The Evil Within İnceleme (PC)

1996 yılında Playstation’a çıkan ilk Resident Evil ile yaklaşık 10 sene boyunca altın çağını yaşayan “Hayatta Kalma/Korku” türü, bir süredir hayallerimizde, anılarımızda yaşıyor. Resident Evil ve Silent Hill serilerinin köklerinden oldukça uzaklaşması ile ölmeye yüz tutan türü bugünlerde bir takım bağımsız yapım canlı tutmaya çalışıyor. Durum böyleyken geçtiğimiz senenin başlarında Bethesda‘nın, Resident Evil serisinin yaratıcısı Shinji Mikami ile ortaklaşa bir oyun çıkaracağını duyurması bizim gibi türün hayranları tarafından davullarla zurnalarla karşılanmıştı. Acaba Resident Evil’ın babası ile The Elder Scrolls’un yapımcısının ortak ürünü olan “Hayatta Kalma/korku” türündeki The Evil Within bekleneni karşılıyor mu?

The Evil Within İnceleme

Son Mermim Kalana Kadar

Elimizdeki kısıtlı mermi ile zombilere, yaratıklara karşı hayatta kalmaya çalışmak, çeşitli bulmacaları çözüp bir sonraki mekana geçip yeni yerler keşfetmek üzerine kurulu olan türün en iyi örneklerinden olan Resident Evil’ın izinden giden oyunda Detektif Sebastian Castellanos’u canlandırıyoruz. İlk bölümde iş arkadaşlarımız Julie Kidman ve Joseph Oda ile Beacon Akıl Hastanesi‘ndeki toplu katliam olayını araştırmak üzere olay yerine gidiyoruz. Olay yerinde inceleme yaparken uğradığımız saldırı sonucu birden bire kendimizi mezbahada bacağından asılmış bir şekilde buluyoruz. Elinde elektrikli testere olan kocaman bir insan azmanının elinden kurtulmaya çalıştığımız bu ilk bölüm bize oyunun en başından gerilimli dakikalar vaat ediyor. The Evil Within, hiçbir şey açıklamadan bizi doğrudan korkunun kucağına bırakıp kaçıyor. Bu da diğer oyunlarda “off iki saat ara sahne mi izleyeceğim?” diyip sıkılan bünyelere ilaç gibi geliyor.

The Evil Within İnceleme

Dev kasaptan köşe bucak kaçtığımız oyunun ilk bölümünden sonra işler sarpa sarıyor. Kendimizi içinde bulduğumuz delilik, tüm şehre sıçrıyor; yolumuz kah şehir dışındaki köylere, kah hastane köşelerine, kimi zaman da kanalizasyona düşüyor. The Evil Within’de birbirinden farklı onlarca mekan bulunuyor. Tabanca, pompalı, keskin nişancı tüfeği, magnum, el bombası ve arbaletten oluşan silah yelpazemizin en dikkat çekici üyesi arbalet. Çevreden bulduğumuz ve çeşitli yerlere yerleştirilmiş bombaları etkisiz hale getirerek elde ettiğimiz parçalarla arbaletimiz için patlayıcı, dondurucu, elektrikli oklar üretebiliyor, bu okları birbirinden çirkin düşmanların alnına saplayabiliyoruz. Diğer silahlar ise diğer oyunların bize sunduğu muadillerinden çok da farklı bir şey sunmuyor.

Genel olarak üçüncü kişi bakış açısında ateş etme şeklinde ilerleyen oyunda önceden hazırlanmış (scripted) pek çok sahne var. Özellikle koridorlar boyu düşmanlardan kaçtığımız sahnelerde yön tuşu dışında hiçbir şeye basmıyoruz.

The Evil Within gerçekten de görsel olarak bize çok güzel mekanlar, iç titreten arka planlar sunuyor. Oyun içinde ikide bir yaşadığımız mekan değişiklikleri ile bir sonraki mekanı merak eder oluyoruz. Fakat bu kadar yaratıcılık oyuna nasıl yansımış?

“Dost acı söyler” Satırlarına Hoş Geldiniz

Tüm bu yaratıcı fikirler oyunun teknik özellikleri ve kontrolleri yüzünden çamura saplanıp kalıyor. 2014 yılında çıkan bir PC oyununun saniyede 30 kare (30 FPS) olması pek kabul edilebilir değil. Diyelim ki oyunun 30 FPS olmasına alıştık, peki o frame düşmeleri? Oyunu piyasadaki ortalama bir oyun bilgisayarından birazcık daha üstün denilebilecek özellikte bir bilgisayarda oynamama rağmen frame düşmeleri nedeniyle pek çok kez gerçek anlamda midem bulandı. Oyunda gergin bir sahnede kamerayı 15 fps hızla çevirmeye çalışırken gerginlik yerini iyice strese bıraktı. Bunun yanı sıra ekranın altına ve üstüne eklenen siyah barlar, sinematik bir etki vermek yerine insanın sinirlerini bozuyor. Evet, bu siyah barlar yüzünden ekranın sadece %70’i oyunu gösterirken, üst ve altta toplam %30’luk yüzey simsiyah duruyor. Bunun amacı aynı anda daha az nesneyi renderlamak mıdır yoksa sinematik bir tat yaratmak mıdır bilemem ama benim buna alışmam epey zaman aldı. Ayrıca kamera değiştiğinde kaplama detaylarının da yaklaşık 1 sn sonra gelmesi, AAA olduğunu iddia eden bu oyunun 2014 yılında ne işi var dedirtiyor bizlere.

Ufak tefek tasarım hataları da bu teknik sorunlara eklenince elinizdeki kumandayı bir çok kez duvara çarpmak isteyebilirsiniz. En alakasız yerlerde çıkan scripted eventler ile gülünç duruma düşen karakterler, duvardaki ufak bir çıkıntıya takılıp ölmemiz, geç tepki veren tuşlar, başa bela Stamina barı, tek bir harekette parçalara ayrılıp öldüğümüz tuzaklar, sırf zor olsun diye konulmuş bir takım özellik… Özellikle şu stamina barından söz edelim. Oyunda koşarsanız stamina barınız boşalıyor ve bir gözünüzün sürekli bu barda olması gerekiyor. Çünkü staminanız biterse yaklaşık 5 sn hiçbir şekilde hareket edemiyorsunuz. Arkanızda devasa bir yaratık bile olsa detektifimiz durup uzun uzun soluklanıyor. Bu da anlık ölümü beraberinde getiriyor. Canınız az kaldıysa hiçbir şekilde koşamıyorsunuz. Diyelim ki bir vuruşluk canınız kaldı ve yaratıktan kaçıp kurtulmanız için de 5 adımınız var. Ama koşma otomatik olarak iptal edildiği için o 5 adımı atmanız oldukça zor. Sağlık kullanmak için sağ analoga bastırıp açtığımız menümüzde şırıngayı seçtiğimizde menü kapanıyor. Şırıngayı kolumuza batırana kadar peşimizdeki yaratık bizi çiğ çiğ yiyebiliyor. Bir diğer sağlık kaynağı olan ilk yardım paketi de yaklaşık 10 saniyelik kafa yapma etkisine sahip. Paketi kullandıktan itibaren yaklaşık 10 sn boyunca paytak paytak yürümek dışında hiçbir şey yapamıyorsunuz. Bu da sizi tek adımda öldürecek durumlara sokmak için birebir.

Mermimiz sınırlı olduğu için eğilerek düşmanların arkasından yaklaşıp onları gizlice halledebiliyoruz. Yani stealth özelliği önemli bir mekanik. Fakat uygulamada berbat olan bir başka özellik kendisi. Bir kere, eğilerek yürümek çok yavaş. Bir bölümde dakikalarca eğilerek yürümek zorunda kaldınız ve pek çok yaratığı gafil avladınız diyelim. En ufak bir hatada veya nedenini anlayamadan görülebiliyorsunuz. Bir kere görüldükten sonra o bölümde bir daha gizlenme gibi bir imkanınız yok. Hele ki ölürseniz o tüm çektiğiniz acıyı baştan çekmeniz gerekiyor.

PC’de Xbox 360 kumandası ile oynadığım oyunda kontroller biraz sorunluydu. Yukarıda bahsettiğim teknik sorunların da katkısıyla, biraz geç cevap veren etkileşimler ufak tefek tasarım hatalarıyla en beklenmedik noktalarda insanı çıldırtabiliyor. Anlık tepki veremediğimiz durumlarda kolayca ölebiliyoruz. Bomba imha ederkenki etkileşim tuşu bazen çıkmıyor. Bir nesneye tamamen kamerayı döndürmedikçe dokunamıyorsunuz.

The Evil Within İnceleme

Oyun dünyasında çeşitli mekanlarda yer alan aynalarla oyunu kaydedebildiğimiz akıl hastanesine dönebiliyoruz. Akıl hastanesindeyken sanki oynadığımız bölümler rüyaymış da asıl gerçeklik burasıymış gibi bir havaya giriyorsunuz. Bu da merak ve gerilim duygusunu güzel bir şekilde arttırıyor. Akıl hastanesinde bize eşlik eden hemşireye de git gide alışıyoruz. Yine burada, oturduğumuzda başımıza geçen deli icadı bir başlık var. Bu başlığı kafamıza geçirip, oyun boyunca topladığımız beyin sıvılarını kullanarak sağlık, koşma, yumruk, silah hasarları gibi özelliklerimizi artırabiliyoruz. Yine aynı mekanda, yan odada oyun boyunca bulduğumuz gizli anahtarlarla açabildiğimiz onlarca kasa var. Kasaların içinden cephane ve sağlık maddeleri bulabiliyoruz. Oyunda cephane çok kısıtlı olduğundan bu anahtarlar çok işe yarıyor.

Konu olarak ilk 6 saat hiçbir şey beklemeyin. Çünkü oyun en baştan bizi tutup deliliğin hüküm sürdüğü bir dünyaya bırakıyor ve hiçbir şeyi açıklamak zorunda hissetmiyor. Bu manyakça geçişler(şehir trafiğinden orta çağ kasabasına mesela) oldukça rahatsız edici ve bunu bir mantığa oturtacak en ufak delilimiz yok elimizde. Bu konuda Shinji Mikami şimdiye kadar oyunlarına koymak isteyip de koyamadığı her şeyi bir oyuna sığdırmış gibi duruyor. Oyun Silent Hill gibi başlıyor, Resident Evil 4 gibi devam ediyor. İlk başlardaki korku hissi, elimize silahlar geçtikçe azalıyor. Bulamaca dönen bölümlerde artık şaşırmayıp karşımıza çıkanı kabullenmeye başlıyoruz. Bir saniye önce yer altı tünellerinde devlerle dövüşürken bir saniye sonra kendimizi alakasız bir hastane odasında bulmamız artık fazla sorgulamamız gerektiğini düşündürüyor. Oyunun konusu sonlara doğru anlam kazanmaya başlarken ise çoktan umursamayı bırakmış oluyorsunuz. Oyunun sonu ise ucu açık bir sahne ile bitiyor. Yani The Evil Within 2 gelmesi olası. (DLC geleceği ise zaten duyurulmuştu)

Karakterimizin kendi hikayesi ise son derece klişe. Evliliğinde yaşadığı trajik bir olaydan sonra kendini alkole vuran bir detektif hikayesi… Bir de Detektif Sebastian o kadar “cool” ki mekanlar değişip karşımıza Silent Hill’den fırlama kasa kafalı bir cani çıktığında bile insani tepkiler veremiyor. Kendisi tam bir odun.

Peki hiç mi olumlu noktası yok bu oyunun? Elbette ki var, yukarıda defalarca dediğim üzere mekanlar, bir sonraki bölüm neler olacak acaba dedirten merak duygusu, sorunlu da olsa boss savaşları, bazı düşman tasarımları…

Resident Evil gibi tamamen beyinsiz bir aksiyona dönüşmüş bir seriye gereken dersi vermeye çalışan The Evil Within kendi kazdığı kuyuya düşüyor. Kendisini 20 sene öncesinin oyun mekaniklerine çok kaptırıp yeni bir şey üretmiyor. Üstelik gelişen teknolojiyi de olması gerektiği gibi kullanmayarak bir hayal kırıklığı olmayı sürdürüyor. Türü seven bizlere eskinin tadını verirken, eskinin hatalarını veya eskinin olanaksızlıklarını da üzerimize çarpıyor.

Eğer “ben frame rate falan anlamam, korku olsun çamurdan olsun” diyebilecek, B sınıfı film ve korku oyunu fanatiğiyseniz bu oyunu hemen alıp oynayın. Aksi taktirde oyunun ucuzlamasını bekleyin. Tabii Bethesda oyun için yama çıkartıp teknik sorunları çözebilirse tekrar düşünebiliriz.

http://youtu.be/nxlo67zhOWc

Not: Oyunun 30 fps limiti, oyuna her girişte yazmanız gereken konsol komutlarıyla aşılıyorsa da oyunda bir takım buglar oluşturmaya sebebiyet veriyor. İnternet üzerinden ve Steam rehber sayfalarından araştırma yaparak konsol komutları üzerinde bir takım denemeler yapabilirsiniz.

Katkılarından dolayı Playstore’a teşekkür ederiz. Oyunu Playstore üzerinden 120TL’ye satın alabilirsiniz.

 

Önceki İçerikAssassin’s Creed: Unity Sistem Gereksinimleri Açıklandı
Sonraki İçerikGTA V PS4 İle Yüksek Çözünüyor

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz