Yomawari: Night Alone İnceleme

En sevimli korku oyunu kalbinizi küt küt attırmak için geliyor!

Küçük, Sevimli, Tırsınç Bir Oyun

90’larda Rhapsody: A Musical Adventure ile tanıştığım ancak kalbimi meşhur SRPG serisi Disgaea ile kazanmış olan Nippon Ichi Software (NIS) daha çok rol yapma türü oyunlarıyla bilinen bir firma. Oyunlarında genellikle nostaljik bir tat yakalamayı başaran NIS oyuncuya büyük firmaların oyunlarındaki gibi göz kamaştırıcı görseller yerine eğlence vaad eden ve özellikle 2000’lerden sonra çıkan oyunlarıyla bunu harika şekilde başaran bir firma. NIS’in rol yapma oyunları, özlellikle Disgaea serine yüzlerce saatini harcamış biri olarak firmanın bu konuda ne denli başarılı olduğunu bizzat tanık olmuş biri olarak bir korku oyunu olan Yomawari: Night Alone‘u karşımda bulmam biraz karışık duygulara kapılmama sebep oldu. Öncelikle oyunun fragmanına hep beraber bir göz atalım:

İki boyutlu görsellere sahip bir korku oyunu… evet daha önceen denenmemiş bir şey değil; ’95’te Super Famicom için çıkmış olan Clock Tower‘dan bu yana çeşitli oyunlarda, özellikle son yıllarda Lone Survivor ya da Claire gibi başarılı indie yapımlarda da kullanılan bir formül. Ancak Yomawari’de bir şey oyuna ilk başladığınız andan beri dikkatinizi çekiyor. Her şey alabildiğine sevimli tasarlanmış. Ancak kısa bir ilerleyişten sonra bu sevimli görsellerin bir aldanmaca olduğunun farkına kabiniz küt küt atmaya başlayınca varıyorsunuz.

Geceye Karışanlar

Hikayemiz isimsiz bir kızın (oyuncu) köpeği Poro ile akşam yürüyüşü esnasına başlıyor. Kısa bir tutorial ardından evimize hayvan dostumuz olmadan dönüşümüz (nedenini oyunda kendinizin görmesini isterim) ablamız tarafından şüpheyle karşılanıyor ve telaşla kendisi Poro’yu aramaya çıkıyor… ve geri dönmüyor. Ablası için endişelenen küçük kız da onu aramak için sokağa dönüyor. Ancak bir şeyler hiç yolunda değil, gecenin karanlığında sayısız ruhani varlık ve canavar sokaklarda cirit atıyor!

yomawari-inceleme-03

Kontrollerimiz oldukça basit. İzometrik kamera açısından gördüğümüz oyunda karakterimizi yürütüp koşturabiliyor ve bazı cisimlerle etkileşime girip onları atabiliyoruz. Koşarken altta beliren stamina çubuğu bize ne kadar süre koşabileceğimizi gösteriyor. Canavarlar ile mücadele edemiyoruz, ayrıca eğer yakınımızdalarsa da stamina çubuğumuz çok daha hızlı azalıyor. Canavarlara ne mesafede yakın olduğunuzu kalp atışı ses efektinden anlayabiliyorsunuz. Çok yakınlarınıza gelen bir yaratık kalbinizi küt küt attırıyor. Bunun haricinde oyunun başlarında bulduğunuz el fenerinizi de bir tuşla açıp kapatabiliyorsunuz (ışık bazı canavarların dikkatini üzerinize çekebiliyor). Kontroller bundan ibaret. Her ne kadar canavarlar ile mücadele edemesek de oyunda bulduğumuz çakıl taşları ile dikkatlerini dağıtabiliyoruz. Taşlar haricinde oyunda en önemli harcanabilir nesne şehrin çeşitli noktalarında bulduğumuz madeni paralar. Oyunda karışınıza çıkan Jizo heykellerinde bu paraları harcayarak hızlı kayıt yapabiliyor, ölürseniz buradan devam edebiliyorsunuz. Ancak oyunun ana kayıtlarını evinizde günlüğünüzü kullanarak yapabiliyorsunuz. Bu yazdıklarıma bakarak oyunda çok kısıtlı hızlı kayıt imkanınız olduğunu düşünmeyin, madeni paralar çok rahat bulunabiliyor ve yükleme sonrasında aynı noktalardan tekrar bulunabiliyorlar.

Canavarlar (ya da ruhani varlıklar mı desem) çeşitilik ve tasarım açısından birbirlerinden oldukça ayrışabilmişler. Bazıları oyunun sevimli yapısına uyarken bazıları da gerçekten iç gıdıklayıcı ve tehditkar görünmeyi başaraibiliyor. Peşinize düşenler, aniden karşınıza çıkanlar ya da tuzağa düşürenler gibi çeşitlilik gösterseler de sizi götürdükleri sonuç aynı. Eğer yakalanırsanız direkt ölüyorsunuz. Çok nadiren iyi huylu olanlar da karşınıza çıkmıyor değil, ancak teknik olarak gördüğünüz her şeyden uzakta durmanız, bolca da kaçmanız gerekmekte. Yazıda staminanın özellikle canavarlar tarafından kovalandığınız zamanlar çok daha hızlı tükendiğinden bahsetmiştim. Çok uzun süre hızlı kaçamadığınız gibi zaman zaman çevre de kaçmanız için pek elverişli olamayabiliyor. Bu gibi durumlarda da etraftaki çalılar ya da arkasında saklanabileceğiniz objeler devreye giriyor. Saklandığınızda etraftaki görselleri göremiyorsunuz. Ancak ekranın merkezinde kalp atış ritminizle senkron olarak beliren kırmızı çemberden sizi takip eden (artık her ne ise) ne kadar yakına olduğunu anlıyorsunuz. Ortalığın sakinleştiğinde (ya da tehlike biraz uzaklaştığı an) saklandığınız yerden çıkıp kaçabilirsiniz.

yomawari-inceleme-02

Sökmeyen Şafak

Ablamızı ararken oyun bize oldukça ilgi çekici şeyler de sunmayı başarıyor. Senaryo bazında gidersek, yaşadığımız şehirde olmuş bazı gizemli vakaları çözümlelemiz için de ruhlar tarafından rahatsız edilebiliyoruz. Örneğin bir bölümde uçurumdan düşmüş ve cesedi bulunamamış bir kızın cesedini bulup ona mezar hazırlayarak ruhunu huzura kavuşturuyoruz. Ana hedefimizin içine serpiştirilmiş bu minik yan hikayeler bizi oyunun atmosferine daha çekiyor ve ilerleyen evrede olayların nasıl bir hal alacağına dair merakımızı taze tutmayı başarıyor. Bunun haricinde çevrede bulabileceğimiz çok sayıda toplanabilir eşya mevcut. Pastel boyalar ile yazılmış notlardan, yırtık bir mayo ya da kırık bir oyuncak robota kadar bir sürü eşya, onları bulduğunuz tuhaf yerler ve menüden tanımlarına baktığınız ilginç açıklamalar ile oyunun ürkütücü atmosferini biraz daha pekiştirmeyi başarıyor. Atmosfer demişken, oyunun büyük bir kısmında müzik yok. Yapımcılar onun yerine bizi yaprak hışırtıları, rüzgar, böceklerin cırlaması gibi gecenin hissini pekiştiren ses efeklteri ile başbaşa bırakmayı tercih etmişler. Açıkçası bu durum çevrede bir sürü yaratığın cirit attığı karanlık sokaklarda kısıtlı görüş alanımız ile pek farkedilmediklerini de hesaba katarsak onları (ve çoğunlukla kendi kalp atışımızı) rahat duyabilmemiz adına da doğru bir seçim olmuş.

yomawari-inceleme-04

Yomawari: Night Alone uzun bir süredir içinde boğulduğum AAA sınıfı oyunlardan sonra ferahlatıcı küçük bir yapım oldu. Steam ve PS Vita üzerinden temin edebileceğiniz oyun için önereceğim platform PS Vita. Özellikle kendi açımdan konuşmam gerekirse geçtiğimiz hafta uyku öncesi karanlık odamda yarım saat bu oyunun sokaklarında dolanmak gün boyu yaptığım en keyifli aktivite haline geldi ve artık neredeyse bir ritüel haline gelen bu durumun hiç bitmemesini istedim. Ancak maalesef senaryo modu 4-5 saat içinde tükeniyor ve bu güzel yolculuğun da sonuna geliyoruz. İyi haber ise oyunu bitirdikte sonra bile sokağa geri dönebiliyor, serbestçe dolaşarak bulamadığımız nesnelerin ve gizemlerin peşine düşebiliyoruz. Bu da bir nebze olsun oyunun ömrünü uzatmayı başarıyor.

GENEL BAKIŞ
Oynanış
7.5
Görseller
7
Ses / Müzik
7
Hikaye
7.5
Eğle
8
Önceki İçerikDishonored 2’nin ilk incelemeleri yayımlanmaya başladı – ilk inceleme puanları
Sonraki İçerikMonster Notebook Yeni Mağazasını Kadıköy’de Açtı
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.
yomawari-night-aloneKorku oyunu sevenler ve indie ayarında yapımlara burun kıvırmayanlar için mutlaka edinilmesi gereken bir oyun.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz