The Witcher serisinin her bir oyunuyla büyük ivme yakalayan Polonyalı stüdyo CD Projekt Red, 2015 yılında The Witcher 3: Wild Hunt ile çok başarılı bir iş çıkarmış ve birçok oyuncunun gönlünde taht kuran bir stüdyo haline gelmişti. Sırada ise Cyberpunk 2077 vardı. Bu proje için Cyberpunk 2020 masaüstü rol yapma oyununun yaratıcısı Mike Pondsmith ile anlaşan CD Projekt Red, bizleri distopik bir evrene ve geleceğin şehri Night City’e davet ediyordu. Firma E3 2018’de oyunun ilk fragmanını gösterdiğinde herkesi etkilemeyi başarmış, dahası ilerleyen süreçte paylaşılan oynanış görüntüleri ile beklentiler giderek artmıştı. Birçok erteleme sonucunda beklenen gün nihayet geldi. 2013’te yayınlanan ilk teaser’ın üzerinden geçen neredeyse 8 yılın ardından Cyberpunk 2077 çıktı. Peki, oyun beklentileri karşılayabildi mi? Cyberpunk 2077 inceleme yazımızda bu sorunun cevabını arayacağız.
Geleceğin Siberpunk Şehri: Night City
Cyberpunk 2077 stüdyonun önceki oyunlarının aksine karakter oluşturma ekranına sahip. Bu ekran karakterinizi neredeyse bütün yönleriyle ele alarak oluşturma imkânı sunuyor. İlk bir saatimi harcadığım bu ekranda gerçekten de görünüş olarak birbirinden çok ayrışan karakterler oluşturmak mümkün. Hatta ne kadar farklı karakterler oluşturabilme potansiyelinin olduğunu, rastgele oluşturma seçeneğine göz atarak görebilirsiniz. Bu seçeneği o kadar çok denememe rağmen karşıma çıkan hazır modeller arasında birbirinin aynısına rastlamadım. Bu farklılık birinin diğerine göre sadece saç ve ten rengi veya sakal tipinin farklı olması gibi basit düzeyde farklılık değil, gerçek anlamda yüz hatlarıyla da birbirine hiç benzemeyen karakterlerden bahsediyorum.
Oyunun geçtiği yer, Night City, bugüne kadar tasarlanmış en iyi açık dünyalardan biri olabilir. Oldukça karmaşık, hem dikey hem de yatay olarak iç içe geçmiş yapılarıyla bir sokaktaki merdivenden çıktıktan sonra üst kattaki marketlerin yanındaki asansörü kullanarak biraz daha yukarı çıkıp bir başka koridora ulaşmak ve bu yolu takip ederek ilk başlangıç noktanıza kıyasla daha yukarıdan geçen başka bir caddeye ulaşmak gibi. Şehirdeki hiçbir yapı birbirinin kopyası değil; her bir bina, her bir köprü ve cadde, kısaca Night City’nin her bir köşesi özenle tasarlanmış. Bunu açıkça fark edebiliyorsunuz. Oyunun en iyi gözüktüğü anlar ise aracınıza binip gece vaktinde Night City’de dolaşmak. Hele bir de yağmurlu havayla birleşince inanılmaz manzaralara şahitlik ediyorsunuz. Devasa binaların etrafında neon ışıklar, reklam tabelaları, bir tarafta lüks yaşamı temsil eden şirket binaları, diğer tarafta fakirliğin ve işsizliğin rekor kırdığı getto yerleşkeler ile Night City içinde dolaşması haz veren bir şehir olmuş. Buna karşılık gündüz vaktinde şehir o cazibesini büyük ölçüde kaybediyor, zira oyundaki ışıklandırmalar düzensiz çalışıyor. Bir sokakta araçla gezerken aniden değişen gölgeler anı bozmaya yetiyor. Gece olduğunda da benzer sorunlar yok değil; araçla giderken bir caddedeki tüm ışıkların siz geçtikten sonra birden yandığını düşünün. Oyunun en büyük handikapı da zaten sunduğu güzelliklerin ve sahip olduğu potansiyelin tamamen teknik sorunlar nedeniyle baltalanması. Bununla ilgili detayları teknik analiz kısmında detaylıca yazacağım.
Fedai V
Karakter oluşturma işleminden sonra oyunda bulunan üç arka plan hikâyesinden birini seçerek V’nin geçmişini belirliyoruz. Bunlardan ilki Göçebe – Night City’nin hemen dışındaki çorak topraklar olan Badlands’de yer alan bir topluluğun üyesi. İkinci ise şehri avucu gibi bilen, tüm çeteleri hakkında bilgi sahibi olan, sokaklarda büyümüş Sokak Çocuğu. Son olarak da Night City vatandaşlarını sonuna kadar sömüren şirketlerden biri olan Arasaka’da çalışan bir Şirketçi. Bunlardan birini seçerek sadece V’nin geçmişini belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda oyun boyunca yeni diyalog seçeneklerine erişim kazanabiliyoruz. Örneğin, Sokak Çocuğu ile oynarken bazı görevlerde karşınızdaki NPC’nin şehrin çeteleri hakkında yaptığı konuşmadaki tutarsızlıkları anlıyor yani bize yalan söylediğini ortaya çıkarabiliyoruz. Zira sokak çocuğu geçmişine sahip olmanız demek tüm çeteleri daha yakından tanımanız demek. Bir başka şekilde, yine seçtiğimiz özgeçmişe bağlı olarak diyaloglar esnasında karşı tarafı iş yapmaya veya görevi bitirmeniz halinde size daha fazla para vermeye ikna edebilirsiniz. Olası tüm senaryoların ne kadar farklı olacağı seçilen geçmişle bağlantılı olarak değişkenlik gösteriyor.
Cyberpunk 2077’de “V” adlı fedaiyi oynuyoruz. Ne kadar yan içerik yaptığınıza bağlı olarak oyunun ortalama ilk 5 saati giriş kısmı ve bu bölümde peşine düştüğümüz çok değerli bir çip, yıllar önce ölmüş Johnny Silverhand‘in benliğini kafamıza enjekte ediyor. Bundan sonrasında da oyun boyunca Silverhand bize eşlik ediyor, zaman zaman diyaloglar esnasında müdahalede bulunuyor ve yapacağımız tercihleri etkilemeye çalışıyor. Silverhand aslında tanıdık bir yüz. Ünlü aktör Keanu Reeves‘den modellenen ve onun seslendirdiği bu karakter, ilk gösterildiği andan itibaren heyecanlı bir bekleyiş yaratmıştı. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Silverhand oyun boyunca çok güzel bir etki bırakıyor.
Zorlayan Tercihler
Oyunda ana hikâye gidişatının yanı sıra Night City’nin her bir bölgesinde bulunan iş bitiriciler tarafından verilen ek görevler bulunuyor. İşte bitiriciler ek görevler dışında satışa sunulan araçların listesini de bizimle paylaşıyor, bu sayede şehirde dolaşırken kullanmak üzere yeni araçları envanterimize katıyoruz. Birbirinden oldukça farklı ve özenle tasarlanmış ve fiyatları giderek artan çok sayıda araç bulunuyor. İş bitiricilerin en önemli vasfı ise işi veren müşteri ile V arasında aracı olması. Bu görevlerin kapsamı oyundaki diğer pek çok yan aktiviteye kıyasla geniş. Şöyle ki, bir iş bitiricinin verdiği görevlerden birinde, müşteri V’yi yanına alarak bir adamı öldürme planı yapıyor. Ancak işler ters gidiyor ve V’yi tutan müşteri ölüyor. Bunun sonucunda aslında V ve onu tutan müşterinin öldürmek istediği adam V’ye yeni bir teklifte bulunuyor. Bu da bambaşka yeni bir yan görev şemasını açıyor. Tabii, bu adamın teklifini kabul edip etmemek bizim elimizde ancak yan görevlerin bazılarında bu şekilde uzayıp giden ve dallanıp budaklanan bir şema mevcut. Ana hikâyede ise bu durum daha belirgin şekilde yaşanıyor. Öte yandan, genel olarak oyunun ara sahnelerinin ve diyaloglarının yazımı da oldukça kaliteli zaten. İnsanı zor seçimler yapmaya zorlayacak, “Acaba diğerini mi seçseydim, diğerini seçsem ne olurdu?” gibi sorular sordurtacak anlar oldukça sık yaşanıyor. CD Projekt Red bu konuda imzasını bir kez daha ortaya koymuş.
Ana görevler ve yan görevler dışında, Night City’de yapılacak pek çok şey var aslında. Öncelikle harita üzerinde soru işaretleri var. Buralarda ne gibi olaylar yaşanacağı veya ne yapılacağı sürpriz gibi dursa da, birçoğu çok ufak çaplı ek işler. Birini ortadan kaldırma yani suikast görevleri ya da Night City Polis Depertmanı’ndan bir polis memurunun sürekli sizinle telefon aracılığıyla irtibata geçip bildirdiği küçük çaplı katil arama, kayıp polis bulma gibi görevler. Bu görevler oyunda hızlı para kazanmanın yollarından bazıları. Yine NCPD tarafından haritanın çeşitli yerlerinde suçluları öldür, şüphelileri etkisiz hale getir, kanıtları topla gibi çeşitli amaçlar taşıyan birçok nokta var. Haritadaki yan aktivitelere ek olarak, oyunun açık dünyasında dolaşırken karşılıklı olarak konuşan NPC’ler aracılığıyla açabileceğiniz gizli sayılabilecek görevler de mevcut. Mesela, evinizin yakınından geçerken iki polis memurunun karşılıklı konuşmasını duyarak ve sohbete dâhil olarak, birden fazla sonu olan ve oldukça ilginç bir yan görev açmak mümkün. Fakat bunun gibi gizli görev örnekleri oldukça kısıtlı sayıda.
Ana veya yan görevler fark etmeksizin görevlerin pek çoğunun telefon görüşmesi veya kısa mesaj yoluyla alındığı bir sistem bulunuyor. Hatta zaman zaman bu kısa mesajlara sunulan yanıtlar arasından seçim yaparak yanıt vermeye olanak tanınıyor. Verdiğiniz cevaplara göre o karakterle aranızdaki bağ ve ilişki olumlu veya olumsuz yönde gelişebiliyor. Öyle ki, ileride yeni görevler almanızı veya o kişiyle romantizm yaşamanızın önünü açabiliyor. Bunun gibi durumlar her bir önemli NPC için geçerli değil ancak kısıtlı da olsa birkaç kez yaşanıyor.
Oyun boyunca çeşitli görevlerde BD adı verilen video kayıt görüntülerine erişim sağladığınız anlar oluyor. Bu BD’ler ile belirli olaylara ilişkin kayıtları izleyerek dedektif misali olayların arkasındaki sis perdesini aralamaya çalışıyorsunuz. Açıkçası oldukça ektili çalışan bir mekanik olmuş. Diğer taraftan gözünüzdeki lens aracılığıyla da tarama yaparak witcher-sense misali bazı görevlerde ipuçları arıyor, olası senaryoları değerlendiriyorsunuz. Bu iki mekanik de oyunun hissiyatını güçlendiriyor.
Kapsamlı Karakter Gelişim Sistemi
Oyun boyunca hem düşmanları öldürerek, hem görevleri yaparak birçok eşya topluyoruz. Bunlar arasında silahlar, katana gibi yakın dövüş araçları, her türlü kıyafet veya para karşılığı satabileceğiniz hurdalar. Hurda dışındaki diğer toplanan şeyleri de satmak mümkün ancak çok paraya ihtiyacınız yoksa bunu tavsiye etmem. İşinize yaramayan eşyaları parçalarına ayırarak kaynak materyal oluşturmak çok daha işe yarıyor zira oyun boyunca her çeşit silah, kıyafet, el bombası gibi birçok araç gereci craft etmenizi sağlayacak eşya oluşturma şemaları toplayacaksınız. Bu şemaların size vereceklerini oluşturabilmek için de birçok kaynağa ihtiyaç duyuluyor. Zaten oyundaki her bir silah, kıyafet, materyal veya vücudunuza taktığınız siber donanım (implant) kalite seviyesine göre renkler barındırıyor. Gri en düşük, yeşil bir üstü gibi yükseliyor ve tepede mor ile turuncu yer yalıyor. Kalite seviyesi arttıkça size sağladığı avantajlar ve ek özellikler de giderek değişiyor ve genişliyor. Ayrıca yine kalitesi arttıkça eşyalarda modifiye yapmanızı sağlayan slotlar oluyor. Bu slotlara da bulduğunuz modifiye parçalarını takarak, normalde o eşyada olmayan yeni ve daha güçlü özellikler eklemeniz mümkün. Uzuvlara verilen hasar oranını ve ateş hızını arttırma ya da rakibe ölümcül olmayan saldırıda bulunma özelliği ekleme bunlardan birkaçı. Modifiyeler haricinde eklentiler yoluyla silahınıza yeni dürbünler veya namlu uçları ekleyerek hem dış görünüşlerini hem de fonksiyonlarını değiştirme imkanı tanınmış.
Silahların tasarımları ve kullanımları da farklılık gösteriyor. Bazı silahlarda mermiler hedefi takip ederek falso alıyor, bazılarında ise düşmanın önündeki engeli de delip geçerek vuruyor. Duvarın arkasındaki rakibi gösteren ve duvardan seken mermiler ateşleyen silahlar da bulunuyor. Oyunda silahlar kadar işletim sisteminiz yani çipiniz de önemli. Çipinizin gücüne göre RAM kapasitesi bulunuyor. Bu RAM’leri kullanarak oyundaki her türlü teknolojik aygıt veya düşmanı hack’leyerek gizlilik içerisinde ilerleme yapılabiliyor. Ne gibi hack’leme işlemleri yapabileceğiniz de çipinize yerleştireceğiniz hızlı hack yeteneklerine bağlı. Örneğin, Ping yeteneği ile bir bilgisayara sızarak o sisteme bağlı tüm kişileri veya diğer cihazları görebilirsiniz. Sızma Protoklü ile sisteme sızarak o görevde/odada bundan sonra kullanacağınız diğer hızlı hack’lerin RAM maliyetini düşürebilirsiniz. RAM maliyetinin düşmesi daha fazla hızlı hack kullanmanıza ve bu sayede gizlice ilerlemenize olanak sağlarken, bunlar arasında rakibin çipini yakarak ciddi ölçüde hasar verme veya rakibi kör ederek bir süreliğine sizi görmesini engelleme gibi çeşitli yetenekler var. Ayrıca oyunun dünyasındaki çeşitli teknolojik aletlere bağlanarak istenilen sayı kombinasyonlarını yerine getirerek veri madenciliği yapıp, yeni hızlı hack yetenekleri craft etmek için malzeme topluyorsunuz.
Daha aksiyon dolu bir şekilde ateşli silahlardan faydalanarak ilerlemek de keyif verici olabiliyor. Çeşitli türde çalışma mekaniğine sahip silahlar olması bunu sağlıyor ancak yapay zekanın berbat ötesi oluşu aldığınız zevki baltalıyor. Duvarın arkasına geçip bekleyen ve ateş etmeyen düşmanlardan, size arkasını dönerek sabit duranlara kadar yapay zeka içler acısı durumda. Sokaktaki araçların yapay zekasının da bundan aşağı kalır yanı yok maalesef. Önüne engel koyduğunuzda durmaları, engel kalktığında ise sabit durmaya devam etmeleri gibi.
Seviye sisteminin olduğu oyunda seviye atladıkça hem nitelik hem de kazanım puanları elde ediyoruz. Nitelik puanlarını vücut, refleksler, teknik kabiliyet, zeka ve serinkanlılık olmak üzere 5 kategori üzerinde harcayabiliyoruz. Bu kategorilerin her birinin içerisinde 2-3 farklı yetenek ağacı sayfası bulunuyor. Kazanım puanlarını da bu alt kategorilerde harcayarak karakterimizin ne yönde gelişeceğini belirliyoruz. Örneğin vücut kategorisi altında atletik, tahribat ve kavgacı olmak üzere üç farklı yetenek ağacı bulunuyor. Atletik bölümünde daha çok zırhınızı, eşya taşıma kapasitenizi veya sağlığınızı artırıcı ve güçlendirici yetenekler varken; tahribat kısmında uzak veya yakın dövüş silahlarınızın saldırı gücünü, kritik vurma ihtimalini, silah taşırken hızlı koşma oranını veya düşmanların parçalanma ihtimalini arttıran yetenekler var. Zeka kategorisinde hack’leme yeteneklerinizi genişletmeye ve çeşitlendirmeye yönelik birçok yetenek bulunuyorken, teknik kabiliyet kısmında ise eşya üretiminizi etkileyen yetenekler var. Daha az materyal kullanma, ücretsiz eşya üretme şansı, eşyaları parçalarken daha fazla materyal etme ya da destansı kalitede (turuncu renk) eşyalar üretmenizi sağlama yeteneği gibi. Kısacası, oyununun yetenek sistemi birçok yöne dallanıp budaklanıyor ve karakterinizi hem pasif hem de aktif yeteneklerle geliştirmenize olanak tanıyor. Tabii ki de ne yöne gideceğiniz size kalmış, zira oyun boyunca hepsini açmanız mümkün olmayacaktır. Bu sayede birbirinden tamamen ayrışan karakterler oluşturmayı sağlayan bir gelişim sistemi sunulmuş. Ek olarak, ana yetenek kategorileri (vücut, zeka, teknik kabiliyet vs. gibi) harcadığınız puana bağlı olarak diyaloglar esnasında yeni konuşma satırlarını aktif hale getirmede, kilitli kapıları kas gücüyle veya hack yoluyla açmada da işe yarıyor. Bu sayede farklı bir kapıdan geçerek görevleri farklı yollardan tamamlamak mümkün olabiliyor.
