The Order: 1886 Lansmanı ve İlk İzlenim

Bugün Barbaros Point Hotel The Game’de düzenlenen Sony PS4 sponsorluğundaki The Order: 1886 lansmanı oldukça etkileyiciydi. Başlat Tuşu olarak katıldığımız tanıtımda The Order’ın ilk izlenimlerini yaşayanlar olmaktan epey mutlu olduk. İşte detaylar:

The Order: 1886 Lansmanı ve İlk İzlenim

Düzenlenen etkinliğin göze çarpan konsepti, cosplayerların süslediği atmosfer ve oyunun tanıtım videoları bizi en başından etkiledi doğrusu. Zorlu hava şartlarına aldırmadan heyecanla geldiğimiz tanıtım etkinliğinde ilk işimiz ısınmak oldu elbette. Daha sonra  Sercan Sülün’ün güzel sunumunu izledik.

the_order_1886_ilk_izlenim_lansman_baslattusu_5

 

İsmine aşina olduğumuz SCE Santa Monica’nın bizzat desteklediği Ready at Dawn tarafından geliştirilen The Order: 1886 şimdiden piyasaya damgasını vuracakmış gibi duruyor. The Order, Victoria döneminin Londra’sında eski bir şövalye birliğinin, vahşi bir melez ırktan insanlığı korumasını konu alıyor genel olarak. Sercan Sülün, sunumuna karakter tanıtımı, oyun müzikleri, alınan ödüller ve E3 video tanıtımıyla devam ediyor.

Oyunda oynadığımız karakter olan Galahad, Sir ünvanını alan üçüncü şövalye ve söz konusu birliğin düşmanlarına karşı yıllarca savaşmaktadır. Yardımcı karakterler olarak başı çeken Sebastian Malory (Sir Percival), Isabeau D’Argyll (Lady Igraine) ve  Marquis de Lafayette de oldukça azimli şövalyeler. Lady Igraine, Galahad’ın öğrencisidir ve Galahad ile aralarında saygılı bir ilişkileri vardır.  Sir Percival birlikteki en güçlü şövalye olarak tanıtılıyor ve karakterimiz Galahad’ın oldukça yakın bir arkadaşıdır. Lafayette ise savaş ve devrimler esnasında gösterdiği stratejik dehalığıyla birliğe alınmıştır ve Sir Percival’ın çırağı olarak görev almaktadır.

The Order: 1886’da öne çıkan karakterlerden biri de tabii ki Nicola Tesla. Nicola Tesla’nın muhteşem zekasına ve fizik dünyasına kazandırdıklarına hayran olmayanımız yoktur. Doğrusu oyunun büyük artılarından biri de Tesla gibi bir karakterin yer alması olacak gibi duruyor.

the_order_1886_ilk_izlenim_lansman_baslattusu_4

 

Oyunda çağa göre aşırı gelişmiş teknoloji göze çarpıyor. Bu aslında artıları ve eksileri olabilecek nötr bir durum ancak tabii ki melez denilen o cici(!) ırka karşı savaşmak başka türlü mümkün değil gibi. Bunun yanında kablosuz iletişim cihazlarına ve tek tüplü gece görüş gözlüğü gibi daha nice aygıtlara sahibiz.

Oyunun teknik detaylarına gelirsek; kesinlikle grafiklerin ne kadar güzel olduğundan bahsetmmemiz gerekir. Emotion Capture ve sinematikleri bir üst seviyeye taşımayı amaçlamışlar. Bunun yanında Kusursuz Geçiş Sistemi denilen sinematik ve oynanış geçişleri ilk kez The Order: 1886’da kullanılmış(Artı ve eksilerine ilk izlenimde yer vereceğim). The Order: 1886 ilk olarak 2013’te Amerika’da E3 fuarında duyurularak hayran kitlesini kazanmaya başlamıştı. E3’te duyurulduğu zamanlar 20 ödül sahibiyken şimdilerde yaklaşık 50 kadar ödülü bulunmakta(IGN, Gamescom ve dahası).

Ready at Dawn hakkında biraz bilgi vermek gerekirse; tanıdığımız bir yapımcı aslında God of War’dan. 2003 yılında California’da Blizzard ve Naughty Dog şirketleri çalışanları Ru Weerasuriya ve Andrea Pessino tarafından kurulmuş. Şirketin yenilikçi  vizyonu ve çalışma ortamındaki rahatlık dikkat çekiyor. Hatta resmi web sitesinden başvurularını yapabileceğiniz IT Manager gibi pozisyon alımları da varmış, bizden söylemesi.

The Game’e girdiğimiz andan itibaren öve öve bitiremediğimiz etkileyici oyun müzikleri Jason Graves tarafından bestelenmiş. Daha önce Dead Space, Tomb Raider, F.E.A.R, Murdered Soul, Prince of Persia gibi oyunların müziklerine de imza atan sanatçı yine mükemmel bir iş çıkarmış.

Oyunun piyasasına gelecek olursak:

Standard Edition

199 TL

Black Water Collectors Edition

249 TL

Özel kutulu ve Galahad ve Isabeau mühürlü posta kartları, özel patchler, Knight’s Pack DLC ve kamera arkası görüntüleri içinde bulunuyor.

Special Edition

209 TL

Steelbook tasarım kutulu ve Knight’s Arsenal DLC’si ile geliyor.

Ürünleri 20 Şubat 2015’ten itibaren D&R vb. satış noktalarından temin edebileceğiz.

Sunum burada sona eriyor. Daha sonra ilk izlenimlerimizi yapmak üzere konsolların başına geçiyoruz.

the_order_1886_ilk_izlenim_lansman_baslattusu_2

 

 

the_order_1886_ilk_izlenim_lansman_baslattusu_3

 

 

Evet, oyuna boğularak başlıyoruz… Sinematikler epey gerçekçi olduğu için boğulurken büyülenmemek elde değil. Joystickle verdiğimiz mücadele çok senkronize aktarılmış doğrusu. Karakterimizi boğulmaktan kurtarıp biraz işkence görmüş bir halde yürütmeye başladığımızda grafiklere ne kadar çok emek verildiğini defalarca tecrübe ediyoruz şayet zaten sendeleyerek yürüyen karakterimizi bir de yanlışlıkla kapı pervazına çarptırdığımızda “olması gerektiği gibi” yere yığlıyor. Zorlu mücadeleden sonra asıl mevzunun döndüğü Londra yeryüzüne jilet gibi giyinmiş Galahad’ımızla çıkıyoruz.Etrafı inceleyip nereden başlasam kısmına fırsat veriyoruz. Karşımıza Isabeau çıkıyor ve birlik düşmanlarını temizlemeye koyuluyoruz birlikte. Siper alma, siper değiştirme, yaralanma, hedef alma, pusu o kadar iyi aktarılmış ki kolay hedef alırken bile gerilmemek elde değil doğrusu. Adamları kafasından kafasından vurarak temizliyoruz. Glahad’ın Isabeau’ya karşı centilmenliği hiç gözden kaçmıyor aslında… Isabeaudan bir süreliğine ayrılıp bize verilen talimatı(talimatlar ekranın üst köşesinde yazıyor fakat çabuk gidiyor dikkatli olun!) yerine getirmek üzere kapalı ve bol gerilimli bol “melez” kokan bir yere giriyoruz. Evet, az önce temizlemekle meşgul olduğumuz insanlar gözümüzün önünde Likanlara dönüşüyor. Sürekli hareket ederek, üzerinize koşarak ve bir yerlere saklanarak sizi germekle meşguller tabii ki. Hızlı olup onların üstesinden gelmek önemli gibi duruyor.

Oyunun ilk izlenimi için bu kadarı yeterli sanırım. Spoilerlardan sakınıp ana hatlarıyla oyunu tanıttığımıza göre çok övüp az yerme bölümümüze geldik. Dudak haraketleri ve ses senkronu, sinematik ve oynanış uyumu, karakter modelleme, silah efektleri oldukça iyi görünüyor. Benim oyunda en beğendiğim aksiyon özelliklerinden biri siper alma şekilleriydi doğrusu. Burun gösterecek kadar duvarın kenarına gelip düşmanın kafasının nerede olduğunu hesaplamak oldukça eğlenceliydi. Fakat Kusursuz Geçiş Sistemi adı altında yapılan mükemmel sinematik ve oynanış senkronizasyonu sinematikten oyun oynamaya geçtiğimizi fark etmemizi geciktiriyor. A aa sinematik bitmiş o zaman oynayayım… Oyunun tek “kötü” özelliğinin bu olması da ne kadar beğendiğimi gösteriyordur sanırım. Bitirmek için sabırsızlanıyorum doğrusu.

20 Şubat 2015’te paranıza kıyın ve PS4’ünüze bu mükemmel oyunu hediye edin sevgili okurlar. Pişman olmayacaksınız gibi duruyor.

 

The Order: 1886 Lansmanı ve İlk İzlenim   The Order: 1886 Lansmanı ve İlk İzlenimThe Order: 1886 Lansmanı ve İlk İzlenimThe Order: 1886 Lansmanı ve İlk İzlenim

Önceki İçerikLife is Strange: Bölüm 1 – Chrysalis İnceleme
Sonraki İçerikThe Order: 1886 İnceleme Puanları
Başlat Tuşu 2013 yılında kurulmuş, oyun, teknoloji ve alt kültür konularına dair haber, inceleme ve makale yayınlayan bir sitedir. Site dahilinde Türk oyuncularına özel içerikler, en yeni ve özgün oyun haberleri ve makaleleri bulabilirsiniz. Türkiye oyun kültürü standartlarını yeniden belirleyip, siz değerli okuyucularımıza her zaman en kaliteli ve en güncel içeriği sunmayı kendimize hedef edindik. Bu hedef doğrultusunda yayınlanan her bir içerik özenle hazırlanıp, sizlere sunuluyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz