
Özellikle 90’lı yıllarda söz konusu dövüş oyunları olduğunda üç büyük firma anılırdı: SNK, Capcom ve Namco. Namco, Tekken serisi ile üç boyutlu oyunlar üzerine odaklandığı için biraz kendine has bir kulvardan ilerlerken iki boyutlu dinamiklere sahip düzinelerce fikri mülkiyete sahip SNK ve Capcom ise kıran kırana bir mücadele içindeydi. O dönemlerde başyapıtları olan Garou/Fatal Fury: Mark of the Wolves ile oyun dünyasına sağlam bir iz bırakan firma, arcade kültürünün ölmesi ile finansal sıkıntılara düştü ve piyasadaki ağırlığını kaybetti. Uzun yıllar sonra küllerinden tekrar doğan firma en popüler serileri King of Fighters ile oyun dünyasına dönüş yapmıştı. Ancak tam anlamıyla büyük sürprizlerini geçtiğimiz yıl Fatal Fury serisini dirilteceklerini duyurduklarında yaptılar.
Fatal Fury’nin kökleri 1991 yılına uzanıyor. Zaman içinde King of Fighters’ın da doğuşuna vesile olan seri, SNK’nın Neogeo sistemleri için çıkardığı en eski dövüş oyunlarından biri. 1999 yılında çıkan Garou: mark of the Wolves ise Fatal Fury serisinin dokuzuncu ve yeni oyunun duyurusuna kadar son oyunuydu. Tam 25 yıllık uzun bir zamanın ardından, bu sefer Fatal Fury: City of the Wolves adıyla onuncu Fatal Fury oyunu karşımızda. Nisan ayında çıkacak olan oyun açık betası ile geçtiğimiz haftasonunda hayranların beğenisine sunuldu. Biz de edindiğimiz deneyimleri sizelere aktarmak ve bu nostalji dozu ağır oyunu tekrar gündeme taşımak için kolları sıvadık.
Temeller
Tam sürümü 17 açılış karakteri + 5 indirilebilir karakter içerecek olan oyunun beta sürümünde 8 oynanabilir karakter bulunuyor. Bunların beşini Rock, Terry, B. Jenet, Hotaru ve Kain olmak üzere Mark of the Wolves’dan dönen kıdemli dövüşçüler oluşturuyor. Mai’yi King of Fighters ve çok eski Fatal Fury oyunlarından hatırlarken Preecha ile Vox ise ilk kez City of the Wolves ile karşımıza çıkan iki yeni dövüşçü olarak dikkatleri çekiyor.
Temellerini klasik SNK dövüş oyunları ve atası Mark of the Wolves ile paylaşan City of the Wolves, dört vuruş tuşu ile iki boyutlu düzlemde oynanan bir dövüş oyunu. Sağlık barınızın giriş / orta / final bölümleri olmak üzere seçerek özel güçler ve imtiyazlar kazandığınız T.O.P. isim değiştirerek S.P.G. olmuş, ama işlevi aşağı yukarı aynı. Bunun yanısıra son anda geriye basarak saldırılardan güvenli korunmanızı ve hızlıca karşılık vermenize olanak tanıyan Just Defense sistemi de yanına kardeşi Hyper Defense’i alarak geri dönüyor. Bunun haricinde iki kademeli gear barımız özel gear saldırıları yapmamızı sağlıyor. Gear attack adı verilen süper saldırılarımızı tek ya da iki bar ile kullanabiliyoruz, ayrıca S.P.G aktifken iki bar harcayarak yapabildiğimiz Hidden Gear saldırılarımız da mevcut.
Motoru zorla!
İşleri değiştiren mekanik ise yeni gelen REV sistemi. Arabalardaki devir göstergesi tarzında bir grafikle belirtilen bu yeni bar karakterinizin Gear barlarımızın hemen üstünde yer alıyor. Oyuncular, bir karakterin özel hareketlerinin geliştirilmiş versiyonları olan Rev Arts, iki karakter arasına mesafe koymaya yardımcı olabilecek bir saldırı olan Rev Blow, kombolar oluşturmak için saldırıları birbirine zincirlemeye yardımcı olan Rev Accel ve saldırı altındayken rakipleri uzaklaştıran bir savunma olan Rev Guard da dahil olmak üzere birçok Rev yeteneği türünü gerçekleştirebilirler. Bu teknikleri kullanmak, karakterin Rev göstergesini kademeli olarak dolduruyor ve tamamı dolduğunda, karakter Overheat durumuna girerek Rev yeteneklerini kullanamaz hale geliyor. Saldırılara karşı pasif şekilde kalıp sürekli blok alırsanız da teknik kullanmadan rev göstergenizin dolmasına neden olabilirsiniz, o nedenle City of the Wolves’un da bu nesil rakipleri olan Guilty Gear Strive, Street Fighter 6 ve Tekken 8 gibi ofansif oynanışı ödüllendirdiğini söylemek yanlış olmaz. Overheat modu da aynı şekilde rakibe baskı kurarak oynarsanız daha hızlı geçiyor ve yeniden Rev göstergesi aktif hale geliyor.
Oyunda özel hareketler ve gear saldırıları kısmen Mark of the Wolves’u andırsa da elden geçirilmiş ve farklı tepkimeler ve kombinasyon potansiyeline sahip. Oyunun temposu da biraz farklı. City of the Wolves hem atası Mark of the Wolves’a sadık hem de kendi çapında oldukça yenilikçi olmaya gayret etmiş bir yapım. Beta sürecinde saatlerce dövüşsem de sadece yeni dizaynın yüzeyini kazımış gibi hissettim. Bir diğer taraftan King of Fighters’lardan ilk kez Fatal Fury ile tanışan oyuncular City of the Wolves’u daha ağır bulabilir. Bunlar tabii tam sürümde detaylı irdelenecek konular.
Çevrim içi kurtlar sofrası
Çevrimiçi tarafına gelirsek, SNK şu ana kadarki en iyi netcode işçiliğini çıkarmış gibi durmakta. Yaptığım dövüşlerde çekim gücü düşük görünen rakiplerde bile ciddi bir lag sıkıntısı yaşamadım. Oyun ayrıca cross platform da destekliyor ki bu uzun ömürlülük açısından önemli bir adım. Öte yandan oyuncu eşleştirme konusu biraz şüpheli durmakta. Casual ve ranked karşılaşmaların ilk aşamalarında rakip hızlı çıkarken seviye yükseldikçe oyuncu eşleştirme süreleri oldukça uzuyor. Betaya kaç oyuncu katıldı henüz elimde veri yok, ancak SNK’nın güncel King of Fighters oyunlarında da en büyük sorun oyuncu havuzuydu. Özellikle cross platform desteği sayesinde KoF’lara kıyasla Fatal Fury daha uzun ömürlü olacak gibi görünüyor ama ne kadar süre oynanacak ve ne kadar canlı olacak hala çok emin değilim, özellikle rakipleri gibi yıllarca sadık bir oyuncu kitlesi bulacak mı o da çok merak ettiğim bir konu. Mark of the Wolves zamanı için devrim niteliğinde bir oyundu, ancak City of the Wolves aynı izi bırakabilir mi pek emin değilim. Yine de keyifli bir dövüş oyunu olmuş ve artık evire çeviri oynadığımız diğer büyük oyunların yanında güzel bir alternatif olacak, orası kesin.