Birbirinden hızlı ve akıcı aksiyon oyunlarıyla konsol oyuncularının göz bebeği olan Housemarque, son zamanlarda pek bir üretken. Geçen sene çıkardığı Alienation ve Super Stardust VR’dan sonra bu sene Nex Machina ile yüzleri güldürmüştü. Çok değil, sadece iki ay sonra bu senenin ikinci Housemarque oyunu bakalım bize neler vaat ediyor? Matterfall inceleme yazımıza buyurun…
Böyle Gelecek Olmaz Olsun
Yapımcının önceki oyunlarıyla tutarlı olabilecek şekilde yine gelecekte geçen Matterfall’da insan türünün en büyük hatasını temizlemek üzere görevlendirilmiş özel bir askeri canlandırıyoruz. İnsanlık, dünya dışından gelen ilginç bir maddeyle karşılaştığında onun çok kullanışlı ve işlenmeye uygun bir kaynak olduğunu düşünüyor. Bu maddeyle robotlar ve silahlar yapmaya başlıyor. Günün birinde bu “uzaylı” madde zıvanadan çıkıp insanlığa saldırıyor. Büyük kayıplar yaşanıyor, medeniyetler çöküyor. Bu hatayı düzeltmek, uzaylı maddeden yapılan her şeyi yok etmek de bize kalıyor. Matterfall’un hikayesi bu kadar. Yani oyundan bundan başka hikaye aramayın, bulamayacaksınız.
Oyunun asıl olayı, Housemarque’den her zaman beklediğimiz gibi oynanış. PS4’ün bence en iyi çıkış oyunlarından Resogun‘daki twinstick mekaniğinin (sol analog hareket, sağ analog ateş etme) bir “side scroll” (yandan ilerlemeli) oyuna entegre edilmiş hali olan Matterfall’da aksiyon seviyesi hiç düşmüyor. Oyun twinstick shooter olduğundan dolayı, diğer işlevleri de omuz tuşlarına atamışlar. Bu tür oyunların hastası olan ben bile buna alışmakta epey zorlandım. Uzun süre parmaklarım birbirine dolandı. Oyunda R1 zıplama, R2 ikinci özel silah, L1 Strike (aslında “dash” yani ileri doğru hızla kayma), L2 ise madde üretme yeteneği.
Bu kontrol şemasında, oyunda en önemli özellik Strike (ileri kayma). Bu ileri kayma özelliğiyle kurşunların içinden geçebiliyor ve düşmanlara temas ederek onları bir süreliğine dondurabiliyorsunuz. Sağ analogla istediğimiz yere ateş ederken o sırada üzerimize gelen bir bölük düşmanın içinden kayarak geçmek ve onları dondurmak, hemen ardındansa ikinci silahımızla (bu örnekte bomba olsun) hepsini patlatmak çok hoş. Keşke tüm bunları yapması bu cümleyi yazmak kadar kolay olsaydı.
Parmak Kramplarına Merhaba Deyin
Tekrar etmekte fayda var; Matterfall’un kontrollerine alışmak zor. Bu yüzden çok artistik hareketler yaparak hasarsız devam ettirdiğiniz bir savaşta bir anlığına tuşları karıştırabiliyor ve suratınıza kurşunu yiyorsunuz.
Bir diğer önemli yetenek ise L2 ile yaptığımız madde üretme. Bu da gökte hayalet şeklinde gözüken platformları bir süreliğine maddeleştirmemize yarıyor ki böylece bu platformların üstüne çıkarak yukarıdaki yerlere erişebilelim. Aslında bu saydığım “önemli” özelliklerden hiçbiri türe yeni bir şey katmıyor. Yanlış anlaşılma olmasın, Matterfall iyi bir oyun ama ben Housemarque’den çok daha fazlasını beklerdim. İkinci silahların çeşitliliği bile oyunun tek düzelikten kurtaramıyor. Bölüm tasarımları bana biraz Capcom’un geçtiğimiz jenerasyon yeniden dirilttiği Strider‘ı andırdı. Matterfall da Strider gibi tabiri caizse Metroidvania türü bir oyun ama maalesef o türün özelliklerinden yeterince faydalanamıyor.
Sıkıcı arka planlar ve tekrar eden oynanış, şaheser olabilme şansını kaçıran Matterfall’u ortalama bir düzeye çekiyor. Kontrolleri dışında oyunun kendi zorluğu, ilerledikçe kat kat artıyor ki bu benim hoşuma giden bir şey. Ama yine de bazı sebeplerden dolayı oyuncuyu yeterince kendine çekemiyor.
Bugün Hava Bol Parçacıklı
Stüdyonun imzası haline gelmiş bol parçacıklı patlama efektleri bu oyunda da bolca mevcut. Tonlarca düşmanı patlatırken ekran minik minik parçacıklarla dolup taşıyor. Genel olarak grafikler çok kötü sayılmaz ama renkler, sönük mekanlarla da birleşince bana çok donuk geldi. Bu nedenle oyunun genelinde çok fazla canlılık yok. Görsellerdeki 80’ler bilim kurgu filmi esintisi yine o dönemi hatırlatan müziklerle birleşiyor.
Son olarak Matterfall pek çok PS4 aksiyon shooter oyunundan iyi olsa da beklentilerimizi karşılamıyor. Finlandiyalı stüdyo bundan çok daha iyisini yapabilirdi diyor ve Housemarque’nin yeni oyunlarını sabırsızlıkla beklemeye devam ediyoruz.
