Kökleri 80’li yıllara uzanan Famicom Detective serisi, isimlerini aldığı Nintendo Famicom (batıdaki adıyla NES) sistemlerine çıkmış olan polisiye temalı iki macera oyunundan oluşuyordu. Batıya hiçbir zaman gelmeyen bu iki yapım 2021 yılında baştan aşağı yenilenerek Nintendo Switch için çıkış yaptı. Nintendo’yu tanıyan oyuncular iyi bilir ki firma bu tür geçmişten günümüze zaman tüneli niteliği taşıyan yapımları sıkça karşımıza çıkarır. Sürpriz olan işi burada bırakmayıp 35 yıllık büyük bir aradan sonra seriye ilk kez devam oyunu gelmesi oldu. Biz de bu gelişmeye kayıtsız kalmayarak kolları sıvadık ve huzurlarınızda: Emio – The Smiling Man: Famicom Detective Club inceleme!
Tuhaf bir teaser
Öncelikle oyunun Nintendo tarihinde görülmemiş tuhaflıkta duyurusu ve oyuncuların tepkisi üzerine bir giriş yapalım. Bir gün ansızın Nintendo’nun YouTube’dan bir bildirim geliyor. Yeni bir Mario oyunu mu yoksa merakla beklenen son Metroid’den bir oynanış videosu mu geldi diyerek açıyorsunuz ve karşınıza +18 ibareli, “Who’s Emio?” (Emio kim?) başlıklı bir teaser geliyor. Videoda ürpertici bir çekim tekniğiyle hazırlanmış, kafasında kese kağıdından maskesi ile bir tip hareketsiz şekilde size bakıyor… Burada iki çıkarım yapabilirsiniz, ya Nintendo kanalı hacklenmiş, ya da birinci parti tarafında sıradışı bir şeyler oluyor.
Nintendo oldukça geniş bir birinci parti oyun skalasına sahip olsa da Emio teaser’ına kadar mature (+18) yaş kategorilendiemesine sahip birinci parti oyunu yoktu. Bu da oyun basınında (biz dahil) büyük bir heyecana ve çeşitli varsayımların türetilmesine yol açtı.
İlgili haber:
Nintendo’dan garip bir teaser: Emio
Çoğunluğun ortak fikri Nintendo’nun bir korku oyunu yapacağı yönündeyken Nintendo bir süre sonra teaser’ın Famicom Detective Club serisinin yeni oyunu için olduğunu duyurdu, hatta teaser başlığını dahi güncelledi (yaş kısıtlamalı olduğu için YouTube üzerinden izlenmesi gerekmekte):
Bu küçük kalp krizi sonrası biraz söylenmiş olsak da bir başka detay nedeniyle ilgimiz tekrar Emio’ya kaydı. Famicom Detective Club’a 35 sene sonra ilk kez bir devam oyunu geliyordu! Üstelik +18 yaş derecelendirmesi bizi önceki iki oyundan daha karanlık bir hikayenin beklediğinin habercisiydi.
Bir şehir efsanesi: Gülen Adam Emio
Famicom Detective Club’ın ilk iki oyununun yazarı Yoshio Sakamoto’nun kaleminden çıkan Emio, bizi bir şehir efsanesinin ekseninde geçen 18 yıldır çözülmemiş bir seri katil vakası ile yüzleştiriyor. Önceki iki oyunda da karşımıza çıkan, ismini oyuncunun koyduğu genç ana karakterimiz ile olay yerine vardığımızda kafasına kese kağıdı geçirilmiş kurbanla karşılaşıyoruz. Araştırmalarımız bizi 18 yıl öncesine kadar uzanan, kapanmamış bir dosyaya ve ardından bir şehir efsanesine götürüyor: Gülen Adam Emio. Rivayete göre Emio ağlayan çocukların önünde beliriyor ve onları boğarak öldürdükten sonra kafalarına üstünde gülen surat çizili kese kağıtları geçiriyor. 18 yıl önceki cinayetler ve yeni işlenen arasındaki benzerlikler kadar bazı kafa kurcalayan farkların da bulunması genç dedektifimizin dikkatinden kaçmıyor ve bu, olayların kalbine inecek büyük bir araştırmanın başlangıcı oluyor.
Point & click adventure tarzında hazırlanmış olan Emio – The Smiling Man’in sunumu ağırlıklı olarak visual novel tarzında geçiyor. Nintendo sunumda sıkıcı olmamak için görsellerin tamamını animasyonlu yapmış; genellikle karşınıza alarak sorguladığınız karakterler dudak hareketleri hatta nefes alışlarına kadar hareketlendirimiş. Çevre görselleri dahi belirli düzeyde canlı tutulmuş. Zaman zaman özel sinematik sunumlar da aralara serpiştirilmiş. Hatırı sayılır miktarda visual novel veya türevi yapımla zaman geçirdim ve Famicom Detective yeniden yapımları ve Emio’nun türün en canlı duran örneklerinden olduğunu söyleyebilirim. Anime tadında olan görsellere Japonca dublaj eşlik ediyor.
Oynanış tarafında ise Emio – The Smiling Man türevleri gibi oyun içi fonksiyonları yerine getirebileceğiniz seçeneklere sahip bir pencerede yaptığınız seçimler üzerinden ilerliyor. İşi ilginç hale getiren ise genellikle diyaloglara özel seçenekler yerine belirli konsept seçenekler üzerinden araştırma veya diyaloglara sahip olmamız. Örnek vermek gerekirse oyunun açılış yaptığı olay yerinde kurban ile ilgili tüm sorularımızı “Victim” (kurban) komutunu seçerek yapıyoruz. Eğer bir diyalogda tıkanırsanız genellikle “Think” (düşün) komutunu kullanarak karakterin mevcut diyalog hakkındaki iç sesini dinliyor ve bazen yeni diyalogları açacak ipuçları elde ediyoruz. Yeri geldiğinde bazı nesneleri alıp / gösterebiliyor, zaman zaman da çevreye ya da karşımızdaki karaktere “bakma” komutu ile şöyle bir bakıp kendilerine gelmesini sağlıyoruz. Oyunda kullanabileceğimiz bir cep telefonu ile bürodaki arkadaşlarımıza ulaşmamız ya da bazı başka hikaye fonksiyonlarını yerine getirmemiz mümkün. Oynanış aşağı yukarı bu komutlar arasındaki bir döngü ile ilerliyor. Hikayenin belirli noktalarında ise bazı kritik seçimler yapmamız gerekebiliyor. Bunlar ekranın direkt merkezine yerleşen seçimler olabiliyor veya bunları direkt kendinizin yazması gerekebiliyor. Hikayeyi dikkatli takip ettiğiniz sürece hata yapmanız pek mümkün değil. Araştırmanız ile ilgili çoğu detayı detektifimizin not defterine aldığı notlardan da kontrol edebiliyoruz. Çok nadiren bazı seçimlerin yanıtlarını da yine bu not defteri üzerinden belirli kelime gruplarını seçerek yapabiliyoruz.
Gülen gözler
Emio – The Smiling Man, visual novel ve Phoenix Wright gibi point & click adventure oyunları sevenlerin beğeneceği düzeyde bol karakter ve diyaloglu bir yapıda. Bazı karakterlerin hikayede, daha doğrusu davaların çözümüne giden yolda çok ağırlığı olmasa da oyunun ilginç ve yeri geldiğinde eğlenceli anlatısı sayesinde bir şekilde zaman akıp geçiyor. Ancak oyunun ciddi anlamda derinleşip sizi diken üstünde tutmaya başladığı kısımlar 6. bölüme kadar gerçekleşmiyor. Oyun ilk yarısında dünyasını ve karakterlerini size sindire sindire anlatmak için gerilimi ikinci planda tutuyor. Ancak karakterler ve olaylar arasındaki ilintiler daha da belirginleştiği an sizi daha da içine çekiyor ve finale yaklaştıkça kademe kademe gerilim dozu artıyor. Yine de genele baktığımızda ağır yanan bir hikaye var elimizde, içine giremediğiniz takdirde yer yer sıkılabilirsiniz.
Gülen Adam’ın peşine düşmek için tereddütte olanlar için Nintendo’nun ayrıca güzel bir sürprizi var. Oyunun tam üç bölümü demo olarak eShop’ta indirilebilir durumda. Visual novel konseptine uzak olsanız dahi demo bölümleri oynayarak damak zevkinize uygun bir deneyim mi, kendiniz keşfedebilirsiniz.