Star Wars markası beyaz perdede başarılı işlerle anıldığı kadar başarısız örneklerle de hatırlanan uzun bir tarihe sahip. George Lucas’ın yarattığı fikri mülk, 1977’de vizyona giren ilk filmden kısa bir süre sonra video oyun sektörü için de ilham kaynağı olmayı başardı. 1980’lerden itibaren ortaya konan oyun projeleri, beyaz perdede olduğu gibi inişli çıkışlı bir başarı grafiği çizdi. Modern anlamda 2003 tarihli Star Wars: Knights of the Old Republic ve 2011 çıkışlı Star Wars: The Old Republic, en çok beğeni toplayan oyunlar arasında yer aldı.

2013’e gelindiğinde Electronic Arts, Disney ile yaptığı anlaşma sonucunda Star Wars markası için video oyun üretiminin tek söz sahibi oldu ancak uzun bir süre bunu değerlendirmedi. EA, bu anlaşmanın ilk meyvesini almak için çatısı altında yer alan ve Battlefield serisiyle ün salmış DICE stüdyosunu görevlendirdi. 2015’te piyasaya sürülen Star Wars Battlefront, “Battlefield’ın Star Wars versiyonu” olarak devasa haritalarda geçen, sadece çok oyunculu modlar içeren bir oyundu. 2017’de çıkan devam oyunu Battlefront II ise benzer formülü koruyup üzerine 3-4 saatlik bir hikaye modu sunarak Star Wars hayranlarının “ağzına bir kaşık bal çalmaktan” öteye geçemedi. Dahası, EA’in agresif mikro ödeme sistemi nedeniyle epey kötü bir çıkış dönemi geçirdi.

EA, Disney ile olan anlaşmanın son yıllarına yaklaşırken strateji değişikliğine giderek tek oyunculu ve hikaye odaklı bir Star Wars oyunu için kolları sıvadı. Bu sefer kendi bünyesindeki bir başka stüdyo, Respawn Entertainment, 2019’da Star Wars Jedi: Fallen Order’ı piyasaya sürdü. Fallen Order hem ayakları yere basan mekanikleri hem de iyi yazılmış senaryosu ile aradan geçen kurak yılların ardından adeta çöldeki bir vaha gibi Star Wars sevenleri kendine hayran bırakmıştı. Devam oyunu Star Wars Jedi: Survivor ise üç buçuk yıl gibi oldukça kısa sayılabilecek bir geliştirme sürecinin ardından nihayet geldi. Peki beklentileri ne ölçüde karşılayabildi? Star Wars Jedi: Survivor inceleme yazımız ile bu sorunun cevabını ararken oyunu tüm yönleriyle ele alacağız.

Star Wars: Jedi Survivor inceleme (PS5)

Çok uzak bir galakside

Star Wars Jedi: Survivor, Fallen Order’ın doğrudan devamı niteliğinde. Jedi Survivor, ilk oyunda yaşananların anlatıldığı oldukça etkileyici bir açılış sinematiğinin ardından doğrudan bizleri aksiyonun içerisine atıyor. CGI kalitesine yakın ara sahneyle başlayan ilk görevde Cal Kestis, mücadelesine ortak olan yeni dostlarıyla tehlikeli bir planı uygulamaya koyuyor. Daha ilk dakikasından itibaren Star Wars Jedi: Survivor sıradan bir oyun olmadığını; iyi yazılmış bir senaryo, iyi kurgulanmış sahneler, bu ikisini birden güçlü kılan ana karakter ve yan karakterlerin yanı sıra her bir köşesi özenle hazırlanmış bölümler ve halihazırda temelleri atılmış sağlam mekaniklerin üzerine çıkılmış sağlam bir oynanış içerdiğini göstermekte çekinmiyor.

İmparatorluk’un başlattığı cadı avından kurtulan az sayıdaki Jedi’dan biri olarak Cal Kestis, aradan geçen beş yılın ardından daha tecrübeli ve planlı bir şekilde karanlık güçlerle mücadelesini sürdürmektedir. Galaksinin her bir köşesinde İmparatorluk gücüne güç katarken, Cal Kestis de yeni dostluklar edinerek gezegen gezegen dolaşmakta ve bu esnada Jedi’ların geçmişine dair sır perdesini aralamaktadır. Tabi bu esnada her şey pürüzsüz ilerlemez. Cal kendini ikilemler ve ihanetlerle dolu bir güç mücadelesinin ortasında bulur.

Jedi: Survivor özellikle senaryo ve hikaye anlatımı konusunda güçlü olduğunu rahatlıkla kanıtlıyor. Özellikle ana hikaye boyunca sunulan ara sahneler, bu sahnelerin kurguları ve içerdiği birçok dönüm noktası ile oyuncuyu kendine bağlayarak sürükleyici bir macera vaat ediyor. İlk oyunla beraber düşünüldüğünde ortada her Star Wars severin tecrübe etmesi gereken bir anlatı olduğu apaçık gözüküyor. Zira, zaman zaman ilk oyuna atıfta bulunan flashback sahneler ile hikaye anlatımı daha da güçlendiriliyor.

Usta işi bölüm tasarımı

İyi yazılmış ve kurgulanmış bir hikayeyi taçlandıran unsurların başında oyunun dünyasının son derece özenle hazırlanmış olması geliyor. Her bir noktası her ince ayrıntısına kadar planlanarak oluşturulmuş olan bölümler, Star Wars evreninde olduğunuzu iliklilerinize kadar hissettiriyor ve eşsiz manzaralarıyla kendine hayran bırakıyor. Gezegenlerin tematik olarak birbirinden farklı oluşuna ve hem dikine hem de yatay olarak geniş bir oynanış alanı içermesine ek olarak Star Wars Jedi Survivor, metroidvaina tarzının başarılı bir örneğini temsil ediyor. İç içe geçmiş bölümlerde her bir gezegen ilk oyuna kıyasla epey geniş alanlarda hem dövüş hem de parkur elementleri için zengin bir tasarım sunuyor. Oyunda ilerledikçe açılan yeni ekipmanlar ve yetenekler ile daha önceden ulaşılması imkansız alanları keşfedebilmek her ne kadar heyecan verici olsa da, gidilen bu yeni yerlerin kozmetik içeren kutular bulundurması keşif hissiyatını önemli ölçüde zayıflatıyor.

Toplamda 6 gezegenin bulunduğu Star Wars Jedi: Survivor, sayıca Fallen Order’ın gerisinde olmasına rağmen bölümlerin büyüklüğü sayesinde bunu telafi ediyor. Özellikle açılış sekansından sonra ulaşılan Koboh gezegeni oyundaki en büyük alan olmanın yanında bir hub olma özelliği taşıyor. Koboh’u keşfederken karşılaşılan NPC’leri bu hub alanına göndererek güvenli bir liman sağlıyor, hikayedeki etkisi düşük veya yüksek her bir karakterle diyaloğa girerek onların arka plan hikayesini dinleyebiliyoruz.

Koboh geniş arazilere kurulmuş yerleşkelerin yanı sıra koridor tarzı oynanış barındıran yapılarla donatılmış. Koboh ve diğer gezegenleri keşfederken kozmetik içeren kutular dışında, force /güç sayesinde etkileşime girilen nesneler keşfederek gezegende daha önceden yaşanmış olaylara tanıklık ediyor, yine gezegenlerin her bir noktasına dağılmış çeşitli kaynaklar topluyor, parkur ve dövüş meydan okumalarına dahil olarak ek yetenek puanları kazanabiliyor, Cal’ın maksimum enerjisini ve force’unu artıran özler toplayabiliyoruz.

