The Witcher 3: Wild Hunt İnceleme

Geralt’ın son macerası!

Geliştirici: CD Projekt RED
Yönetmen: Konrad Tomaszkiewicz
Yazarlar: Marcin Blacha, Borys Pugacz-Muraszkiewicz, Jakub Szamalek
Müzik: Marcin Przybyłowicz, Mikołaj Stroiński, Percival
Oyun Motoru: REDengine 3
Platform: PC, PS4, Xbox One
Tür: Aksiyon-Rol Yapma Oyunu
Mod: Tek Oyuncu

“Polonya’nın Tolkien’ı” olarak anılan yazar Andrzej Sapkowski’nin 1986’dan bu yana kaleme aldığı meşhur fantezi öykü / roman serisi The Witcher ilk olarak 2007 yılında CD Projekt RED tarafından video oyun dünyasına kazandırılmıştı. Küçük bir ekibin elinden çıkmasına rağmen oldukça başarılı olan ve ilgi gören oyun 2011’de The Witcher 2: Assassin of Kings adı altında yoluna devam etmiş, ilk oyundan daha da fazla ses getirebilmeyi başarmıştı. Serinin üçüncü oyunu The Witcher 3: Wild Hunt 19 Mayıs’ta oyuncularla buluştu.

Seriye yabancı okuyucular için öncelikle biraz witcher’lara değinelim.

Witcher Nedir?

Hem roman hem de oyun serisine ismini veren witcherlar çocuk yaşta alınıp, oldukça zorlayıcı ve acımasız fiziksel ve ruhsal eğitimin yanısıra çeşitli simya ve büyü içeren gizemli ritüellerle mutasyona uğratılmış, bu mutasyon sonucu insan üstü refleksler, kuvvet ve iyileşme gücü kazanmış savaşçılardır. Özellikle doğa üstü güçler, canavarlar uzmanlık alanlarıdır ve ücret karşılığı insanlara bu tür problemlerde yardımcı olurlar. İki tip kılıç taşırlar, gümüş olan kılıç yaratıklara karşı kullanırken çelik kılıçlarını da insanlar için kullanırlar. Simya konusunda da oldukça bilgilidirler. Kuvvet ya da duyularını daha da geliştiren iksirler, kılıçlarına sürüp yaratıklara karşı daha tesirli olabilmek için özel yağlar ve bombalar hazırlayabilirler. Ayrıca sign adı verilen, düşmanı alevler içinden bırakmak, zihnini karıştırmak gibi çeşitli türleri olan büyülü güçlere de sahiptirler.

Witcher 2’den “witcher nedir?” temalı bir video.

Hikayeye kısa bir bakış

Savaş ve yıkımın pençesinden kurtulamayan dünya tam bir kaos ortamına dönmüştür. Nifgaard İmparatorluğu orduları kuzey krallıklarına kan kusturmaktadır. İlk iki oyunda olduğu gibi yine kontrolünü devraldığımız karakter ünlü witcher Rivia’lı Geralt artık bu savaşın taraflarından biri değildir. Witcher 2’deki olayların ardından kaybettiği hafızasını geri kazanan Geralt tek akrabası olarak kabul ettiği manevi kızı Ciri’yi aramaktadır. Yolculuğu sırasında gizemli Wild Hunt ile de karşı karşıya gelecektir.

Keyfinizi kaçırmamak adına hikaye konusunda çok fazla detaya inmek istemiyorum, ancak bir unsurdan bahsetmem sanırım oyuna yeni başlarken işinize yarayacaktır.

Kayıt ve Seçim Aktarma Sistemi

Önceki oyunu oynamış olan oyuncular, kayıt dosyalarını kullanarak seçimlerini Witcher 3’e aktarabiliyorlar. Ancak seriye tamamen yeni olan oyuncular için de bir kolaylık düşünülmüş. Simulate Save seçeneğini kullanırsanız oyunun belirli bir notkasında (Yennefer’ı bulduktan sonraki traş sahnesinde) bir NPC önceki oyundaki kilit noktalardan bahsederek size ne yaptığınızı soruyor. Bu arkadaşa verdiğiniz cevaplar ile witcher 2’de yapılabilecek potansiyel seçimlerin simülasyonunu gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Üçüncü bir seçenek olarak da simulate save özelliğini kullanmayarak bu seçimlerin oyun tarafından sizin yerinize rastgele yapılmasını seçebilirsiniz.

Kayıt aktarma ile bir not daha düşmem gerekiyor, bu özelliği sadece oyunun PC sürümünde (GoG & Steam) kullanabiliyorsunuz. Yani konsollarda tek opsiyonunuz Simulate Save seçeneği. Öte yandan oyunun steam versiyonu Witcher2 kaydınızı algılamayabilir, onun için küçük bir işlem yapmanız gerekiyor:

Öncelikle problemin kaynağı Witcher 3’ün oyun kayıtlarını şu dizinde araması:
[işletim sistemini kurduğunuz sürücü]:USERS[kullanıcı adınız]My DocumentsWitcher 2gamesaves

Ancak Steam oyun kayıtlarını buraya alıyor:
[steam’i kurduğunuz sürücü]:Program Files(x86)Steamuserdata[kullanıcı numaranız]20920remote

Yapmanız gereken ilk başta belirttiğim dizine ilgili klasörleri oluşturmanız ve steam dizinindeki witcher 2 kayıt dosyanızı oraya kopyalamanız. Bu şekilde kaydınızı Witcher 3’e aktarabileceksiniz.

Biraz da oyunun mekanikleri hakkında konuşalım

Witcher 3 aynı ilk oyunda olduğu gibi tekrar açık dünya oynanışa geçmiş durumda ve CD Projekt Red’in bu konuda muazzam bir iş çıkardığını söyleyebiliriz. Önceki Witcher oyunlarından 30 kat daha büyük, muhtemelen en çok kıyaslanabileceği rakibi Skyrim’den ise %20 daha büyük bir dünyaya sahip Witcher 3. Yalnız sadece büyük olmakla da kalmamış; oldukça canlı, her köşesinde bizi bir sürprizin beklediği dolu dolu bir dünya da oluşturmayı başarmışlar. Gerçek zamanlı değişen gece gündüz döngüleri, hava durumları ise bu eşsiz dünyayı daha da lezzetli bir hale getirmiş. Aynı yerlerden geçerken bile günün saati ve hava durumu atmosferi tamamen bambaşka bir hale sokabilmeyi başarıyor. Bu arada oyunun dünyasının büyüklüğünden gözünüz korkmasın, çünkü başlarda ulaşabileceğiniz alanlar limitlenmiş durumda. Senaryoda ilerlemeye devam ettikçe oyun sizi alıştıra alıştıra bu büyük dünyaya dahil ediyor ve tamamen özgür kılıyor.

Ana senaryonun yanısıra bu devasa dünyaya güzelce yedirilmiş çok sayıda yan görev, yaratık avları, gizli hazineler ve daha nice sürpriz de oyuncuları beklemekte. Oyunda yan görevlerin de oldukça detaylı hazırlandıklarını da özellikle belirtmeliyim. Arkaplan hikayeleri, seçimlerle dallanıp budaklanabilmeleri bu görevleri yaparken kesinlikle vakit kaybetmişsiniz hissi vermiyor ve sizi içine çekiyor. Hatta bir süre sonra kendinizi ana görevi kenara bırakmış, yan görevlerin peşinden koştururken bulabilirsiniz. Bu da haliyle oyundan aldığınız keyfi ve harcayacağınız süreyi katlayarak yükseltiyor.

Keşfedilmeyi bekleyen pek çok şeyi harita üzerinden takip edebilirsiniz

Oynanış olarak oyun çok büyük bir yenilikle gelmiyor, savaş sistemi bir önceki oyuna oldukça yakın. Hafif ve ağır olmak üzere iki fiziksel saldırı tipiniz mevcut. Aynı şekilde blok, savuşturma, takla atma gibi fonksiyonlar aynı şekilde çalışmakta. Yalnız iksir sisteminde bir değişikliğe gidilmiş. Eskiden meditasyonlarda özel olarak hazırlayıp içtiğiniz iksirler artık savaş içinde gerçek zamanlı kullanılabiliyor. Meditasyon ise kaybettiğiniz sağlığı doldurmak ve boşalmış iksirlerinizi alkol kullanarak doldurmak (envanterinizde gerekli eşya varsa otomatik gerçekleşiyor) ve saati ilerletmek için yapılıyor. İksirler haricinde yemek sınıfında nesneleri de dövüş içinde istediğiniz an kullanabiliyorsunuzç Tek yapmanız gereken bu iş için ayrılmış iki slota bu eşyaları yerleştirmek. Bunların yanısıra craft ve alchemy ile de çeşitli eşya ve iksirler oluşturabiliyorsunuz. Alchemy menüden yapılabiliyorken craft için bir demirciye ihtiyacınız var. Zırh ve silahlarınızı tamir etmek için de ihtiyaç duyacağınız demircilere craft yolu ile ekipman yaptırmak para konusunda çok daha avantajlı oluyor.

Para demişken oyunda, özellikle başlarda sıkça para sıkıntısı yaşacağınızı belirtmekte fayda var. Özellikle bazı bulduğunuz paranın tüccarlar tarafından kabul edilen para birimi crown değil de oren olması işinizi başlarda biraz zorlaştırıyor. Ancak Novigrad’a ulaştığınızda burada bulunan bankada orenleri crowna çevirtebilir ve para krizini bir nebze olsun aşabileceksiniz.

Tecrübe alma ve seviye atlama ağır şekilde questlere bağlı durumda ve hızlı değil. Dolayısıyla seviye atladıkça kazandığınız yetenek puanları dikkatli harcamanız gerekmekte. Seviye atlama dışında dünya haritası üzerinde çeşitli noktalara yerleştirilmiş power stone’lar da size bir tane yetenek puanı kazandırmakta. Menüden character seçildiği zaman gelen ekranda yetenek puanlarınızı kullanabilirsiniz. Burada önemli bir hatırlatma yapayım, yetenek puanlarınızı kullandıktan sonra açılan yeteneklerinizi aktif hale getirmek için aynı ekranda sağda bulunan slotlara takmanız gerekiyor. 4 mutagen ve 12 yetenek slotu bulunan bölümde mutagen ve yetenek renkleri eşleşirse kazandığınız güç de artıyor. Oyunda bazı NPC’lerde bulabileceğiniz
Potion of Clearence ile puanlarınızı yeniden dağıtabilirsiniz, ancak hem az sayıdalar hem de pahalılar.

Yeni Mini Oyunumuz Gwent

Gwent Witcher 3 birlikte yeni eklenen oldukça keyifli bir kart oyunu. Geralt oyunda karşılaştığı belirli npc’ler ile bu oyunu oynayabiliyor (özel rakipler haricinde genel olarak hancılar ve tüccarlar).

Gwent’i açmak için oyunun ilk görevinde uğradığınız White Orchard köyü hanındaki bir npc ile konuşmanız gerekiyor. Kısa bir tutorial ardından ilk destenize sahip oluyorsunuz.
Oyun iki ordunun savaşı üzerine kurgulanmış, yani iki oyuncu ile oynanıyor. Öncelikle bir lider seçiyorsunuz. Her liderin kendine özel kartları var, bunların yanısıra tarafsız kartlar da bulunmakta ve bunlar tüm liderlerin destesine eklenebiliyor. Liderinizi seçip oyuna başladıktan sonra oyun masası ekranı geliyor. Burada liderinizin destesinden rastgele verilen 10 adet kart önünüze konuyor. Bunlardan iki tanesini oyun başlamadan önce değiştirebilir ya da oyuna geçebilirsiniz. Kimin ilk başlayacağını belirleyen bir para atışı ardından rakibinizle kozlarınızı paylaşıyorsunuz. Amacınız elinizdeki 10 kart ile rakip üzerinde 2 round boyunca üstünlük kurmak. Kılıç, Ok/yay ve mancınık olmak üzere üç tip olan unit kartlarınız üzerinde bulunan puanların toplamı o roundu kazanıp kazanamayacağınızı belirleyen ana faktör. Bunun dışında bazı özel kartlarınız da mevcut, örneğin hava durumu kartları ile savaşçı kartların gücü zayıflatılabiliyor. Örneğin kar yağışı kılıçlı tiplerin gücünü 1’e indirirken sis ise okçulara tesir ediyor. Borazan ile seçtiğiniz bir sıra üzerindeki kartların tümünün gücünü ikiye katlıyor. Sıra tabanlı ilerleyen oyunda o round içindeki hamlelerinizi pas edene kadar devam ettiriyorsunuz. Ne zaman pas edeceğiniz ise tamamen sizin kuracağınız stratejiye kalmış; yeterince üstünlük sağladığınızı düşündüğünüzde ya da karşı taraf ile o round baş edemeyeceğinize karar verip daha çok kart kaybetmek istemediğinizde pas geçebilirsiniz.

Gwent oyunu ile ayrıca NPC’lerden para, yeni kartlar ve craft için eşyalar kazanabileceğinizi yani keyifli olduğu kadar karlı bir mini oyun olduğunu da belirteyim.

Puanlamalara doğru yelken açalım.
Puanlamalar

Oynanış: Oyun oynanış açısından oldukça rahat ve ihtiyacınız olan detayları size sunabiliyor. Önceki Witcher oyunlarını oynayan oyuncular kesinlikle yabancılık çekmeyecek, yeni oyuncular ise kısa süre içinde kolayca adapte olabilecekler. Ancak menü kullanımı, özellikle kullanılabilir eşyalar içeren sekme eşyalarınız arttıkça biraz sıkıntılı hale gelebiliyor. Bunun dışında zaman zaman eşya toplarken hem klavvye hem de gamepad’de zaman zaman istediğiniz noktaya erişmede nadiren de olsa sorun yaşabiliyorsunuz.
Puan : 9 /10


Görseller:
2013’te ilk gösterilen ve oyunun çıkış dönemi grafikleri kıyaslandığında CD Projekt RED’in de kabul ettiği üzere maalesef bir downgrade söz konusu, ancak abartılacak cinsten değil. Oyun bu haliyle bile türevleri arasından sıyrılmayı başarıyor ve etkileyici bir atmosfere sahip. Değişen zaman ve hava koşulları, çevre detayları sizi oyunun dünyasında adeta nefes aldırtıyor. Tasarımlar oldukça başarılı ve oyunun dünyası dolu dolu. Renk paleti oldukça canlı. Karakterler ise özellikle yüz detayları ile dikkat çekiyor. Ek olarak CD Projekt RED görselleri elinden geldiğince geliştirmeye devam etmekte. Mesela bu yazıyı hazırlarken gelen 1.04 güncellemesi ile çevre detayları daha da zenginleştirildi.
Puan: 9,5 / 10

Ses: Oyun gerek seslendirme gerekse müzik konusunda oldukça başarılı. En az tasarım ve modellemelerdeki kadar seslendirmelerde de etkileşime geçtiğiniz karakterin ırk, statü ve kişilik detayları oldukça başarılı şekilde canlandırılmış. Atmosferi daha da kuvvetlendiren müzikler ise adeta kulaklarınızı okşamakta.
Puan: 9,5/10

Hikaye: Malumunuz söz konusu RYO ise en önemli faktör hikayedir. Zaten roman kökenli olan Witcher serisi oyunlarıyla da hikaye konusunda oyuncuları hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Witcher 3 de dil konusunda bir sıkıntınız yoksa sizi mest edecek bir hikaye ve olay kurgusuna sahip. Yazının başlarında da değindiğim gibi en ufak arkaplan detayına kadar hikaye namına her şey çok başarılı bir şekilde kaleme alınmış.
Puan : 10/10

Eğlence Faktörü: Açık dünya üzerinde alabildiğince özgür, seçimlerinizin olay örgüsünü oldukça etkileyebildiği ve bunu rahatlıkla gözlemleyebildiğiniz, içinde sıkılmadan, keyifle kaybolabileceğiniz bir oyun olmuş Witcher 3. Zengin ek içeriği yanısıra, tekrar oynanma potansiyeli de yüksek bir yapım. Uzun saatlerinizi ayırmaya hazır olun.
Puan: 10/10

Genel: 9,6

Son Söz

Bazı küçük kusurları görmezden gelindiğinde çoğu RYO severin neredeyse “mükemmel” olarak tanımlayabileceği bir oyun olmuş The Withcer 3: Wild Hunt. Üstelik CD Project RED’in ücretsiz olarak bize sunacağı 16 DLC ve yakın gelecekte çıkacak olan iki genişletme paketini hesaba katmıyorum bile.

Vesemir ile birlikte Geralt’ı son macerasına uğurluyoruz…

The Witcher 3: Wild Hunt İnceleme

The Witcher 3: Wild Hunt İnceleme

The Witcher 3: Wild Hunt İnceleme

The Witcher 3: Wild Hunt İnceleme

Önceki İçerikDying Light 1.06 Yama Notları Açıklandı
Sonraki İçerikTaleWorlds, E-Game Show 2015’te Oyuncularla Buluştu
Başlat Tuşu'nun genel yayın yönetmeni. 1984 doğumlu. Sırasıyla İngilizce Öğretmenliği, Resim ve Animasyon bölümlerinde eğitim görmüş bir yazar / çizer / animatör. Siteye katkıları dışında çizgiroman, canlandırma ve sinematografi üzerine çalışmalar yapar. Çocukluğundan bu yana video oyunları onun için hobiden de öte bir tutku olmuştur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz