Counter-Strike, yılların eskitemediği oyun. 1999’da bir Half-Life modu olarak başlayan hikaye günümüze çığ gibi büyüyerek geldi.
Neyse konumuz CS tarihi değil. Zaten bu incelemeyi okuyorsanız bu hikayeyi defalarca duydunuz, okudunuz. Bildiğiniz üzere ESEA, uzun bir süredir “premium sunucu” servisini oyunculara sunuyor. Bu topluluk, CS: GO‘nun kendi rekabetçi sisteminden ziyade kendi sistemini oluşturmuş durumda. Yakın zamanda İstanbul sunucularını açan ve Steam’den üyeliğe izin veren bu servise abone olmak mantıklı mı? Cevabı için sizi aşağı doğru alalım.
İ-ES-İ-EY
İlk olarak ESEA sistemi nasıl işliyor ona değinmek istiyorum. Daha sonra ise Türkiye ayağına geçeceğim. İlk olarak ESEA size hilesiz bir oyun sunduğunu iddia ediyor. Bunun yanında ise daha isabetli olarak kendi seviyenizden oyuncularla oynama imkanı yani “smurf“süz bir oyun sunuyor. (Smurf: Normalde çok yüksek bir rütbede olup başka bir hesapla düşük rütbelerle oynayan kişi.) Karma sistemi, profesyonel oyuncularla oynama imkanı, dönemlik para ödülleri ise diğer avantajları. ESEA’in teknik olarak da avantajları var. Valve’ın resmi sunucuları 64 tickrate (Tickrate: Sunucunun saniyede kendini yenileme sayısı.) iken, ESEA 128 tickrate sunuculara sahip. Bundan dolayı ise “Abi kan çıktı ama ölmedi” durumları ESEA’de yaşanmıyor. Ayrıca sunucular size daha yakın ve daha stabil olduğundan normal ping değerlerinden daha düşük değerlere ulaşıyorsunuz.
ESEA’in “Karma” adını verdiği bir oyuncu itibar sistemi var. Oyun sonlarında takım arkadaşlarınızı “iyi, orta veya kötü” olarak yorumluyorsunuz ve ortalama değere göre oyuncu +1 ya da -1 karma alıyor. Ayrıca oyunun ortasında ayrılırsanız da karmanız düşüyor. Eğer karmanız eksiye düşerse belirli bir noktaya kadar flash ve yanıcı bomba alamıyor, daha da düşerse aylık banlanmaya kadar gidiyor.
Valve’ın klasik rekabetçisine göre ESEA oyunlarında farklılıklar var. Oyunlar bıçak eliyle başlıyor, eli kazanan başlayacağı tarafı seçiyor. Özellikle bazı haritaların ağır taraflı olmasından dolayı bıçak elleri büyük önem kazanıyor. Ayrıca öldükten sonra bir oyuncuya ne kadar hasar verdiğinizi göremiyorsunuz ve öldükten sonra sadece 10 saniye takımınız ile konuşmaya hakkınız var. Bu süre bittikten sonra yaşayan oyuncular sizi duyamıyor. Özellikle tek kalmış bir oyuncunun sürekli takım arkadaşları tarafından “şurada, burada” gibi rahatsız edici sesleri duymaması açısından güzel bir uygulama. Bir de radikal sayılabilecek karar olarak “dost ateşi” (friendly fire) açık değil. Bu kararın sebebi ise “trollük” yapan oyuncuları engellemek olsa da, takım arkadaşının attığı yanıcının üzerinden geçmek gibi taktik değiştirici bir duruma bürünen bu karar tartışılır.
Özetlemek gerekirse ESEA gayet güzel özellikler sunuyor. Buraya kadar her şey kulağa hoş geliyor. Ancak gerçekten öyle mi?
Bura Türkiye gardaş ne bekliyon.
İlk önce şunu söylemek istiyorum, CS: GO’yu bin saatin üzerinde oynamışımdır. Ortalama üstü bir oyuncu sayılırım. Normal rekabetçi sistemde LE ve DMG arasında giden biri olarak ESEA’de bayağı ortalamanın altında kaldım. Halbuki yukarıda “kendi seviyendeki oyuncularla oynama imkanından” bahsetmiştik ancak Türkiye’de işler değişiyor.
Yukarıda anlattığım durumun sebebi, Türkiye’de ESEA’ye üye olmuş oyuncuların az sayıda olması. Bundan dolayı 30 dk’ye çıkan oyun bulma süreleri, çok yüksek rütbeden gelen oyuncular, tekrar tekrar aynı oyuncularla oynama gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bu cidden can sıkıcı. Beklemeyi bir şekilde göz ardı etsek bile, siz D grubunda iken karşınıza A grubundan oyuncular gelebiliyor ve ciddi anlamda oyun zevkiniz kalmıyor. Ya da tam tersi olarak çok iyi oynuyorsanız karşınızda sizi zorlayacak bir rakip gelmiyor. Belki ileride oyuncu sayısı arttıkça bu durum düzene girer ancak şu an maalesef durum böyle.
Bir diğer konu ise Türk oyuncularının çoğunun “Karma” sistemini yanlış anlamış olması. Karma sistemi kötü oynayan oyuncuları değil; trollük yapan, küfreden, oyun bozanlık yapan kişileri engellemek için kurulmuş bir sistem. Ancak Türkiye ayağında elinden geleni yapıp, yardımcı olmaya çalışan fakat kötü oyun oynamış kişileri de eksilemek gibi bir durum var. Yukarıdaki eşleşme sorunundan dolayı kötü karmayı hak etmeyen, nispeten daha kötü oynayan oyuncular zor durumda kalabiliyor.
Sunucu konusunda ise İstanbul mükemmel seçim olmuş. Ankara’dan 15 civarında ping alıyorum. İstanbul’da 5 ping bile alabilirsiniz. Bu konuda söylenecek laf yok, mükemmel. Özellikle en iyi ihtimalle Valve’ın sunucularında 70-80 ping alabildiğinizi düşünürsek…
Pamuk eller cebe.
Özetlemek gerekirse; ESEA genel olarak normal oyuna göre birçok artı barındırıyor. Fakat Türkiye’den az oyuncu bulunmasından dolayı doğan sorunlardan dolayı belirli bir seviyenin altındaki oyunculara tavsiye etmiyorum. Ancak çok iyi bir oyuncu olduğunuza inanıyorsanız ESEA size ilaç gibi gelebilir. İletişimin normal rekabetçiye göre daha profesyonel şekilde olması, karşınıza gelen oyuncuların sizi daha iyi olmaya itmesi harika. Profesyonel oyuncularla oynama ve para ödülleri ise cabası.
Steam üzerinden aylık üyeliği 16₺ olan bu servisin fiyatı ise pahalı. Benim önerim bir kere denemeniz ve eğer size uygun gelirse 1 yıllık abone olmanız. (Aylık 10₺ gibi bir fiyata geliyor. Daha kabul edilebilir.)
Beraber oynayalım derseniz profilime buradan ulaşabilirsiniz. Ancak dediğim gibi ESEA’de çok da iyi bir oyuncu olduğumu söyleyemeyeceğim…
