Splatoon 3 inceleme

Nintendo WiiU’da çıkışını yapmış, shooter türüne en taze yaklaşımlardan birini getirmiş olan Splatoon, kalamar / insan karışımı karakterleri kontrol ettiğimiz, hızlı ve rengarenk bir oyun olarak akıllara kazınan bir seri. Özellikle devam oyunu Splatoon 2 Nintendo Switch’teki başarılı çıkışıyla kendine büyük bir oyuncu kitlesi edindi. Öyle ki Splatoon 2’nin 13 milyonluk satış rakamı ilk oyunun çıkış yaptığı WiiU’nun toplam satış rakamına denk. 2017 yapımı olan ikinci oyun uzun süre çeşitli çevrimiçi etkinliklerle beslenmiş olsa da bir devam oyunu kaçınılmazdı. Ve, 5 yıl sonra yılında yeni oyunumuz da raflarda yerini aldı. Splatoon 3 inceleme yazımızda kalamar çocukların renkli mücadelesine bir kez daha katılıyor, Nintendo’nun zaten başarılı mekanikler üzerine kurulu bir oyuna neler katabilmiş olduğuna bir bakış atıyoruz.

 

Nerede bu insanlık?

Splatoon 3, insanlığın var olmadığı ancak onlara ait olan medeniyetin kalıntılarına sahip tuhaf bir dünyada geçiyor. Çorak bir bölgeye kurulu kaotik şehir Splatsville yeni oyunun hub bölgesi. Girişte de bahsettiğim üzere kalamar / insan karışımı bir ırk olan inkling karakterimizin tipini oluşturduktan ve kısa bir tutorial sekansından sonra Splatsville’e girişimizi yapıyoruz. Bu şehir teknik olarak içinde gezilebilir bir görsel menü gibi, oyunun çeşitli modlarına binalar ya da kanalizasyon kapaklarından giriş yapıyoruz. Dilerseniz X tuşuna basarak menü içinden de hızlı şekilde istediğiniz moda erişmeniz mümkün.

Splatoon 3 ağırlıklı olarak çevrimiçi bölümlere sahip olsa da çevrimdışı bir hikaye moduna da sahip. Bu modda avatar karakterimiz önceki oyunda da yer alan Cap’n Cuttlefish ile karşılaşıyor ve Agent 3 ünvanı alarak inkling’lerin ezeli düşmanları octarian’lara karşı mücadele veriyor. Ancak daha yolun başında çöken bir krater ile gizemli yer altı şehri Alternia’da mahsur kalıyorlar ve olaylar hiç tahmin edilemeyecek bir yöne doğru sapmaya başlıyor. Açıkçası Splatoon 3’ü edindiğim ilk 2 gün hikaye moduna bakmamıştım, zira oyunun iskeleti çevrimiçi mücadele üzerine kurulu. Ancak beklenti içinde olmadan giriştiğim hikaye modunda gerek bölümlerin puzzle tazı dizaynı, gerekse hikayenin gizemli yapısı ile gayet güzel zaman geçirdim.

 

Kalamar oyunu

Gelelim ana kısma, yani çevrimiçi modlara. Oyunun co-op ve savaş üzerine kurulu çeşitli modları bulunmakta. Co-op olan modumuz Splatoon 2’de de bulunan Salmon Run. Bu bölümde ekip arkadaşlarınızla birlikte somon yumurtalarını hain octarian’ların elinden kurtarmaya çalışıyorsunuz. Yani çeşitli shooter oyunlarda bulunan, dalga dalga gelen yapay zeka düşmanlara karşı mücadele verdiğimiz bir kafa dağıtma modu. Diğer oyunculara karşı mücadele ettiğimiz ana modlara ise Lobby’e girdiğinizde erişebiliyor. Şehir meydanında merdivenlerin yukarısındaki binaya girerek, ya da kısaca menüden seçerek girebilceğiniz lobide sizi şu seçenekeler karşılıyor:

Turf War

Oyunun ilk erişilebilir çevrimiçi mücadele modu, türevi yapımların casual ya da free for all tarzı modlarının denkliğinde. Splatoon’da kullanılan tüm silahlar kurşun yerine boya kullanıyor ve Turf War’da ana amaç düşman öldürmekten çok etrafı boyamak üzere. Rakiplerinizi öldürmeniz sadece onları belli bir süre oyun dışı bırakarak size daha çok alan işgal etmeniz için avantaj sağlıyor. Turf War’da oynanabilir 12 harita bulunuyor ve her iki saatte güncellenerek size o zaman diliminde oynanabilir iki harita sunuluyor. Süre bitiminde hangi takımın haritanın yüzde kaçını boyadığı hesaplanarak galip belirleniyor.

Anarchy Battles

Rekabetçi oyanışın en kızıştığı mod olan Anarcy Battles sizin kazanma ve kaybetme oranınıza göre puanlayan, dünya çapında sıralamaya girdiğiniz, türevi oyunlarda Ranked Mode olarak karşımıza çıkan modumuz. Bu modun açılması için karakterimizin 10. Seviyeye gelmesi gerekiyor, ancak Splatoon 2 kayıt dosyasınızı aktarırsanız 2. Seviyeden itibaren bu moda katılma hakkınız oluyor.

Anarchy Battle kendi içinde dört bölüme ayrılıyor. Bunlardan ilki olan Clam Blitz bir bakıma basketbol maçını andırıyor. Topladığınız midyeleri karşı tarafın potasına atmaya çalışıyorsunuz. Takımın iyi koordine olarak birbirini kollaması ve en çok istridyeye sahip ekip arkadaşlarının vurulmadan karşıya ulaşmasına yardımcı olmaları gerekiyor. Splat Zone kısıtlı bir alanı takımınızın rengiyle domine ederek maç sonuna kadar korumanız üzerine kurulu. Tower Control’da ise ortada bulunan kuleyi kendi renginizle boyayarak karşı tarafın son kontrol noktasına götürmeye çalışıyorsunuz. Bu süre dahilinde mümkün olmazsa en çok ilerleme kaydetmiş taraf kazanıyor. Son olarak Rainmaker modunda ise merkezde aynı adı taşıyan silahı alıp karşı tarafa götürmeniz gerekiyor. Oyuncu vurulduğunda silah düşüyor ve diğer takım alıp devam edebiliyor.

Anarchy Battles, isterseniz tek isterseniz beş maçlık sistemde oynanabiliyor. Beş maçlık sistemde amacınız üçten fazla yenilgi almadan beş zafer elde etmek. Daha uzun sürse de çok daha fazla puan kazandırıyor. Maçlardan kazandığınız puanlar ile de C- ve A+ arası harf değerleri arasında rütbeniz belirleniyor.

Bunun haricinde belirli dönemlerde özel olarak yapılan festival etkinlikleri oyunda yer alacak. Splatoon 2’de de gördüğümüz bu etkinlikler artık iki yerine üç konsept üzerine yapılıyor, örneğin oyunun açık betasında taş, kağıt ya da makas gruplarından birini seçerek diğer gruplara karşı mücadele verilmişti.

Yetenekler ve dükkanlar

Splatoon 3’te önceki iki oyunda olduğu gibi karakterinize daha hızlı hareket etme, daha çok mürekkep ateşleyebilme gibi bonuslar kazandıran yetenekler bulunuyor. Bu yetenekler üzerinize giydiğiniz kıyafetlerde rastgele bulunuyor ve bazıları en başta kapalı. Oyunda maçlara katıldıkça kazandığınız tecrübe puanları ile ek yetenekleriniz açılıyor ve ihtiyacınıza uygun kombinasyonlar ile daha da ölümcül olmanıza olanak tanıyor. Kıyafetler seviyesine göre iki ile dört arası yetenek barındırabiliyor. Elinizde bulunan bir kıyafetin aynısından alarak yetenek slotunu artırabiliyor ya da mevcut yetenekleri yenisi ile değiştirebiliyorsunuz. Benzer şekilde lobi civarında oturan NPC de bu yetenek sıfırlama işlemini yapabiliyor, ya da karşınıza çıkan oyuncuların kıyafetlerinden sizin için sipariş verebiliyor.

Silah konusunda ise Splatoon 3 en özgün shooter olabilir. Fırça, badana gibi boyama işlemi ile ilgili bir çok nesne silaha döndürülmüş durumda ve her birinin çok farklı oynanışı var. Mesela badana ile zemini çok seri şekilde boyayabiliyor ve rakibinizi de yakın mesafede tek hamle ile dümdüz edebiliyorsunuz. İsterseniz mürekkep tabancanız ile daha güvenli mesafeden seri darbeler gönderebiliyorsunuz, hatta sniper tarzı uzun menzil silahlar bile mevcut. Oyundaki silahlar karakter seviyeniz yükseldikçe azar azar açılıyor, ancak Splatoon 2 kaydınız varsa oyunda size verilen altın biletler ile istediğiniz seviyenin silahını erken açmanız da mümkün. Her silahın avantajları ve dezavantajları var. Bu yapısıyla bir silaha ne kadar alışsanız bile bir anda başka bir silah deneyip sevmeniz ve oyuna onunla devam etmeniz olası.

Teknik durumlar

Splatoon 3 aktif dağılan mürekkep mekanikleri ve saniye başı 60 kare oynanış ile dikkatleri çekiyor. Grafikler ilk bakışta farkedilmese de ikinci oyundan bir gömlek daha kaliteli hale getirilmiş. Malum, Switch artık beşinci yaşında ve güncel oyunlar için biraz zorlanır hale gelmiş durumda. Ancak Nintendo burada da devreye AMD’nin FidelityFX Super Resolution (FSR) teknolojisini sokarak oyunun pürüzsüz bir performans vermesini sağlamayı başarmış. Nedir bu FSR derseniz… Düşük bir çözünürlükte oluşturulmuş bir görüntüyü yükseltmek için kendi algoritmasını kullanarak, ekrana verilen çözünürlüğü arttırırken GPU yüklerini azaltan güzel bir teknolojidir kendisi. Değişken çözünürlük teknolojisi ile karıştırılmasın. Onun aksine ekranda yük çok olduğunda bulanma gibi durumlar yaratmıyor ve görüntü hem netliğini koruyor hem de kare hızından kayıp yaşanmıyor. Bu haliyle oyun özellikle elde oynanırken inanılmaz net bir görüntü sağlıyor.

 

Sosyal mevzular

Sona sakladığım, tatlı bir detay da Splatoon 3 oyuncuları arasındaki etkileşim. Doğrudan bir etkileşim söz konusu olmasa da karakterleriniz üzerindne diğer oyunculara mesaj, hatta konsolun dokunmatik ekran avantajı sayesinde çizim bırakabiliyorsunuz. Karakteriniz şehrin bir noktasında rastgele belirerek diğer oyunculara mesajınızı sergiliyor. Şehirde gezinmenin en eğlenceli taraflarından biri de zaten oyuncuların bıraktığı çizimleri ve espeirleri takip etmek. Splatoon 3’te bir de kart oyunumuz mevcut. İsterseniz avatar karakterlerle bu yeni kart oyununu da oynayabiliyorsunuz. Yani oyun yine saatlerinizi harcatmak için dopdolu gelmiş durumda.

Kapanış

Splatoon 3 shooter türü oyunlar içinde en özgün olanlardan biri. Nintendo bu “türünün tek örneği” oyunlar konusunda zaten uzun zamandır iyi iş çıkarıyor ve bence rakiplerinin karşısında bu kadar dik durabilmesinin de en önemli nedeni bu. Türe ilginiz varsa, keyifli ve hızlı maçlar içeren bir oyun arıyorsanız Splatoon 3 harika bir seçim.

GENEL BAKIŞ
Görseller
9
İçerik
9
Eğlence
9
Çevrim İçi Deneyim
8
Ses / Müzik
9
Önceki İçerikLego Brawls inceleme
Sonraki İçerikYeni State of Play etkinliği bu gece gerçekleşecek
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.
splatoon-3-incelemeÇevrimiçi mod eşleşmelerinde bazen hatalar verse de keyifli ve akıcı savaşları, dolu dolu içeriği ile sizi saatlerce oyalayacak bir oyun.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz