Açılın bakalım, reis geldi reis! Neredeyse her yıl yeni oyununu gördüğümüz Like a Dragon / Yakuza serisinde en sevilen karakterlerden biri olan Majima, tam 10 yıl aradan sonra tekrar başrol aldığı bir oyunla geri döndü! Kiryu kadar aşırı ciddi değil, Ichiban kadar da süzme değil, çılgın ve gözü pek Majima’yı çok özlemişim. Bu arada oyun sektörü ve karbon kopya oyunlar sağolsun, bu oyun sayesinde bir şeyi daha farkettim: Doğru düzgün yapılmış korsan temalı, gemi savaşları içeren bir oyunu da özlemişim. Beni bu konuda ihya eden son oyunun Assassin’s Creed Black Flag olması da ayrı ironi… Görüldüğü üzere Pirate Yakuza in Hawaii inceleme yazımızda konuşulacak çok şey var. O zaman marşımızla açılışımızı yapalım:
Bir korsan hikayesi
Öncelikle oyunumuz Yakuza Dead Souls ya da Like a Dragon: Ishin gibi bir what if? Senaryosu üzerine kurgulu değil, direkt Yakuza hikayeleri ile paralel, hatta Infinite Wealth’e oldukça yakın bir zaman diliminde geçiyor. Peki, öyleyse Yakuza dünyasının büyük patronlarından Majima nasıl bir korsan oldu? Sorumuzun cevabını başlangıçta alamıyoruz, zira unutulmuş ufacık bir ada olan Rich Adası’nda gözünü açan Majima hafızasını kaybetmiş durumda. Burada Noah adlı küçük bir çocukla tanışan Majima kim olduğunu, neden buraya düştüğünü anımsamaya çalışırken ister istemez korsanlarla ve gizemli hazinelerle dolu bir maceranın ortasında buluveriyor kendini. Hafızası pek yerinde olmasa da deliliği pek de elden bırakmamış olacak ki bu durumu da pek yadırgamadan anında korsan hayatına adapte oluyor! Eh, ne de olsa yeraltındaki lakabı Mad Dog, neden denizcilikle özdeşleşmiş Sea Dog da olmasın ki?
Kasuga Ichiban’ın başrolü çektiği güncel Like a Dragon oyunlarının aksine aksiyon odaklı oynanışı ile dikkatleri çeken Pirate Yakuza in Hawaii, ilk başta benzer bir yapıda olan Like a Dragon Gaiden’ı andırıyor. Serinin eski kahramanı Kazuma Kiryu’yu oynadığımız bu oyun, tur tabanlı yeni nesil oynanışı bir kenara bırakarak nostaljik aksiyon odaklı bir oynanış getirmişti. Ancak hikayesi çok kısaydı ve keşif konusunda pek de detaylı değildi. Bu haliyle biraz çerezlik bir ara oyun gibi kalıyordu. Pirate Yakuza in Hawaii ise keşfedilmeyi bekleyen açık denizleri ve mini adaları, Infinite Wealth’in büyük kısmının geçtiği Honolulu şehri ve korsanların takıldığı tuhaf Madlantis ile Gaiden’ı neredeyse ikiye katlıyor ve Infinite Wealth’e yakın büyüklükte oynanabilir alanlar içeriyor.
Majima biri yakuza dünyasında kullandığı eski dövüş stili, diğeri ise korsan kimliği ile bütünleştikçe geliştirdiği yeni korsan teknikleri olmak üzere iki dövüş stilini aktif olarak kullanabiliyor. Bu ikisi arasında istediğiniz an tek tuşla geçiş yapıyorsunuz. Mad Dog adlı klasik stilimiz ile çevik hareketler ile düşmanı tekme ağırlıklı kombolar ile pataklıyor, Devil May Cry stili havaya fırlatıp yere çarpabiliyoruz. Majima’nın yanından hiç ayırmadığı emektar bıçağı da bu stilde kullanılabiliyor. Sea Dog adlı yeni stilimizde ise korsanlara yakışır şekilde çift kılıç ve pistol kullanabiliyoruz. Biraz daha ağır hasar veren bu stil ayrıca kılıçları bumerang gibi fırlatmamıza da izin veriyor. Yakuza serisinin olmazsa olmazı Heat Action’lar da geri dönmüş, düşmanın pozisyonundan yere devrilmenize ya da etkileşimle geçilebilecek bir objeye kadar çeşitli senaryolarda fiyakalı sinematik hareketler ile düşmana ağır hasar verebiliyoruz.
Majima’nın geliştirilebilir bir yetenek ağacı bulunuyor. Sağlık ve vuruş gücü gibi pasif yeteneklerden yeni dövüş hareketlerine kadar geniş bir skala mevcut. Geliştirme eylemini ise para ve korsan puanları ile yapıyoruz. Para düşman pataklayarak, eşya satarak ya da hazine bularak elde edilebiliyor. Korsan puanlarımız da oyundaki başarımlar ve genel olarak hazineleri keşfetmemize bağlı olarak geliyor. Ufak çaplı geliştirmeler sadece para tüketirken daha önemli lanlar para + puan istiyor. Oyunda paranızı ağırlıklı olarak karakter gelişimi için harcayabilirsiniz. Infinite Wealth ya da Gaiden’in aksine Pirate Yakuza’da satın alınabilir silah, zırh gibi ekipmanlar bulunmuyor. Yetenek ağacı dışında Majima’yı güçlendirebilen tek şey yüzükler. On parmağımıza birer yüzük takarak birçok bonus elde edebiliyoruz. En iyi yüzükler genellikle hazine adalarından bulunurken zaman zaman dükkanlarda da karşınıza çıkabiliyor. Bu arada zırh ve benzeri şeyler olmasa da kozmetik olarak Maijima’yı özelleştirebildiğimiz bir sürü kıyafet bulunmayı ya da satın alınmayı bekliyor.
Yedi denizin hakimi
Yeni maceramızla birlikte gelen en büyük yenilik şüphesiz gemi mekanikleri. Oyunun birkaç saatlik girişini devirdiğimiz gibi gemimiz Goromaru’ya kavuşuyoruz. Oyunda karada olduğu kada denizlerde de bolca zaman geçireceğiz; keşfedilmeyi bekleyen adalarda hazine avına çıkacak, karşımıza çıkan diğer korsan gemilerini topa tutacak ve Madlantis’te çılgın gemi düellolarına katılacağız. Söz konusu Yakuza olduğu zaman beklentilerim çılgınca oluyor ama açıkçası bu kadar eğlenceli bir tasarım beklemiyordum. Gemimizi güverte ya da daha uzak bir kamera açısından görebiliyoruz, karşı tarafa ateşleyebileceğimiz makineli tüfeğimiz ve yan taraflarda toplarımız mevcut. Karşımıza çıkan gemileri makineli tüfek ve toplarımız ile darmadağın ederken güverte tarafına geçip Majima ile bazuka atışı da yapabiliyoruz. Büyük çaplı kapışmalarda yeterince hasar verdiğimiz düşman gemilerine yanaşıp onların güvertelerine atlayarak mürettebat ile kapışıyoruz! Bu ayarda bir eğlenceyi en son yazının başlarında da andığım Black Flag’de almıştım, o da taa 2013 yılında çıkmış. Bana bu eğlenceyi geri getirebilecek olan oyunun Yakuza serisinden çıkması ise ironik mi desem, oyun sektörünün acınası hali mi desem bilemedim. Ama teşekkür ediyorum Ryu Ga Gotoku stüdyosuna, hem seri çalışıyor, senede bir oyun çıkarıyor, hem de bu kadar çılgın detaylara kasabiliyorsunuz aynı zamanda.
Gemi maceralarımızda mürettebatın da rolü büyük. Oyunda çeşitli şekillerde tayfamıza bir sürü tip katabiliyoruz. Her birinin saldırı, savunma ve en bir kalitesi oluyor. Açılışta B ve C kalite elemanlarla başlıyoruz, ama eğer yan olaylara biraz zaman ayırırsanız kolaylıkla A ve S (en iyi) kalite tipleri bulmanız çok zor olmuyor. Bu arkadaşları geminin çeşitli bölgelerine yerleştiriyoruz. First mate ve squad leader sekmelerine yerleştirdiğimiz tayfa ile özel pasif yetenekler elde edebiliyoruz. Makineli tüfek ve top bölümlerinde görevlendirdiğimiz tayfa gemimizin atak gücünü yükseltiyor. Özellikle Madlantis kapışmalarında zaman zaman geminin kontrolünü bırakıp hasar alan taraflarda yardıma ihtiyaç duyan ekip arkadaşlarınıza yardıma koşmanız gerekebiliyor. Geneliyle ilginç bir sistem olmuş.
Hazine avı ise işin diğer bir eğlencesi. Oyunda zaman zaman adalarda yer alan hazinelerin lokasyonlarını öğreneceksiniz. Haritanızda sandık ikonu beliren yerlere vardığınızda geminizi demirleyip buralarda mini zindanlara girebilirsiniz. Genellikle 5-10 dakikayı geçmeyen bu mekanlarda bir dizi korsanı pataklayıp finalde sandığa ulaşmanız gerekiyor. Hazine adalarında oyunun menüsüne geçip iyileştirici eşyalar kullanamıyorsunuz ama yanınıza tayfanızdan üç kişiyi alıp dövüşleri biraz daha rahatlatabiliyorsunuz. Hazine avları genel olarak güzel para ödülleri ve güç yüzükleri ile bizi mükafatlandırıyor. Kısacası oyunun en iyi yan aktivitesi diyebilirim.
Teknik mevzular
PlayStation 4/5, Xbox One, Series X/S ve PC platformlarında çıkış yapan oyun serideki diğer güncel oyunlar gibi Dragon Engine ile geliştirilmiş. Konsol tarafında eski nesil desteğinin devam ettiğini görmek güzel olsa da bu tarafta performans namına beklentilerinizi çok yüksek tutmayın, saniye başı 30 kare ile oyun elinden geleni yapıyor. PC ve güncel konsollarda ise grafik seçimi sunmadan direkt stabil 60 kare hızı sunan oyun ayrıca PlayStation 5 Pro güncellemesi de içeriyor, ancak bu sadece çözünürlük artışından ibaret.
Oyunda genel olarak performans sıkıntısı gözlemlemedim. Kare hızı en kalabalık ve aksiyon dolu sahnelerde bile iniş çıkış hissi vermedi, gayet akıcıydı. Bir konu var ki bu Infinite Wealth’te de dikkatimi çekmişti, oyunun özellikle güneşli açık alan sahnelerinde ışık çok göz yorucu. Like a Dragon serisi özellikle gece sahnelerinde harika görünürken gündüz sahnelerinde, özellikle Hawaii’de deniz kenarındayken gözlerimi yakıyor. Hani neredeyse gerçekten sahil kenarına inmiş gibi güneş gözlüğü takacağım, o derece. Bunun sebebi Dragon Engine mi bilmiyorum, HDR neyse ki beyaz dengelerini biraz daha iyi ayarlıyor, SDR kullananlara geçmiş olsun diyebilirim. Bunu umarım gelecek oyunlarda çözerler, ya da motorun gerçekten hünerlerini gösterdiği gün batımı, akşam, gece sahnelerine odaklanırlar, bilemiyorum.
Özlemiştik be
Majima, Yakuza 0’ı oynadığım dönemden beri en sevdiğim Yakuza karakterlerinden biri olmuştur. Hayranlar da oldukça beğeniyor olmalı ki ilk oyunun yeniden yapımı Kiwami’de de kendisini bolca görebildiğimiz bir “Majima Everywhere” sistemi tasarlanmıştı. Kiwami 2’de ise kendisine özel bir ek bölüm oyuna dahil edilmişti. Tamamen Majima odaklı bir macerayı tekrar deneyim etmek için 10 yıl beklemek zorunda kalsak da “Dönüşün muhteşem oldu be reis!” diyorum. Ayrıca korsan teması gibi riskli bir yola girip hakkını veren yapım ekibini de tekrar tebrik ediyorum. Bu deli işi kombinasyon bize şu ana kadarki en tuhaf, en çılgın, en eğlenceli Yakuza deneyimlerinden birini yaşatıyor. Ayrıca inceden bir Gaiden serisinin de habercisi mi oluyor ne? Ichiban’ın tur tabanlı maceralarının tadı başka ama bir yandan bu şekilde klasik oynanış ve eski efsaneleri tekrar kontrol edebileceğimiz ara maceralara asla hayır demem. Bir sonraki seferde bir bakarız Yakuza 0 gibi iki efsaneyi bir kez daha sırt sırta görürüz belki, kim bilir? (Bakınız: Infinite Wealth’in gizemli finali)