Kozmetik kutularına ek olarak yine bölümlerin her bir köşesine serpiştirilmiş toplanabilir kaynaklar yer alıyor. Data diski, parşömen, shard ya da ana hikaye ve yan görevler boyunca karşılaşılan ödül avcılarını öldürünce elde edilen diskler gibi 4-5 farklı kaynağın her birinin kendine özgü alıcısı bulunuyor. Bu tüccarların bir kısmı aldığı kaynaklar karşılığında sadece kozmetik içerikler verirken; bir kısmı da oynanışı etkileyecek, karakter gelişimi sağlayan yükseltmeler sunuyor. Örneğin, Cal’ın enerjisini yenilemeye yarayan stim’lerin sayısını artıran yükseltmeler ya da ikinci oyunla birlikte gelen yenilikler arasında bulunan perk sistemi için yeni özellikler satın alınabiliyor. Kozmetik içerikler sunan tüccarlar ise Cal için yeni kıyafetler dışında karakterin saç ve sakal stilini değiştiren şablonlar içeriyor. Benzer şekilde oyun boyunca Cal’e eşlik eden en önemli iki dostu BD-1 droid ve ışın kılıcı için farklı tasarımları içeren kozmetikler de bu tüccarlar veya dünyayı keşfederken karşılaşılan kutular aracılığıyla elde ediliyor.Star Wars: Jedi Survivor inceleme (PS5)

Güç seninle olsun

Star Wars Jedi: Survivor’ın sivrildiği bir diğer nokta, ilk oyununun üzerine her anlamda gelişmiş ve çeşitlendirilmiş bir oynanış barındırması. Öncelikle, ilk oyunda çok az sayıdaki farklı ışın kılıcı kullanımını yeni duruşlar ekleyerek çeşitlendiren Jedi Survivor, her bir duruşun kendine özgü yetenek ağacı sayesinde ilerledikçe güçlenen ve birbirinden ayrışan oynanış mekanikleri sunuyor. Force yetenekleri de bundan faydalanıyor. Düşmanların zihnini kontrol etme, güçlü düşman gruplarını tek tek veya toplu halde çekip itme gibi beceriler açılıyor. Ayrıca yetenek ağacından bağımsız olarak force’a ait yeni özellikler hikayede ilerledikçe dahil oluyor. Bunlar arasında daha önceden açılması güç kapıları force ile açma, ulaşılması imkansız platformları hareket ettirerek yeni alanlar keşfetme, otonom silahları uzaktan patlamak gibi Cal’ın Jedi olarak tam potansiyeline ulaştığını gösteren önemli mekanikler bulunuyor.

Respawn Entertainment, Jedi Survivor ile bölüm tasarımında ne kadar başarılı olduğunu ispatlar nitelikte bir iş ortaya koymuş. Oyundaki her bir gezegen tasarım felsefesi olarak birbirinden ne kadar ayrılıyorsa, gezegen içerisindeki bölümler de birbirlerinden o kadar farklılaşıyor. Adım attığınız her yer yeni bir bölgeye varmış hissiyatını çok güçlü şekilde vermeyi başarıyor. Metroidvania tasarımın hakkını verecek şekilde oluşturulmuş bölümlerin üzerine özenle düşünülmüş parkur alanları ve kafa yormanızı gerektiren puzzle bölümleri eklenince, oyun boyunca sürekli olarak taze bir şeyler karşınıza çıkıyor.Star Wars: Jedi Survivor inceleme (PS5)

Can sıkan teknik mevzular

Jedi Survior’ın en zayıf noktası ne yazık ki teknik sorunlardan kaynaklanıyor. Sadece yeni nesil konsollara ve PC platformuna çıkan oyun, hem yüksek çözünürlük hem de performans modu sunuyor. PlayStation 5’te performans modunda koridor tarzı bölgelerde stabil bir 60fps ve 1440p’ye varan çözünürlük görmek mümkünken, Koboh gibi daha açık alanların olduğu bölümlerde çözünürlüğün 1080p’nin altına düşmesi bir yana 40fps’e varan düşüşler gözlemleniyor. Yüksek çözünürlük modunda ise sabit 30fps daha stabil bir deneyim sunabilirken, bu sefer çok sık tekrarlanan ekran yırtılmaları nedeniyle rahatsız edici bir görüntü karşımıza çıkıyor. Yine performans modundayken, ara sahnelerin 30fps olarak kodlanması nedeniyle ara sahne giriş çıkışlarında rahatsız edici takılmalar ortaya çıkıyor. Bunların üzerine geniş bölümlerde geç yüklenen kaplamalar, uzak çizim mesafesindeki nesnelerin birden belirmesi, karakter yüz hatlarındaki düşük detaylar gibi birkaç can sıkıcı sorun daha kendini gösteriyor. Buna rağmen 40 saatin ardından, oyunun PS5 sürümünde herhangi bir çökme ve oyundaki ilerlemeyi bozan bir sorunla karşılaşmadım.

Star Wars Jedi: Survivor performans anlamında cilalı bir oyun olmaktan uzak. Buna karşılık, teknik olarak da bir facia değil. Zira, tamamen oyun motoru aracığıyla sağlanan ara sahnelerin görsel kalitesi, kurgusu, animasyonları ve ışıklandırması, bu oyunun yeni nesil bir ürün olduğunu gösteriyor. Oyunun performans modunda dahi ışın izleme teknolojisinden faydalanması, ara sahnelerin görsel ihtişamını destekliyor. Ses konusunda da Jedi: Survivor’ın yıldızı parlıyor. Çevre seslerinden ambiyans müziklerine kadar Star Wars evreninin ortasında yer aldığınızı hissettiriyor. Her bir ışın kılıcı darbesinden, düşmandan gelen blaster atışlarını ışın kılıcıyla geri göndermeye, karakterlerin diyaloglarındaki ses tonlarından, tepenizde uçan İmparatorluk jetlerinin çıkardığı sese ve aksiyon sahnelerinde heyecanı tavan yaptıran Star Wars soundtrackl’lerine kadar oldukça başarılı bir ses işçiliği bulunuyor. Oyunun teknik açından tam olarak pişmemesi ne yazık ki burada da kendini gösteriyor. Nadir de olsa öldüğü halde saldırı veya hareket sesleri çıkarmaya devam eden düşman grupları bulunuyor.

Star Wars Jedi: Survivor hikayesiyle, bölüm tasarımıyla ve oynanış mekanikleriyle baştan aşağıya çok eğlenceli ve görkemli bir Star Wars macerası. Ancak maalesef ki, performans sorunları gibi teknik problemler nedeniyle kusursuza yakın bir oyun olabilecekken tam potansiyelini ortaya koyamıyor. Buna rağmen, oyunun PS5 versiyonu teknik açıdan baştan sona kadar keyif alınabilecek yeterli bir deneyim sunuyor. Pürüzlerine karşın, Star Wars Jedi: Survivor her anlamda ilk oyunun üzerine katan ve kesinlikle es geçilmemesi gereken bir yapım olmuş. Devamının gelmesi dileğiyle…

GENEL BAKIŞ
Hikaye/Sunum
9
Oynanış
9.5
Görseller/Atmosfer
9
Teknik Performans
6.5
Ses/Müzik
8.5
Önceki İçerikStar Wars Jedi Survivor için ilk performans güncellemesi geldi
Sonraki İçerikThe Sims 4’e gelecek olan iki yeni kit için oylama başladı
star-wars-jedi-survivor-inceleme-ps5Star Wars Jedi: Survivor hikayesiyle, bölüm tasarımıyla ve oynanış mekanikleriyle baştan aşağıya çok eğlenceli ve görkemli bir Star Wars macerası. Ancak maalesef ki, performans sorunları gibi teknik problemler nedeniyle kusursuza yakın bir oyun olabilecekken tam potansiyelini ortaya koyamıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz