Detective Pikachu Returns inceleme

Bir kahve, bir de dava... Bu Pikachu bir başka!

Pokémon serisinin sevimli maskotu Pikachu dünyanın en ironik karakterlerinden biri. Sarı tüylü, al yanaklı elektrik faremiz özellikle animasyon serisinde bin küsür bölüm maceradan maceraya koştu. “Hepsini yakala” ilkesiyle oyuncuları defalarca kez ekran başına çivileyen rol yapma oyunlarında da sıkça görülen Pikachu, ilk olarak 3DS’te çıkan macerasında ise kahve tiryakisi ve insan dilini konuşabilen bir dedektif olarak karşımıza çıkmıştı. Detective Pikachu inceleme yazımıza konu olan oyunumuz ise 3DS’teki ilk Detective Pikachu oyununun doğrudan devamı. Pikachu ve insan ortağı Tim’in macerasının ikinci ve son perdesi nihayet aralanıyor!

Yeni bir dava

Detective Pikachu Returns açılışında kısaca ilk oyunun hikayesini hatırlatıp bizi yeni maceramıza bırakıyor: Usta dedektif Harry Goodman’ın gizemli bir şekilde kaybolması ve oğlu Tim’in neler olduğunu bulmaya çalışması sonucu yolu Harry’nin eski Pokémon ortağı Pikachu ile kesişir. Ayrıca Tim Pikachu’nun konuştuklarını da anlayabilmektedir. Bu ilginç bir şekilde sadece Tim’e özgü bir durum olduğu için ikili Tim’in kaybolan babasının gizemini çözmek için beraber çalışmaya başlar. Geçirdikleri kaza sonucunda Harry ortadan kaybolmuş, Pikachu ise hafızasını kaybetmiştir. İkilinin araştırmaları Pokémon’ların vahşice etrafa saldırmasına sebep olan kimyasal R yüzünden sekteye uğrar ve bu belanın çözümünü bulmak için kolları sıvarlar.

Detective Pikachu Returns, “R” vakasının hemen sonrasında başlıyor. Harry ve Pikachu üstün başarılarından ötürü ödüllendirilirken ortalık yeniden karışıyor ve çalıntı bir mücevher vakası Pokémon’ları iradeleri dışında kontrol eden yeni bir tehditin ipucunu veriyor. Son maceralarında Tim ve Pikachu bir yandan yeni gizemleri çözmeye çalışırken bir yandan da Harry’i bulmaya çalışacak.

Detective Pikachu Returns tıpkı önceki oyunda olduğu gibi Sherlock Holmes vari bir hikaye örgüsü ve Ace Attorney benzeri mekanikleri bir araya getiriyor. Çevreyi gezinip araştırma yapacak, şüpheliler veya tanıklarla iletişim kurarak deliller elde edecek, sonrasında ise bu deliller üzerinden çıkarımlar yaparak davayı çözümleyecek ipuçlarını elde edeceksiniz. Ara sıra heyecan dozunu yükseltmek için standart oynanış elementlerinin arasına QTE sekanslar ve gizlenerek ilerleme üzerine kurulu mini oyunlar da serpiştirilmiş. Bölümlerin finallerinde ise Ace Attorney davalarına benzeyen ufak sorgulama sekansları ile olayları çözümlüyor ve finale ulaşıyorsunuz.

Beton orman maceraları

Detective Pikachu çıktığı dönem Pokémon’ların antrenör savaşları dışında insanların gündelik hayatında ne şekilde yer edindiğini en güzel örnekleyen oyunlardan biriydi. İlk live action filmin de bu oyundan uyarlanması kesinlikle tesadüf değil. Detective Pikachu Returns de ilk oyundaki gibi Pokemon ve insanların partnerliği üzerine odaklanmış. Dağ bayır dolaşıp vahşi Pokémon aradığımız oyunlarının aksine tamamına yakını şehir içinde geçen, aksiyon barındırmayan bir oyun söz konusu; doğasını kavradığınız zaman oldukça keyifli ve ana serideki oyunlara taze bir soluk niteliğinde. Ancak özellikle Pokémon Scarlet & Violet’la birlikte büyüyen Pokémon dünyasında kıyasla daha sıradan, büyük bir şehrin içinde değil de bir film setinde geziyormuşsunuz gibi bir his uyandırıyor Detective Pikachu şehirlerinde dolaşmak. Bu tabii anlaşılır bir durum, zira oyunda her köşeyi dikkatlice araştırıp ipuçları topluyoruz ve oyun alanı büyüdükçe bu durum hamallık haline gelebilir. Ancak yine de biraz daha ferah bir şehir konseptine hayır demezdim.

Dikkatimi çeken bir diğer detay ise grafikler. Detective Pikachu Returns tatlı görsellere sahip ancak grafik düzeyini alıcı gözle incelediğimizde Nintendo’nun önceki nesil konsolu 3DS’teki Detective Pikachu grafik detayları arasında büyük bir fark yok. Switch’te daha yüksek çözünürlükte ve temiz görüyoruz, hepsi bu. Önceki paragrafta da belirttiğim gezilebilir alanların çok de büyük olmaması faktörünü de hesaba katarsak Nintendo Switch standartlarında bile daha etkileyici grafik detaylarına ulaşmak mümkün olabilirdi. Bunun kanıtını da yakın dönem çıkan Pokemon SNAP’te gördük zaten. Bu açıdan devam oyununun aslında 3DS için çoktan hazırlanmış olduğunu ancak muhtemel bir ikinci film projesiyle yakın dönem piyasaya sürülmesi için bekletildiği izlenimine kapıldım. İkinci filmin de henüz geçtiğimiz bahar döneminde onaylandığını hesaba katarsak tahminim çok de yersiz sayılmaz, ne dersiniz?

Bıdı bıdı detaylar

Biraz da oyunun seslendirmesine ve yaşadığım ilginç bir deneyime değinmek istiyorum. Yıllardır Japon yapımı oyunlarda istisnalar hariç Japonca dublaj tercih ederim. Gerek animasyon gerekse oyun sektöründe oldukça başarılı, duyguları en uç noktalarda yaşatan Japon ses sanatçıları beni fena şekilde şımarttı. Pokémon’da da Japonca ve İngilizce ses seçeceği görünce sevinçle hemen Japonca seslendirmeyi seçtim haliyle. Ancak bir süre keyifli oynasam da bir duvara takıldım ve bu beni İngilizce dublaja dönmek zorunda bıraktı: Pokémon isimleri! Seriyi yakından takip edenler bilir ki Pokémon’ların çoğu Japonya harici ülkelerde farklı isimlere çevrilmiş, kendi çaplarında yerelleştirilmiş durumdalar. Örneğin en sevilen Pokémon’lardan Charmander’ı ele alalım. Kuyruğundaki alevi ve sevimli gülümsemesiyle kalplere taht kuran ateş Pokémon’umuz İngilizce versiyonda yanık / kömür (char /charcoal) ve salamander kelimelerinden türetilmiş olan Charmander ismine sahip. Japoncada ise Hitokage (ヒトカゲ) olarak anılıyor bu arkadaş; hi ateş, tokage ise kertenkele demek. Yani anlayacağınız çoğu Pokémon ismi belirli anlamlara gelen kelime ya da kısaltma kombinasyonları ile türetilmiş ve her dilde farklı anılıyorlar.

Hal böyleyken Japonca dublajla oyunu oynamaya çalıştığımda isimlerini neredeyse ezbere bildiğim çoğu Pokémon beni oldukça yabancı hissettirdi. Seriye yabancı olanlar için Pokémon’ların kendi isimleri haricinde bir şey diyemediklerini önemle vurgulayım. Altyazılar İngilizce Pokémon isimleri dublaj Japonca versiyonları derken en nihayetinde pes ederek İngizlice dublaja döndüm. Bu arada hakkını da vermek lazımhem Pokémon’lar hem de insan karakterlerin İngilizce seslendirmesi de gayet başarılı olmuş.

Bu davanın sonu

Tür olarak ana seriden çok farklı olsa da Pokémon hayranı bir oyuncunun Detective Pikachu Returns’ü pas geçeceğini pek sanmıyorum, gördüğüm en sadık oyuncu kitlesi olabilirler ki bundan apayrı bir yazı çıkarılabilir… Diğer kategoride yer alan oyunculara odaklanırsak, Phoenix Wright / Ace Attorney tarzı macera oyunlarını seviyorsanız, polisiye öyküler ilginizi çekiyorsa Detective Pikachu’yu çerezlik bir Sherlock Holmes oyunu gibi düşünebilirsiniz. Zaten Pikachu’nun oyun boyunca taktığı şapkası da bizzat Sherlock’unkinden esinlenme.

GENEL BAKIŞ
Görseller
7.5
Oynanış
7
Hikaye / Sunum
8
Ses / Müzik
8
Önceki İçerikDiablo IV Steam’e geliyor!
Sonraki İçerikWarcraft Classic Fall of the Lich King Güncellemesi çıktı
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.
detective-pikachu-returns-incelemeDetective Pikachu Returns özellikle grafik konusunda ilk oyunun üstüne pek bir şey koymasa da 11-12 saatlik eğlenceli bir devam oyunu olmayı başararak 3DS'te yarım kalan öyküyü finale taşıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz