok zayıf duruyordu. Teknik limitasyonlardan kaynaklı olduğunu tahmin ettiğim bu tutarsızlık REBIRTH ile büyük oranda kırılmış. Ayrıca sanat tasarımı olarak da ilk bölümde hem şehir hem de yan karakterlerde yavan bulduğum noktalar olmuştu. Yeni oyunda bu detaylara da çok özen gösterilmiş. Henüz ilk şehrimiz Kalm’da bile şehrin kendine has mimarisi, insanların giyim kuşamı gibi ince detaylara gösterilen özen umudumu tazeledi. Tasarımlardaki özgünlük ve detaylara gösterilen özen askeri bölge Junon, turistik Costa del Sol, mako reaktörü faciası sonrası harabeye dönmüş Corel ve devasa bir tekno sirk olan Gold Saucer’da kendini göstermeye devam edince ilk oyundan kalma tüm memnuniyetsizliklerim silinmiş oldu.

Çoğu PlayStation 5 oyunu gibi REBIRTH de grafik ve performans modu olarak ikiye ayrılmış durumda. 30 fps kilitli grafik modunda yüksek çözünürlükte oyunu deneyim edbiliyorsunuz ve gayet de sorunsuz. Öte yandan çoğu oyunda tercih ettiğim performans modunda görseller aşırı derecede bulanıklaşıyor. İlk kez demoda, test için kullandığım LG OLED C serisi TV ekranında gözlemlediğim bu durum endişe vermiş ve oyunun tam sürümünün çıkışı ile düzeleceğini ummuştum. Ancak durum öyle olmadı. Kaba bir kıyaslamayla Nintendo Switch’te düşük çözünürlükte daha net görseller gördüğümü söyleyebilirim. İşi daha da ilginç yapan detay ise performans modunda 1440p çıkış var, yani 2k. Oyunun yönetmeni Naoki Hamaguchi yakınlarda yaptığı bir açıklamada bu durumla ilgili bir yama çıkarılacağını söyledi, ancak incelemeyi hazırladığım son saatlere kadar henüz bir gelişme olmadı. Şu an için önerebileceğim grafik modunu tercih etmeniz. Gelişme olunca sizi güncelleyeceğiz.

Diğer detaylar

Final Fantasy VII Rebirth getirdiği tonla yeniliğin yanısıra bizi mini oyunlara boğuyor. Geneliyle çok eğlenceliler, ancak bazı mini oyunların ana senaryoya bağlanmış olması her oyuncuda aynı etkiyi bırakır mı söylemesi güç. Şahsen Final Fantasy 8 ve 9’daki kart oyunlarını severek oynamış, Witcher’da da zaman zaman macerayı kenara koyup gwent peşinde koşmuş biri olarak yeni eklenen mini oyunlardan Queen’s Blood’a bayıldım. Kendine has güç ve özel nitelikleri olan kartları rakiple bölge kapmaca şeklinde yerleştirerek üstünlük sağlamaya çalıştığımız kart oyunun ayrıca kendine özel bir yan görev serisi var. İlk kez INTERGRADE’de karşımıza çıkan Fort Condor da yine bir yan görev serisi içinde karşımıza çıkıyor. Askeri yürüyüş, piyano sekansları, rocket league tarzı devasa topların peşinde koşturduğumuz Run Wild, chocobo yarışları diye uzayıp giden liste içinde ne kadarına zaman ayırmak istediğinize bağlı olarak 20 kadar mini oyun mevcut ve çoğunun harika ödülleri hatta PlayStation başarımları var.

Müzik tarafında da saygı duruşumuzu yapalım. 97’deki ana oyundan çoğu melodi güncellenmiş, remikslenmiş ve modernize edilmiş çok sayıda versiyonuyla çeşitli sahnelerde karşımıza çıkıyor ve genel olarak sahneler için seçilmiş parçalar çok uygun olmuş.

İncelememin sonlarına yaklaşırken yazının girişinde değindiğim yeniden yapım x devam oyunu sorunsalı hakkında da birkaç kelime etmek istiyorum. Merak etmeyin spoiler vermeyeceğim, zira öykünün gidişatı artık spoiler vermeyi imkansız kılıyor. REMAKE’te 97 yapımı orijinal oyundaki hikaye elementlerinin dışında duran bazı olaylar vardı ve whisper adlı ruhani varlıklar böyle bir durum olduğunda müdahale ederek olayları orijinaldeki raya oturtmaya çalışıyordu. Buradan çeşitli teoriler türetilmişti ama ilk bölümde işin nereye bağlanacağı muğlaktı. İkinci bölüm olan REBIRTH bu olayı bir adım daha ileri taşıyor ve daha açılıştan alternatif bir zaman çizgisini vurguluyor. Bu durumilk oyundaki whisperlar ve zoraki dayatmalarından daha organik bir şekilde öyküye yedirilmiş. Ancak nereye vuracağı hala ve hala büyük bir soru işareti. Bu ilk oyunda çok sinirlendiğim ama yeni oyundaki yapısıyla bir miktar daha kabullenip oyunun gizli bir devam oyunu olduğuna emin olmamı sağladı. Özellikle eski oyuncular için yapılan göndermeler ve hikaye detayları, bir yandan da bunların alternatif olaylarla çakışması iyi bir adım olsa da yeni oyuncuların bu kurguya zaman zaman anlam vermekte zorlanacakları konusunda şüphelerim devam etmekte.

Ufak tefek kusurlarına rağmen Final Fantasy VII REBIRTH üçleme yolunda yarı yola varılmış olan projenin çok kuvvetli, zenginleştirilmiş ve cilalanmış ikinci bölümü. Alternatif çizelge sorunsalını kenara koyarsak hikaye de oldukça derinleştirilmiş ve özellikle ana oyunda yıldızı çok parlamayan karakterler yeni sahneleri sayesinde daha anlamlı hale gelmiş. Özetle gidişat iyi ve üçüncü bölüm için heyecanlıyım. Onu da umarım PlayStation 5 ömrünü sonlandırmadan oynama şansı bulur ve ihtişamlı finalimizi yaparız.

GENEL BAKIŞ
Görseller
9.5
Hikaye / Sunum
9
Oynanış
9
Ses / Müzik
9
Eğlence
9
Önceki İçerikTürkiye Oyun Sektörü Raporu 2023 Yayımlandı!
Sonraki İçerikDragon Ball’un yaratıcısı Akira Toriyama hayatını kaybetti
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.
final-fantasy-vii-rebirth-inceleme90'ların efsane rol yapma oyunu Final Fantasy VII'nin yeniden yapım projesi ikinci bölümüyle kalitesini yükselterek yoluna devam etmiş. Darısı üçüncü bölüme!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz