Danganronpa 2: Goodbye Despair İnceleme

Geliştirici: Spike Chunsoft
Yayımcı: NIS America
Platform: PS Vita

Daha önce hiç roller coaster’a bindiniz mi? Binmediyseniz bile tahmin edebiliyorsunuzdur. O vagonların içinde rayların en üst seviyesine doğru yükselirken içimizi bir gerilim kaplar. Az sonra korkunç bir yükseklikten aşağı son hızla ineceğimizi bilerek tırmanılan o saniyeler bitmek bilmez. Ve o an… Bir anda tüm gücümüzle çığlık atmak isteyeceğimiz o anın gelişini çok iyi biliriz ama ne kadar tepki vereceğimizi asla önceden ölçemeyiz.

Spike Chunsoft’un görsel roman/macera türündeki oyunu Dangan Ronpa 2 de size benzer bir tecrübe yaşatıyor. Oyun boyunca duygusal bir roller coaster’da seyahat ediyor gibi hissediyorsunuz. Gerilimli hikayesi, duygusal iniş çıkışlar, acaba az sonra ne olacak sorusu… Oyun boyunca pek çok duyguyu tadarken şok edici sahneler yüzünden Vita’yı elinizden bir anlığına bile olsa düşürmek istemeyeceksiniz.

Hope’s Peak Academy, Japonya’nın en ünlü ve en başarılı okullarından biridir. Burada öğrenci olma hakkına sahip olmak için herhangi bir alanda ülkenin en iyisi olmanız gerekir. Kahramanımız Hajime Hinata’nın yıllardır hayalini kurduğu bu okula kabul edildiğini öğrenerek başlıyoruz oyuna. Hajime okuldan içeri ilk kez adımını attığı anda gözleri kararıyor ve kendini birden bir sürü başka yeni öğrenciyle birlikte bir sınıfta buluyor. Sınıfta kendini öğretmen olarak tanıtan pembe, oyuncak bir tavşanı karşılarında gördüklerinde afallayan öğrencileri az sonra başka bir sürpriz bekliyor.

Kendisini Usami olarak tanıtan bu doldurulmuş tavşan ile birlikte bir anda kendilerini ıssız bir adada bulan 16 Hope’s Peak Academy öğrencisi geçirdikleri şoku atlatmaya çalışırlar. Usami bunun bir okul gezisi olduğunu ve amaçlarının birbirleriyle iyi geçinip anlaşarak Umut Parçaları denilen puanları toplamalarını söylüyor.

Birbirinden cins öğrencilerle birlikte kendini bu adada (hatta takım adada) bulan kahramanımız Hajime Hinata etrafı keşfetmeye başladıkça burasının ıssız bir ada değil terk edilmiş bir turizm cenneti olduğunu fark ediyor. Bu beklenmedik “umut dolu” seyahatin keyfini çıkarmaktan başka seçenekleri olmayan öğrenciler, aslında hayatlarının kabusuna ve “umutsuzluğa” adım attıklarını bilmiyorlar. Bir anda ortaya çıkan yarısı siyah yarısı beyaz, garip görünüşlü  bir ayıcık, pembe tavşan Usami’yi alt eder ve tüm adanın hakimiyetini ele geçirir. İsmi Monokuma olan bu kötülük timsali pofuduk, herkese yeni kuralları açıklar: Bu adadan kurtulmak ve yaşamak istiyorsanız birbirinizi öldürmeniz gerekiyor!

Monokuma’nın duruma el atmasıyla okul gezisi bir anda kabusa dönüşmüştür. Adanın her noktasında kameralar öğrencilerin her hareketini izlerken, ekranlarda ise sabah ve akşam olduğuna dair Monokuma duyuruları geçer. Monokuma’nın yeni kurallarına göre, yaşamak isteyenler diğerlerini öldürmeli. Bunu yaparken ise kimseye yakalanmamalı. Adada biri öldürüldüğünde istisnasız herkes “sınıf mahkemesi” için bir mekanda toplanacak ve topladıkları deliller üzerinden katili bulmaya çalışacaklardır. Hayatta kalmaları için katili bulmak zorunludur. Mahkeme sonucunda katili yanlış belirlerlerse herkes ölecek, sadece katil sağ kurtulacaktır. Oylama sonucu katili bulurlarsa Monokuma birbirinden garip idam yöntemleriyle katili öldürür.

Yukarıdaki yazanlar çok garip gelmiş olabilir ama oyunun konusu yüzeysel olarak böyle. Hikaye boyunca aşinalık kazandığımız karakterlerle dostluk kurup birlikte hareket ettikçe, adada gizemli gerçeği çözmeye daha da yaklaşıyoruz.

Oyun pek çok oynanış türünü içerisinde barındırıyor. Özellikle oyunun ilk saati dahil yarısından fazlası sadece olan biteni okuyup dinleyerek görsel roman (visual novel) tadında ilerliyor. Daha sonra adada serbestçe dolaşmaya başladığımızda etrafı gezebiliyor, bir şeyler satın alabiliyoruz. Ayrıca diğer öğrencilerle konuşup onlarla vakit geçiriyor, onlara hediyeler vererek ilişkilerimizi ilerletiyoruz. Bu da oyunun “Dating Sim” (arkadaşlık simülasyonu) kısmını oluşturuyor. Arkadaşlıklarımızı ilerlettikçe oyunda bazı karakterlere karşı samimi duygular beslemeye başlayabilirsiniz. Fakat adada Monokuma ne zaman birinin öldüğünü duyursa kalbimiz küt küt atmaya başlıyor. Bu sefer acaba kim, nasıl öldü?

Monokuma Ölüm Duyurusunu Geçerken

Benim gibi hikayeye kendini kaptıran oyuncular için oldukça heyecanlı saniyeler bunlar. Acaba çok samimi dost olduğum biri ölmüş olabilir mi? Peki ya sevdiğim birisi katil olduysa… Bu duygular içerisinde olay yerine gittiğimizde her seferinde birbirinden fantastik cinayetlerle karşılaşıyoruz.

Size az önce bahsettiğim bir noktayı hatırlatayım. Bu geziye gelen tüm öğrenciler kendi alanlarında ülkenin en iyileri. En iyi aşçı, en iyi sporcu, en iyi takım şefi, en iyi fotoğrafçı, en iyi oyuncu (evet, bildiğiniz “gamer”), en şanslı öğrenci, en iyi tamirci, en iyi hayvan besicisi, en iyi müzisyen… Dolayısıyla bu cinayetleri çözmek hiç de zor değil. Her bir cinayetin katili olayı karmaşıklaştırarak adadan tek başına kurtulmayı hedefliyor.

Cinayet mahalline geldiğimizde tıklamalı macera oyunlarını andıran tarzda delil toplama sekansı açılıyor. Cinayetle ilgili olabilecek tüm ipuçlarını toplamamız gerekiyor. Tüm ipuçları toplandıktan sonra, dananın kuyruğunun kopacağı Sınıf Mahkemesi başlıyor. Mahkemede herkes elindeki delillerle tartışmaya başladığında mini oyunlar da başlamış oluyor. Bitmek bilmeyen tartışmalarda elimizdeki delillerle elde ettiğimiz bilgileri doğru yerlerde kullanarak konuşmacının lafını “Gerçeklik Mermisi” ile kesmemiz veya onun fikrini desteklememiz gerekiyor. Kimi zaman söz düellosuna girdiğimiz kişinin suçlamalarını “Gerçeklik Kılıcı” ile kesip üstün çıkıyor, dilimizin ucuna gelen tanımları adam asmaca mini oyunuyla hatırlıyor ve beyin kıvrımlarında sörf yaparak sonuca ulaşıyoruz. Her biri yaklaşık 1 saat süren mahkemenin sonunda suçluyu seçmemiz gerekiyor. Suçluyu doğru tahmin ettiğimizde Monokuma, katili korkunç ve oldukça yaratıcı yöntemlerle idam ediyor ve ardından biz de ada yaşantımıza devam ediyoruz.

Sınıf mahkemesinden bir sahne

Danganronpa 2: Goodbye Despair inceleme
Klişe elementleri bir araya toplayıp temel kazan, ardından onlar üzerinden çok yaratıcı bir olay örgüsü inşa eden Spike Chunsoft resmen harikalar yaratmış. Yaklaşık 30 yıllık oyun hayatımda bu kadar çok “Yok artık!”, “Yuh be!”, “Nasıl yani?!” nidaları attığım oyun çok azdır. Daha çok ayrıntıya girmeyi çok isterdim fakat oyun hakkında vereceğim her bilgi oyundan alacağınız zevki yok etmeye ve sürprizleri bozmaya yönelik olacaktır.

Son teknoloji ürünü grafiklerden çok bir oyunda hikayeye önem veren oyunculardansanız bu oyunu oynamamanız büyük kayıp olacaktır. NIS America oyunu Japonca’dan İngilizce’ye çevirip çift dil desteğiyle hem Amerika hem de Avrupa’da yayımlamış durumda. Üstelik oldukça tatmin edici bir yerelleştirme çalışması da yapmışlar. Fakat ben alışkın olduğum üzere oyunu Japonca ses ve İngilizce alt yazı ile oynadım. Bir anime hayranıysanız Monokuma’nın (İngilizcesi Monobear) Japonca sesini hemen tanıyacaksınız. Monokuma’nın seslendiren kişi ayrıca dünyaca ünlü Doreamon’un sesinin sahibi.

Son bir hatırlatma olarak ekleyelim, bu oyunu oynayabilmeniz için ortalama ve üstünde İngilizce (veya Japonca) bilmeniz gerekmektedir.
 Danganronpa 2: Goodbye Despair inceleme

Önceki İçerikOyun Dünyasının En Berbat 20 Oyunu
Sonraki İçerikRatchet and Clank PS4’e Geliyor

2 Yorum

  1. Güzel yazı fakat mahkemeler 2 saatten bile fazla sürüyor 1 saate yakın demişsiniz de. Ayrıca New Danganronpa V3 isimli yeni oyunu da çıktı 🙂

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz