Perception İnceleme

Ben korku kategorisinde varlık gösteremeyen biriyim. Korku filmi izleyemem, korku oyunu oynayamam… Aslında bunun çok şaşıracağınız bir sebebi var: Korkuyorum! Korku temasının insanların neden hoşuna gittiğini de anlamış değilim. Korkunun yarattığı adrenalin mi hoşlarına gidiyor, bilemiyorum ama olay adrenalin ise ben de adrenalin seviyorum. Bırakın beni paraşütle uçaktan atlayım, bungee jumping yapayım falan… Anlayamıyorum açıkçası. Neyse. Bu oyun elime biraz zorla sıkıştırıldı diyebilirim bu açıdan. Oyunu olabildiğince gündüz, bol ışık ve az ses ile oynamaya çalıştım. Oyun da kısa olduğu için zaten çilem pek uzun sürmedi. Perception inceleme Başlat Tuşu’nda karşınızda.

I am a woman who walks alone

Oyunumuz korku temalı, bir terk edilmiş evdeki gizemi çözmeye çalıştığımız hikayeyi birinci şahıstan anlatan, macera tarzında bir oyun. Kahramanımız Cassie görme yetisini kaybetmiş bir kızımızdır ve -her görme engellinin yaptığı gibi- o da çevre algılamasını işitsel olarak yapmaya çalışmaktadır. İşte bu noktada oyun çok ilginç bir mekaniğe sahip oluyor.

Oyunun temelinde Cassie’nin görme engelli olması yatıyor. Mekaniklar buna göre tasarlanmış. Oyunda ses çıkarmadıkça ya da ses çıkaran bir şey olmadıkça ekranda hiçbir şey göremiyorsunuz. Ses dalgaları size döndükçe oyunun çevresi çizgisel olarak size belirmeye başlıyor. Mesela ormandaysanız ve rüzgar esiyorsa, çevrenizdeki ağaçlar belirmeye başlıyor ya da yanan bir şöminenin yanındaysanız şömine ve çok az çapta çevresi beliriyor.

Peki etrafta hiç ses çıkaran bir şey yoksa ne yapacağız? Bu noktada da biz ses çıkararak etrafımızda ne olduğunu belirliyoruz. Yarattığımız ses dalgalarının geri dönüşüne göre etrafımız belli bir çapta beliriyor ve siz de nerede, nasıl bir yerde olduğunuzu anlayabiliyorsunuz. Ama şimdi bu hikayede terk edilmiş ev var, gizem var, karanlık var… Olur olmadık yerde pek ses çıkarmak istediğinizden emin değilim.

Zaten yapımcılar da “Sürekli ses çıkarayım, önümü hep göreyim hehehe” formülünü engellemek için oyuna çok ses çıkardığınız sizi aniden öldüren bir canavar (ya da katil diyelim biz ona) yerleştirerek çözmeye çalışmışlar.

And when I’m walking a dark road.

Aslında korku tarafını bir kenara bırakırsak oyunun mekanikleri bana ilgi çekici geldi. Oyuna bir hevesle de atıldım açıkçası. (Ama üstte belirttiğim ortamda: bol ışık, az ses) Etrafı yavaş yavaş keşfetmeye başladım, çok ses çıkarmadan olabildiğince az gürültüyle yolumu bulmaya çalışıp gizemi araştırmaya başladım.

Oyunun ilk kısımları -doğal olarak- korkunç değildi. Oyun sizi ilk başta etrafta ne olup bittiğini, nerede olduğunuzu, ne yapmaya çalıştığınızı anlamanız için keşfe bırakıyor. Ancak bu kısım bittikten sonra asıl oyunun başladığı yere geliyoruz ve hikaye çözümlenmeye başlıyor. Karakterimiz de biz yürürken falan konuşarak hikayenin detaylarına inmemizi sağlıyor. (İstiyorsanız bunu kapatabiliyorsunuz. Sanırım yapımcılar oyunculara bu seçeneği sunarak, gece sessizliğinde daha korku dolu bir deneyim yaşamak isteyenleri de mutlu etmek istemişler.)

İyi güzel de, şimdi yukarıda anlattığım canavar modeli sanki pek olmamış. Tabii ki bir adım uzaktaki bir katil sizi yeterince geriyor (beni en azından bayağı gerdi) ama bazen de öyle anlar oluyor ki, ya çok nadir olan saklanma yerlerine gitmeniz gerekiyor ya da oturup saatlerce bekliyorsunuz ki katil bir uzaklaşsın. Açıkçası aklıma daha güzel bir fikir de gelmedi ama hissiyatım da bu şekilde. Hikaye desen bayat mı diyeyim, ortalama mı diyeyim bilemedim.

İşin bir de diğer kısmı var ki, oyun günümüz dünyasında engellilerden bihaber bizlere en azından bir dokunuş yapıyor. Modern çağa uygun olarak görme engellilerin cep telefonları ile yakaladıkları uyumu, sesi nasıl kullanabildiklerini oyunculara görmek ufak da olsa bir bakış açısı kazandıracaktır.

Fear of the Dark

Günün sonunda Perception yürüme simülatörlüğünden fazla ileri gidemiyor. Aslında çok farklı ve güzel mekaniği bu kadar “düz” bir oyunda kullanmak üzücü oldu benim açımdan. Elimizde düz bir hikaye, düz bir oynanış, 3-4 saat gibi kısa bir oyun süresi ve güzel mekanikler var. Korkar mıyım diye soruyorsanız… Açıkçası pek emin değilim. Gerileceğinize garanti verebilirim ama ben bile çok korkmadıysam, sürekli korku oyunu oynayanlar bana pek etkilenecek gibi gelmedi.

Oyunu satın almak isterseniz buraya tıklayarak PS Store’dan 64.99 liraya satın alabilirsiniz.

GENEL BAKIŞ
Görseller
6
Oynanış
5
Hikaye
5
Mekanikler
8
Eğlence
6
Önceki İçerikGuilty Gear Xrd: Rev 2 İnceleme
Sonraki İçerikFarpoint inceleme
Makine ve otomotiv mühendisi, aynı zamanda yılların oyuncusu. Arada kamyonculuk yaptığı iddia edilmektedir.
perception-incelemeHEGE MONİK BEYAZ STRAIGHT MAŞİST NARSİST PEDA GOJİK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz