Grand Theft Auto Tarihi – Bölüm 3: Özlediniz mi?

Sene Ekim 2001. Zamanında GTA 2’yi oynamış, yutmuş, sindirmiş gençler olarak gündemimiz Diablo‘ya ve Baldur’s Gate‘e kaymış durumda. (Lütfen daha “baldur” esprisi yapmayalım.) GTA’nın devam oyunu geleceğini tabii ki hepimiz adımız gibi biliyorduk ama böyle büyük vurgun da beklemiyorduk. Bir geldi, tam geldi, hemi de 3 boyutlu olarak geldi.

Üçüncü boyut önemli

Şimdi sayın okuyucu, bundan uzak değil; çoook kısa süre önce yazdığım bir önceki bölümde efsanenin asıl doğuşu GTA 2’ydi demiştim ama bu efsane Grand Theft Auto III ile tekrar doğuyor. (Kendisini durduramıyoruz.) Oyun ilk olarak Playstation 2‘ye, daha sonra Mayıs 2002‘de PC‘ye , en son da Ekim 2003’te Xbox‘a geldi. (Son çıkan mobil versiyonları saymıyorum.) 2001’de 17 milyondan fazla sattığı kopyayla en çok satan oyun oldu. E haliyle değişen boyutla birlikte değişen oyun motoru, New York City’i baz alan şehri, hikayesi ile birlikte; oyun, ağzımızın suyunu akıtmaya başardı.

Hain sevgilimizin bizi sırtımızdan vurmasıyla başlayan hikayemiz yeraltı çetelerine kadar uzanıyor ve aşkın nefrete dönüştüğü bir intikam hikayesiyle baş başa kalıyorduk. Tabii ki ben de her Türk genci gibi ilk zamanlarda görev yapmak yerine araba ile orayı burayı gezmeyi, şehirde kaos yaratmayı, hileyle tank yaratıp (Son bölümde bu kısma ayrıca değineceğim.) savaş çıkarmayı tercih ettim. Aslında görevin nasıl yapılacağını bile bilmiyordum, bir büyüğüm gelip şöyle yapacaksın demişti; ondan sonra atılmıştım görevlere.

Ana hikaye dışında oyunun sizi “daha da” serbest bırakan yapısı ve yan görevleri sizi oyunun başına kitleyen ayrı bir unsurdu. Oyunda hikayeyi bitirseniz bile sizi saatlerce oyalayabilecek bir içerik bulunuyordu. Mahallede “Taksicilik, ambulans şoförlüğü falan yapabiliyorsun abi” geyikleri her gün dönerdi ancak ben bir türlü yapamamıştım o ayrı. Çünkü ilk görevi yapmadan yapılamıyormuş. Neyse ki sonra muradıma ermiştim. Ancak bir nokta vardı ki, oyun ilerledikçe ayrı bir zorlaşıyordu; hatta yolda yürüyemez hale geliyordunuz. Çünkü görev yaptıkça ve siz çetelere kazık attıkça çeteler size düşman oluyor, sonra her gördükleri yerde topluca size girişiyorlardı. Bundan dolayı oyunu bitirdikten sonra “Hava da güzelmiş, iki adım atayım” demek yürek istiyordu. (Buraya Kurtlar Vadisi müziği gelecek.) Hele ikinci adadaki Meksika asıllı karteller… Ellerinde AK-47 ile arabayı bile patlatıyordu namussuzlar.

Ellerimizi japon ile yapıştırdılar

Buraya değinmesem olmaz. San Andreas’a kadar da devam etti bu zaten. Evet, yapışık parmaklı ellerden bahsediyorum. Her gördüğümde dozer kepçesini aklıma getiren bu eller benim en büyük eğlencelerimden biri olmuştur. Çok ciddi konuştuğunuz bir mafya babasının ellerine bakınca beni gülme alıyor… Biliyorum, o zamanın teknolojisi elleri ayırmaya yetmiyordu ama… Bayağı da sürdü yani. Bir de “strafe” dediğimiz yan yan koşma var ki, o da ayrı bir güzeldi. Balerinlerin bile bu hareketi yapabileceğini sanmıyorum.

Bu söylediklerim oyunu yerdiğimden değil, aksine hoşuma gittiğinden. O zamanlar tabii ki üç boyutu görünce ekrana ağzımız açık baktık ama şimdi hatırlayınca eğlenceli anılar olarak hafızalarımızda kaldı.

Hilenin hile olduğu zamanlar

GTA III’ün hilelerine ayrı bir başlık açmak istiyorum. Çünkü -nedense- hileleri bana komik gelirdi. Aslında o kadar da komik değil ama eğlenceli diyebiliriz. Hem belki birisi bu hileleri Google’dan aratır da sayfamıza gelir, hiç de fena olmaz:

GUNSGUNSGUNS (Guns: Silahlar) = Tüm silahları verirdi. (Ayrıca bu hileyle ilgili kısa bir anekdot da anlatmak istiyorum. İlk oynadığımda “GUNS” yazısını silah dükkanında görünce, her gördüğüm dükkandaki yazıları üçer kere art arda yazıp hile aramışlığım vardır. Ama tabii ki başka tutturamadım.)

GESUNDHEIT (Gesundheit: Sağlık – Almanca) = Sağlık verirdi.
TURTOISE (Turtoise: Kaplumbağa) = Zırh verirdi.

SKINCANCERFORME (Benim için cilt kanseri) = Güzel hava.
ILIKESCOTLAND (İskoçya’yı seviyorum.) = Azıcık sis.
ILOVESCOTLAND (İskoçya’ya bayılıyorum.) = Çok sis.
PEASOUP (Çiş çorbası) = Aşırı sis.

ITSALLGOINGMAAAD (Her şey çılgına dönecek) = Yayalar çılgına dönerdi.
NOBODYLIKESME (Kimse beni sevmiyor.) = Yayalar sizi öldürmeye çalışırdı.
WEAPONSFORALL (Herkes için silah.) = Yayalar silah taşırdı. (NOBODYLIKESME ile güzel kombinasyon oluyor. Tavsiye ederim.)
CHITTYCHITTYBB (Chitty Chitty Bang Bang filmindeki arabaya göndermedir.) = Uçan arabalar.

MOREPOLICEPLEASE (Daha çok polis lütfen.) = Aranma seviyenizi arttırırdı.
NOPOLICEPLEASE (Polis olmasın lütfen.) = Aranma seviyenizi düşürürdü.
GIVEUSATANK (Bize bir tank ver.) = Tank yaratırdı.
ILIKEDRESSINGUP (Süslenmeyi severim.) = Karakterinizi değiştirirdi.
BANGBANGBANG = Etrafınızdaki arabalar patlardı.

Aslında birkaç hile daha var ama bu benim özel listemdi. Gelecek bölümde tekrar görüşmek dileğiyle.