Oyunda seviye sistemi dışında saygınlık seviyesi de var. Bu da iş bitiriciler için yeni görevler yaptıkça, haritadaki yan aktiviteleri tamamladıkça artıyor. Artan saygınlık seviyesi ise oyundaki iş bitiricilerle olan ilişkilerde yeni fırsatları beraberinde getiriyor. Ayrıca oyundaki silah ve kıyafet mağazalarında veya siber donanım taktığınız siberkasaplarda yeni eşyalar satışa ekleniyor. Bazı güçlü eşyalar da belli bir saygınlık seviyesine ulaşmadan takılamıyor. Siber donanım konusunda da oyun çok çeşitli kategoriler barındırıyor. İşletim sistemi (çip) yanı sıra iskelet, dolaşım sistemi, eller, kollar, sinir sistemi, bağışıklık sistemi, göz sistemi gibi vücudunuza her bir yönden siber donanım taktırmak mümkün. Bazı sistemlerde birden fazla slot var. Örneğin iskelet sistemine iki donanım birden takılabilirken, dolaşım sisteminde bu sayı üçe çıkıyor. Takılan siber donanımlar da yetenek ağacı gibi hem aktif hem de pasif bir şekilde karakterinizi geliştiriyor. Taşıma kapasitenizi, sağlığınızı veya enerjinizi arttırma ya da yenileme hızını geliştirme gibi pasif yetenekler var. Aktif yetenekler ise kolunuza Z bıçakları takarak ek öldürme araçları elde etme veya sinir sisteminize taktığınız Kerenzikov sayesinde kaydığınız esnada zamanı yavaşlatarak rakiplerinizi daha estetik biçimde alt etmenin yollarını açmak gibi. Oyunun giriş bölümünde ilk kez taktığınız siber donanımlar için özel bir animasyon bulunuyor ancak ilerleyen süreçte herhangi bir siberkasaba gidip taktığınız her donanım için bu animasyon eksik. Kuru bir şekilde satın alıyorsunuz ve hiçbir ara sahne girmeden size monte ediliyor.
Can Sıkan Teknik Meseleler
Cyberpunk 2077 baştan aşağıya kusurlarla dolu bir oyun. Ne yazık ki, bu kusurların hem sayısı hem de ölçeği normalin ötesinde. Oyunun PlayStation 4 Pro’da sabit 30 fps değerinde çalışmaması ve çok sık bir şekilde 1080p çözünürlüğün altına düşmesi diğerlerinin yanında devede kulak kalır cinsten. Oyunun her 2-3 saatte bir çöküp kapanması (son güncelleme ile bu büyük ölçüde giderildi), görevler esnasında açılmayan kapılar, duvar içine giren NPC’ler, tamamlanması imkansız hale gelerek bug’a giren görevler, biraz önce yanından geçtiğiniz arabaların tümünün arkanızı dönünce aniden kaybolması, geç yüklenen hatta hiç yüklenmeyen kaplamalar… Say say bitmiyor: Ara sahnelere giriş ve çıkışlarda tutuk tutuk hareket eden NPC’ler, geç gelen seslendirmeler, arabayla hareket halindeyken herhangi bir arayüzü açmanız halinde 10-15 saniye sonra tepki vermesi, zekası olmayan yapay zeka… En geniş ve kalabalık olması gereken caddelerdeki beşi geçmeyen insan sayısı, otobanlardaki araç sayısının gülünç derecede iki-üç adet olması, sokaklarda modelleme veya kıyafet olarak birbirinin aynısı 4 NPC’nin arka arkaya yürümesi, çatışma bittiği halde aksiyon müziğinin devam etmesi ve bu nedenle NPC’lerle olan konuşmanızı zor duymanız… Oyunu deştikçe daha neler çıkıyor bir bilseniz.
Night City suç oranının zirvede olduğu, işsizliğin rekor kırdığı bir evren. Açıkçası oyun bunu bize görsel olarak sunmaktan uzak. Birkaç görsel örnek ve görev dışında, oyun sahip olduğu evreni bulduğunuz notlar veya elektronik postalar ile anlatmaya çalışıyor. Evet, bir yönden çok detaylıca yazılmış metinler var ve bu çok güzel ancak yolda ilerlerken önünüzü kesen bir grup haydut olması gibi rastgele gelişebilecek olaylar evreni görsel olarak anlatması açısından hoş olurdu. Zira CD Projekt Red, The Wither 3’te bu tip rastgele gelişen açık dünya olaylarında çok başarılı bir iş çıkarmıştı.
Cyberpunk 2077’de bir de wanted sistemi var ancak sırf olması için eklenmiş. Keşke hiç var olmasaymış. Tam bir rezalet, hatta rezalet ötesi. Açık dünyadaki düşman olmayan NPC’leri öldürmeniz durumunda tetiklenen bu sistemde, polis sizin için tutuklama emri çıkarıyor. Buraya kadar her şey normal. Fakat polisler olay yerine araçlarla gelmek veya drone yollamak yerine birden etrafınızda spawn olarak size muazzam ölçüde hasar vererek öldürüyor. Sırf koymak için hazırlanmış bir sistem, üzerinde hiç düşünülmemiş. Diğer taraftan, Cyberpunk 2077’nin iyi iş çıkardığı bir konu oyundaki ana karakter V başta olmak üzere hikayedeki her bir önemli NPC’nin seslendirmelerinin muazzam derecede kaliteli olması, çevre seslerinin oldukça iyi sunulması. Örneğin, bir binanın merdivenlerinden çıkıyorsunuz ve dairenin birinde müzik çalıyor, sizin yaklaşıp uzaklaşmanıza bağlı olarak müziğin sesi de ona göre yankılanıyor ya da bass düzeyi artıp azalıyor. Cidden çok iyi bir iş çıkarılmış. Soundtrack’ler de ha keza çok başarılı. Arabanıza atlayıp radyoyu açıp Night City’de dolaşmak çok büyük bir keyif veriyor, özellikle gece ve yağmurlu havada.
Oyunun Türkçe altyazı ve arayüz desteği sunması da bu çapta geniş bir oyun için sevindirici. Çevirileri de genel itibarıyla oldukça başarılı denebilir ancak sosyal medyada da tartışmalara neden olduğu örnekteki gibi oyunun sahip olduğu çerçevenin dışına çıkılarak yazılan metinlere rastlamak mümkün.
Sonuç
Cyberpunk 2077’yi tek bir cümleyle özetlemek gerekirse, oyun bir yandan o kadar güzel anlar yaratıp sizi içine çekerken, diğer yandan teknik sorunlarla aniden o anları yerle bir ediyor. İyi yazılmış diyaloglar, dallanıp budaklanan ana ve yan hikaye kurguları, akılda kalıcı karakterleri ile CD Projekt Red bu konuda her zamanki gibi imzasını hissettirmeyi başarmış. Ne var ki, ilgi çekici hikayesine ve çok yönlü karakter geliştirme sistemine karşın teknik sorunlar oyunu devam ettirme iştahınızı kesip atıyor. Oyunun birden fazla farklı sonunu merak ettiğim halde 30 saatin ardından daha fazla dayanamayıp bıraktım. Night City’nin muazzam tasarımı ise görsel ve teknik sorunların gerisinde kalıyor. Kısaca, CD Projekt Red’in sürekli tekrar ettiği “hazır olduğunda çıkacak” mottosunun tam tersi bir durum. Oyunun özünde sahip olduğu potansiyelin ve güzelliklerin bu şekilde arka plana itilmesi çok yazık olmuş.
