Gotham Knights inceleme (PS5)

Batman'siz Batman oyunu

Gotham Knights inceleme - PS5

Süper kahraman oyunları arasında en başta tok ve kısmen devrimsel dövüş sistemi olmak üzere aynı zamanda yoğun hikaye anlatımıyla çığır açan Batman: Arkham serisi, 2009’da çıkan Asylum ile birçok kişinin gönlünde taht kurmuştu. İki yıl sonra Batman: Arkham City ile bu başarısını perçinleyen seri, 2013 yapımı Arkham Origins ile beklentilerin altında bir iş ortaya çıkarmıştı. Serideki ilk iki oyun Rocksteady’nin elinden çıkmış, önceki oyunlara kıyasla daha başarısız sayılan Origins ise WB Games Montreal tarafından geliştirilmişti. 2015’teki Batman: Arkham Knight ile Rocksteady tekrar iş başına dönmüş olsa bile, bu oyun da özellikle PC sürümünde barındırdığı teknik aksaklıkların gölgesinde kalmış ve sorunsuz konsol versiyonunun başarısını törpülemişti. Pek çok kişiye göre serideki en zayıf haklanın arkasındaki ekip WB Games Montreal, aradan geçen neredeyse on yılın ardından yeni bir oyunla geri döndü. 21 Ekim’de sadece yeni nesil konsollar ve PC için çıkan Gotham Knights, stüdyonun yıldızını parlatabilecek mi? Gotham Knights inceleme yazımızda bu soruya yanıt arayacak ve oyunu tüm yönleriyle irdeleyeceğiz.

Ne demek Batman öldü?

Gotham Knights, Batman’in artık yaşamadığı bir dünyada geçiyor. Batman’in ölmeden önceki son anlarını gösteren yaklaşık 10 dakika uzunluğundaki oldukça etkileyici açılış sahnesi ile başlangıç yapıyor. Batman’in olmadığı bir Gotham City ise kötülere gün doğması anlamına geliyor. Böyle bir ortamda Court of Howl ile Batman’i yetiştiren Ra’s al Gul’un başında olduğu League of Shadows, Gotham City için planladıklarını hayata geçirmeye başlıyorlar. Kötülüğün tekrardan kol gezmeye başladığı Gotham City sokaklarının koruyuculuğunu ise bu sefer Batman’in mirasını devralan Batgirl, Nightwing, Robin ve Red Hood’tan oluşan grup üstleniyor.

Alfred’in de yoldaşlık ettiği bu grup, Belfry’da bir üs kurarak buradan Gotham City’deki kötülerle mücadeleye koyuluyorlar. Bu dört süper kahramanın da oynanabilir olduğu oyunda, herhangi biriyle her gece devriyeye çıkarak sokaklardaki suçluların peşine düşüyoruz. Rehine kurtarma, banka soygununu engelleme, patlayıcıları durdurma, GCPD’nin girdiği çatışmalara yardım etme ve organ kaçırma olaylarının önüne geçme gibi tipik yan görevlerde çeşitli düşman gruplarına karşı savaşıyoruz.

Devriyeye çıktığımız gecelerde istersek ana hikayeyi de ilerletmek için gerekli görevleri yerine getirebiliyor, istersek buna dokunmadan yan içerikleri tamamlayıp tekrar Belfry’a dönüyoruz. Ne zaman dönüleceği tamamen oyuncunun isteğine bağlı. Bu döngüde sürekli olarak ana hikaye ve yan görevlerle oyunda yeni kıyafetler ve silahlar elde ediyor, yetenek açmak için tecrübe puanı kazanıyoruz. Oyunun ana senaryosunu ilerletmek için zaman zaman yan içerikleri yaparak topladığımız bilgi kırıntıları gerekli oluyor. Yani bu en basit seviyedeki açık dünya aktivitelerini yapmadan oyunu ilerletmek mümkün değil.

Açık dünyadaki suç mahalli gibi yan içerikler bilgi sağlamanın ötesinde yeni kıyafetler, yakın ve uzak dövüş silahları gibi ekipmanların üretilmesini sağlayan tarifleri elde etmek için de kritik öneme sahip. Aynı şekilde bu ekipmanları üretmek için gerekli materyalleri de hem ana hikayede ilerleyerek, hem de yan görevler ve açık dünyadaki en basit yan içerikleri yaparak buluyoruz. Ekipmanların sahip olduğu can, savunma miktarı, hasar miktarı, kritik hasar oranı, elemantal saldırı tipi ve oranı, toplam güç gibi istatistikleri geliştirmek amacıyla gerekli olan modçipleri elde etmek için de açık dünyadaki bu türlü türlü suçlu görevlerini yapmak gerekli. Seviyesi düşük kalan modçiplerden dört tanesini birleştirerek de ortaya daha iyi olabilecek bir modçip çıkarabiliyoruz ancak bunun ne kadar iyi olacağı tamamen şansa bağlı. Öte yandan, yeni ekipmanlar üretmek sadece daha güçlü bir karakter oluşturmanın önünü açmakla kalmıyor, aynı zamanda oyunda her bir karakter için yer alan ve inanılmaz tasarımlara sahip yeni kostümler açılmasını da sağlıyor.

Ne kadar ekmek o kadar köfte

Seviye sisteminin bulunduğu oyunda, ne kadar yan içerik yapılırsa o kadar çok tecrübe puanı toplanıp seviye atlanıyor. Her bir seviyede yetenek ağacından yeni yetenekler açmak için puan elde ediyoruz. Karakterlerin kendine özgü yetenek ağacı bulunmakla birlikte kritik saldırı ihtimalini artırma gibi bazı yetenekler her bir karakter için de var. Nightwing daha çok akrobatik hareketler kazanırken, Robin gizlilik üzerine kurulu bir yetenek ağacına sahip. Batgirl’ün yetenekleri öldükten sonra dirilerek yeniden mücadeleye katılma ve saldırı yaparken hasar alsa dahi gardını bozmama gibi kazanımlar sağlarken, Red Hood’un yetenek ağacı uzun menzilli saldırılarını ve yumruklarını geliştirmeye odaklı.

Dört süper kahramanın ayrıca yine kendine özgü sekizer adet Momentum yetenekleri bulunuyor. Bu yeteneklerin bir kısmı oyunun ana ve yan hikayelerini yaptıkça açılıyor, kalan kısmı meydan okuma görevlerini yaparak elde ediliyor. Öncelikle, bu yetenekler gerçek anlamda her bir karakteri dövüş alanında birbirinden ayıran çeşitlilik barındırıyor. Ancak bunları elde etmek için açık dünyadaki çeşitli düşman tiplerini bulup öldürme veya sıradan suç mahalli görevlerini yerine getirme gibi çeşitli “Challenge” şartlarını sağlamak gerekiyor. İşin kötü tarafı ise her bir karakterdeki momentum yeteneklerinin bir kısmını birebir aynı meydan okuma görevlerini yaparak açıyoruz. Bir karakterde daha önceden yapılan meydan okuma görevi diğerinde sayılmıyor ve en baştan tekrar etmek gerekiyor. Hikayeye bağlı olarak açılan momentum hareketlerinin tamamını ise ancak ana hikayede sona yaklaşınca elde etmiş oluyoruz. Kısacası, oynanış ve dövüş sistemini oldukça eğlenceli hale getiren ve çeşitlilik sunan bu momentum yetenekleri elde edildiğinde çoktan oyunla neredeyse işiniz bitmiş oluyor. Oyunun karakter gelişim sistemindeki en büyük tasarım hatası bu olabilir.

Karakter gelişimindeki bir diğer can sıkan durum ise kaynak toplayarak eşya geliştirme mekaniği. Şöyle ki, eşya üretmek için toplanan kaynak materyaller tek bir havuzda birikiyor. Bu havuzdan dört karakter de faydalanıyor. Yani sadece bir karakteri geliştirerek oyunda ilerlediğiniz durumlarda, bir başka karaktere geçiş yapıldığında yeni geçtiğiniz karakter için yeni ekipmanlar üretecek materyaliniz kalmamış olabiliyor. Bundan dolayı da ana senaryoyu ilerletmek yerine açık dünyadaki tekrara düşen suç aktivitelerini yeni karakterlerle de bir süre yapmanız gerekiyor. Bu durum, oyundaki mevcut grinding sistemini bir üst seviyeye çıkararak oyunu sevmenizi biraz daha zorlaştırıyor.

Oynanış ve dövüş sistemi ilk bakışta Batman: Arkham serisi ile benzerlik gösteriyor gibi olsa da, Gotham Knights’ı önceki oyunlardan ayıran en önemli nokta kombo mekaniğinin kaldırılmış olması. Batman oyunlarında her bir düşman arasında seri şekilde geçiş yaparak birbirine ardına yumruklarla sıralamadığımız kombo sayacı bu oyunda yok. Gotham Knights dövüş sistemini daha çok karakterin sahip olduğu kostüm, yakın ve uzak dövüş silahından oluşan üçlü setin barındırdığı istatistiklere dayandırıyor. Ne kadar çok canınız ve savunmanız varsa karakteriniz o kadar az hasar alıyor; kuşandıklarınızın hasar miktarı ve kritik hasar oranı ise düşmanlara yaptığınız saldırıların gücünü belirliyor.

Buna ek olarak oyunda yer alan alev, buz, elektro şok ve zehir gibi dört çeşit elemental saldırı türü ile rakiplere yaptığınız saldılar ve onlardan aldığınız darbeler bir nebze farklılaşıyor. Kuşandığınız kostüm, elemental saldırı tiplerinden birine veya birkaçına karşı savunma oranı barındırabildiği gibi, elinizdeki silahlar da rakiplere elemental saldırılarda bulunmanıza yardımcı oluyor. Öte yandan, rakiplere karşı yapılan bitirici vuruşların animasyonları oldukça kaliteli ve birbirinden farklı. Her bir karakterin birden fazla bitirici vuruş animasyonu olmakla birlikte, bulunduğunuz konum çevresel etkileşime müsaitse daha da farklı, daha önceden görmediğiniz nadir birkaç animasyona rastlamanız da mümkün. Ancak ne yazık ki, bunlar da Batman: Arkham oyunlarındaki doyurucu, yumruk yumruğa ve her anı keyifli dövüş sistemine yaklaşamıyor.

“Not my Gotham City”

Gotham City, önceki Arkham oyunlarından aşina olduğumuz gibi yüksek ve dikine yapılarla dolu. Şehirde birden fazla bölge köprüler aracılığıyla birbirine bağlanıyor. Şehirdeki yapılarda ve her bir sokakta teknik detay seviyesi oldukça yüksek. Özellikle ana hikayenin ve büyük yan hikaye parçalarının geçtiği yapıların iç tasarımları, ışıklandırması, atmosferi ve genel anlamda detay düzeyi oldukça başarılı. Bu kısımlar ciddi anlamda yeni nesil bir oyunun içindeymişsiniz gibi hissettirebiliyor. Bununla birlikte maalesef açık dünyada suç dolu Gotham City havası verecek ölçüde bir atmosfer yok. Arkham serisindeki gibi kasvetli ve karanlık bir şehir beklerken, bu oyunda sokaklar daha renkli bir vaziyette.

Gotham City’de uzun mesafeler arasında gezmenin iki yolu var: Batcycle ile dolaşmak ve her bir karakterin sahip olduğu kanca ile de çatılarda ve yüksek yapılarda oradan oraya hareket etmek. Kanca mekaniği sadece binaların işaretleri kısımlarına atılarak kullanılabiliyor, yani serbestçe kullanılamıyor ve zaman zaman tam olarak gitmek istediğiniz yöne doğru atılamıyor. Oyundaki meydan okuma görev serilerinden biri aracılığıyla da şehirdeki birçok yerde hızlı seyahat noktaları açabiliyoruz.

Gotham City’de olduğunuzu hissettiren en önemli şey oyunun senaryo görevleri ve çeşitli kötü karakterin hikayelerini konu alan büyük yan görevler. Harley Quinn, Mr. Freeze ve Clayface gibi Gotham’a kötülük saçmaya ant içmiş bu karakterlere ait yan senaryo görevleri, ana senaryo kadar kaliteli ara sahneler ve iyi yazılmış diyaloglara sahip. Birden fazla parçadan oluşan bu yan görevlerde her bir parçaya ulaşmak için açık dünyadaki sıkıcı meydan okuma görevlerini tekrarlamak gerekiyor. Bu tatsız işi tamamladıkça her bir aşamada bu kötü karakterlerle etkileşime girilebilen yan senaryo içerikleri açılıyor. Bu oynanış sekansları da aynı ana senaryoda olduğu gibi açık dünyada sınırları çizilmiş bir bölgede veya bina tarzı bazı yapıların içerisinde oldukça düz çizgide ilerliyor. Yani aslında oyunun en heyecan uyandıran oynanış bölümlerini içeren ana senaryo ve yan senaryo görevleri açık dünyadaki gibi serbest bir oynanış döngüsü sunmuyor.

En önemli bölümlerin açık dünya serbestliğinde olmaması kimileri için kötü haber olabilir. Ancak öte yandan bu bölümlerin lineer yapılar içerisinde geçmesi detay seviyesinin yüksek olmasını sağlamış. Dolaştığımız her bir oda özenle tasarlanmış ve tekrara düşmeyen nesneler ile donatılmış. İçine çeken ana ve yan senaryoları bir basamak aşağıya düşüren şey ise oyunun bazı ara sahnelerde dört karakterle birden göreve gidiyormuş hissiyatı vermesi ancak oynanış sekansına geçince sadece bir karakterin olması. Oyun her ne kadar bunu iki kişilik co-op desteği ile oyunu baştan aşağıya bir kişiyle beraber bitirme imkanı sunarak kırmaya çalışıyor olsa da, “Tamam işte, şimdi dört süper kahraman aynı anda kötülerle savaşacağız!” şeklinde verdiği gazın arkasını dolduramıyor. Öte yandan, co-op modda oynarken seviyesi düşük olan kişinin istatistikleri güçlü olan kişiye uyarlanıyor. Böylece iki oyuncu arasında devasa seviye farkının oluştuğu durumlarda co-op şekilde oynarken, düşük seviyedeki oyuncu düşmanlara karşı savaşırken olması gereken zorluk derecesinde oyunu deneyim ediyor.

Eee, biz yeni nesle geçmiştik?

Gotham Knights teknik anlamda artı ve eksilerle dolu bir oyun. Öncelikle, yukarıda da denildiği gibi oyunun ana ve yan senaryo görevlerinin geçtiği bölümler inanılmaz detaylarla dolu. Bunun ötesinde, yine bu çizgisel bölümlerdeki oyunun ışıklandırması, atmosferi, doku seviyesi muazzam güzellikte. Açık dünyadaki görsellik de, her ne kadar karanlık bir Gotham tasviri yapmasa da, benzer şekilde yüksek detay seviyesi ile donatılmış. Oyunu bir başka arşa çıkaran şey de ara sahnelerin görsel kalitesi. Neredeyse CGI kalitesindeki ara sahnelerde yüz ve karakter animasyonları, kıyafetlerdeki ve objelerdeki doku kalitesinin düzeyi çok hoş gözüküyor. Buna, inanılmaz derecede özenilmiş karakter seslendirmelerini ve arada bir duyulan ambiyans müziklerini ekleyin. İşte size teknik anlamda bir şölen ortaya çıkıyor.

PS5 üzerinde oyunun yükleme süreleri çok kısa. Belfry’dan açık dünyaya çıkma ve geri dönmenin yanı sıra ana senaryonun ilerlediği diğer yapıların içerisine girişler sadece birkaç saniyede yükleniyor. Bununla birlikte Gotham Knights, konsolun DualSense kontrolcüsünün sahip olduğu dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik gibi devrimsel teknolojilerinden hiç faydalanmıyor. İyi uygulandığında oyun deneyimini bir tık öteye taşıyan bu yeniliklerin, sadece yeni nesil konsollara çıkmış bir oyunda olmaması büyük bir eksi denebilir.

Madalyonun diğer yüzüne bakıldığında, oyunun teknik olarak muhtemelen en sancılı noktası konsollarda 60fps (saniye başına kare) performans modu desteği içermemesi. Konsol tarafında sadece PlayStation 5 ve Xbox Series X|S’e, yani yeni nesil konsollara, çıkan oyun bu platformlarda yalnızca 30fps kilidinin olduğu ayarda oynanabiliyor. Bu, ne yazık ki açık dünyada dolaşırken ve özellikle geniş alanlardaki görevleri yaparken tatsız bir oyun deneyimi yaşatıyor. Örneğin, Batcycle ile şehirde dolaşırken hızlandığınızda fps seviyesinin 30’un altına düştüğünü açıkça hissetmek mümkün. Benzer şekilde yüksek partikül efektlerinin olduğu çizgisel bölümlerde dahi bu performans düşüklüğü yaşanıyor. Daha da kötüsü, co-op olarak oynarken Gotham City’de dolaşmak zaman zaman işkenceye dönüşebiliyor. Kancayla şehirdeki yapılarda dolaşırken co-op partnerinizden uzakta dahi olsanız saniye başı kare oranında ciddi düşüşler meydana geliyor.

Uzun lafın kısası, Gotham Knights ana senaryo ve birkaç kötü karakteri içeren yan hikayeleriyle oyuncuyu kendine çekmeyi başarıyor. Sahip olduğu kaliteli ara sahneler ve görsel anlamdaki yüksek detay seviyesi ile ön plana çıkan oyun diğer taraftan, içi boş ve arkası doldurulmamış açık dünya aktiviteleri ile bir o kadar da can sıkıyor. Bunun üstüne teknik performanstaki yetersizlikler, karakter gelişim sistemindeki tekrara düşen grinding ve dövüş sisteminde önceki oyunlara kıyasla birkaç basamak geriye gidiş oyunun sunduğu deneyimi büyük ölçüde baltalıyor.

GENEL BAKIŞ
Görseller/Atmosfer
8.5
Hikaye/Sunum
8
Oynanış
6
Ses/Müzik
9
Eğlence
7
Teknik Performans
6
Önceki İçerikPUBG Global Championship 2022’ye katılacak takımlar açıklandı
Sonraki İçerikUNCHARTED: Hırsızlar Mirası Koleksiyonu PC incelemesi
gotham-knights-inceleme-ps5Batman: Arkham serisinden on yıl sonra birkaç basamak geriye gidiş

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz