E-Spor Camiasında Dövüş Oyunlarının Yeri

Son yıllarda dijital oyunlar, gelişmiş çoklu oyuncu desteğiyle yeni bir çağa ayak basmış durumda. Dünya çapında rekabete dayalı oyun türleri için yapılan organizasyonlarda, oyuncular adeta bir spor müsabakasına çıkarcasına hazırlanıyor, takım stratejileri geliştirip uyguluyor, ödüller kazanıyor ve kalabalık kitlelerce izleniyorlar. Buna elektronik spor, kısaca “e-spor” deniliyor.

 

Dreamhack’ten bir görünüm

Aslında düşündüğümüzden de uzun süredir var olan e-spor kavramı, 2000’li yıllarda ciddi bir şekilde değerlendirilmeye ve kitleleri peşinden sürüklemeye başladı. Bugün e-sporlar, Major League Gaming, World Cyber Games, Dreamhack, EVO gibi devasa organizasyonlar ile birlikte parasal anlamda da milyon dolarların döndüğü bir endüstri haline gelmiş durumda. Dünyada e-spor camiasında öne çıkan oyun türleri; FPS, MOBA, Strateji, Spor ve Dövüş Oyunları olarak değerlendirilebilir.

Ülkemizde de önemi yeni yeni kavranan e-spor kavramını yaygınlaştırmak ve başarıya ulaştırmak için pek çok oyuncu, organizatör ve şirket canla başla çalışıyor. Hatta Türkiye Dijital Oyun Federasyonu (TÜDOF) kuruldu bile. Ülkemizdeki organizasyonlarda özellikle MOBA ve FPS türlerinde e-spor müsabakaları büyük çekişmelere sahne oluyor. Bu güzel gelişmeler ülkemizde e-spor kavramını daha geniş kitlelere ulaştırırken oyuncularımıza da dünya çapında başarı için destek oluyor.  HWA, Darkpassage, AdeksGC gibi son derece başarılı e-spor takımlarımız, turnuvalarda göz kamaştıran performanslar sergiliyor.

İstanbul’daki GameX Fuarından bir sahne

Peki, dünyada onca e-spor türü varken neden ülkemizde çoğunlukla MOBA ve FPS türlerinden başka bir tür göremiyoruz? Neden içerisinde Street Fighter, Mortal Kombat veya Tekken olan büyük çapta bir e-spor organizasyonuna rastlamıyoruz? Sosyal medya üzerinden organizatörlerin yaptığı “bir sonraki etkinlikte hangi oyunu görmek istersiniz?” anketlerinde 10 şıkkın içinde neden bir tane bile dövüş oyunu yok? Türkiye’deki e-sporcular olarak türü beceremediğimiz için mi, bu oyunları küçümsediğimiz için mi? Sadece popüler olana yönelmeye bayıldığımız için mi? Yoksa bunun altında başka nedenler de olabilir mi?

EVO Championship Series etkinliğinden bir sahne

 

 

Unutulmuş Anılar

Aslında biraz geçmişe gittiğimizde Türkiye’de ilk e-spor hareketinin “atarici” diye tabir edilen arcade salonlarında başladığını görebiliriz. 90’lı yılların başından itibaren Street Fighter II ve Mortal Kombat serisi ile çığ gibi büyüyen, Tekken ve Soul Calibur gibi 3D oyunların da janraya katılmasıyla alevlenen bir tür dövüş oyunu türü. Kendi içinde arcade kültürü diye tabir edilebilecek bir alt kültür oluşturmayı başarmış bir eğilim.

 

Son harçlıklarımızla aldığımız o “değerli” jetonlarımızı kaybetmemek adına rakibimize karşı ustaca oynamak için kendimizi zorladığımız zamanlar… Oyun salonları her mahallede, köşe başında rastlayabileceğimiz eğlence mekânları haline gelmişti. Hemen her salonda dövüş oyunlarını diğer oyunculara göre daha ustaca oynayan kişiler el üzerinde tutulur, bu oyuncuların oyunları pür dikkat izlenirdi. Hatta kendi aralarında salonlar arası en iyi oynayanlar kapıştırılır, bahisler açılırdı.

Şeytan Iori çıkarayım mı abi?

Sonra ne oldu? İnternet kafeler ortaya çıktı. Half Life, Counter Strike ve diğer PC oyunları popülerleşti. Bilgisayarlar ucuzladı, gelişti ve artık her eve girebilir oldu. Pek çok oyuncu salonlardan çekilip evlerine kapandı, bir kısmı da internet kafelere yöneldi. Benzer akım tüm dünyada etkili olsa da, dövüş oyunu türü zayıflasa da asla tamamen kaybolmadı. Japonya ve Amerika’da salon kültürü devam etti. Konsollarda hayatına devam eden tür, ülkemizde konsol satışları düşük olduğundan ilerleme kaydedemedi.

 

Yeniden Doğuş

2009 yılında çıkan Street Fighter 4 ile dövüş oyunu türü neredeyse küllerinden yeniden doğdu. Tüm dünyada dövüş oyunları yeniden popüler olmaya başladı. Bu akımla eski serilerden daha çok oyun çıkmaya, bu oyunlar daha çok oynanmaya başladı.

SF4, türe yeni bir soluk getirmese de türü yeniden diriltti.

1996 yılında kurulan ve son birkaç senedir izleyici rekorları kırmaya başlayan yıllık EVO organizasyonu tüm dünyada takip edilen büyük e-spor organizasyonlarından biri haline geldi. Japonya’da Super Battle Opera, GodsGarden, yine ABD’de SOCAL Regionals gibi etkinliklerle birlikte Avrupa’da ve hatta Ortadoğu ülkelerinde ünlü e-sporcuların katıldığı turnuva organizasyonları düzenlenmeye başladı. Geçenlerde Kuveyt’te düzenlenen KO Fighting Game Festival’de Daigo, Justin Wong, Tokido gibi devlerle dövüşme fırsatını bulan Ortadoğulu oyuncuları tüm dünya gözünü kırpmadan izledi.

Kendi süperstarlarını yaratan türe bizden birilerini neden katamayalım?

Ülkemizde dövüş oyunlarını ciddi bir şekilde oynayan kitlenin yaş ortalaması 20’nin üzerinde. Bu da dövüş oyuncularının arcade kültüründen gelmelerinden kaynaklanıyor. Fakat SF4 sayesinde pek çok genç oyuncu da türe kazandırılmış durumda. Ayrıca hemen herkes Ryu, Ken, Chun Li gibi karakterleri biliyor ve seviyor. Yani aslında ülkemizde büyük bir dövüş oyuncusu potansiyeli bulunuyor. Rumble Network isimli dövüş oyunu topluluğunun kurucusu Deniz Edward Hooper konuyla ilgili şöyle diyor:

“Rumble Network olarak düzenlediğimiz turnuvalarda gördük ki ülkemizde birbirinden yetenekli dövüş oyuncuları var. Bunun kaynağı ise zamanında atarici, konsol ve pc’de insanların The King of Fighters, Tekken ve Street Fighter oynamış olmalarından kaynaklaniyor. Dövüş oyunu oynamamış olanımız nadirdir. Her ne kadar kendilerine güvenmese de, herkes bir şekilde “aduket” veya “depdep” çekmesini biliyor.”

 

Bu potansiyelin (yeniden) uyandırılması mümkün. Pek çok oyuncunun bir nevi çocukluk hatırası olarak bıraktığı türün kendi içinde de bazı dezavantajları mevcut. Türün en büyük eksisi (veya artısı) öğrenme ve ustalaşma aşamasının diğer türlere göre daha sancılı olması. Hayatında hiç dövüş oyunu oynamamış biri için öncelikle Shoryuken  (ileri, aşağı, aşağı çapraz+ yumruk) gibi en temel özel hareketleri yapmak bile zorlayıcı olacağından, belirli bir oyunda uzmanlaşmak için haftalarca pratik modunda zaman geçirmek gerekebiliyor. Bu süreçte oyuncunun sabırlı olması ve kendini türe adaması gerekiyor.

Arcade Stick hakimiyeti de aşılması gereken bir başka engel.

Bu türde başarılı olmayı hedefleyen bir e-sporcu öncelikle temelleri öğrenerek işe başlamalı, olayın “hareket çıkartma” aşamasını geçtikten sonra, rakibi iyi okuyabilecek düzeye gelene kadar yetenekli oyuncularla kapışmalıdır. Tabi bunun için de zaman ve sabır gerekiyor. Ülke çapında pek çok turnuvada kendini kanıtlamış usta oyunculardan Onat Döker“Türk insanının müzik enstrümanları dışında, herhangi bir konuda uzmanlaşmak istemediğini görüyorum. Hobi, vakit kaybı olarak görünüyor. Hobisi olanlar da o konuda kendilerini çok geliştirmiyor” diyerek, sabır ve zaman dışında bu işe ciddiyetin de konulması gerektiğini vurguluyor ve ekliyor:

Dövüş oyunları, rekabetle, turnuvalarla, kişisel hırsla güzelleşir. ‘Ben sadece eğlencesine oynuyorum, yarışmak benim neyime’ gibi bir mantık söz konusu olamaz. Oyununun eğlencesinin yarısı, oyuncunun kendisini geliştirmesi, diğer yarısı da rakibi yenmesidir. Dövüş oyunları yapay zekâya karşı oynanmaz, oyuncu kendini bu şekilde geliştiremez. Oyuncuların kendilerini zorlaması ve rahat olmadıkları durumlara alışması gereklidir.”

 

 

Peki,  usta ve profesyonel dövüş oyuncuları ne durumda? Ülkemizde irili ufaklı pek çok dövüş oyunu komünitesi bulunmakta. Bunlar genellikle oyunlara göre gruplaşmış ve kendileri dışına pek açılamamış topluluklar. Örneğin Tekken Turkey, uzun yıllardır amatör ölçekte Tekken Turnuvaları düzenlemekte, içlerinde barındırdığı profesyonel oyuncularla dünya çapında kaliteye sahip olabilecek kapışmalara olanak vermektedir.

 

Gururumuz Tekken Turkey takımı, World Tekken Federation sıralamasında dünya 2.liğini korumaya devam ediyor.

Bu toplulukların birçoğu oyun salonlarının bir uzantısı olarak ortaya çıkmış, teknolojinin gelişmesiyle de sanal ortamlarda kendilerine yer etmişler. Kendi içlerinde oldukça başarılı olsalar da (Tekken Turkey’i tenzih ederek söylemek gerekirse) bu komüniteler genelde topluluk olma bilincine tamamen ulaşmamış, diğer dövüş oyunu topluluklarından uzak kalmışlardır.

Bir e-sporcunun olmazsa olmazı; arcade stick

Topluluk yaratma ve hali hazırdaki toplulukları koruma ve geliştirmede yine sorumluluk oyunculardadır diye düşünebiliriz. Türkiye’de dövüş oyunu turnuvaları düzenleyen, internet üzerinden etkinliklerini yayınlayan ve dövüş türünün e-spor olarak benimsenmesi için bu ölçekte canla başla çalışan belki de tek organizasyon olarak sayabileceğimiz Oyuncular Kulübü’nün Proje Lideri Delikan Kınık şöyle diyor:

Düzenlenen organizasyonlara gösterilen ilgi ve sosyal medya paylaşımları, bu oyun türünü yaygınlaştırıp üst seviyeye çıkaracak en önemli faktörler. Bu konu hakkında söyleyebileceğim en önemli şey oyuncu kalitesi olarak yurtdışından geride olmamamıza rağmen mental olarak çok geride kalıyoruz.  Ülkemiz oyuncuları ego ve sosyal korkularından çok fazla etkilenmekte. İşte bu bizim önümüzde duran en büyük engeldir.

 

Yine Onat Döker, oyuncuların evlerinde oturmak yerine kalkıp bu tür organizasyonlara katılmalarını, bu etkinlikleri yaymak için ellerinden gerekeni yapmalarını vurguluyor:

Bir turnuva/etkinlik olduğunda herkesin çekinmeden katılması ve arkadaşlarını da çağırması şart. Bir turnuva için 6 saatlik yol kat edip katılmak, diğer ülkelerdeki oyunculara göre hiçbir şey. Dövüş oyunları dünya genelinde yeni yeni e-spor olarak kabul edildi. Oyuncuların sponsorları yokken bile kendi paralarıyla dünyanın diğer ucuna 1-2 günlük turnuva için seyahat ediyorlardı.

Açıkçası türe gönül verenlerin, türe yeni başlayanlara da örnek olmaları adına oluşumları ve etkinlikleri desteklemeleri, topluluk bilincini kazanmaları gerekiyor.

 

Türkiye E-spor Camiası Bu Türe Nasıl Bakıyor?

Oyunguru.com, Adeks, Joygame gibi firmalarda e-spor etkinliği organizasyonlarında etkin rollerde bulunmuş, topluluk yöneticiliği yapmış olan Can Mete Çiçek şunları söylüyor:

 

Her şeyden önemlisi dövüş oyuncularının bir portal üzerinde toplanması ve toplu hareket etmeleri gerekmekte. 10 sene öncesinde Counter-Strike takımları turnuva nedir bilmezken, bundan 2 sene öncesine kadar Türkiye’de milyarlarca ödüller verilen turnuvalar yapıldı.

 

Bu sene örneğine şahit olduğumuz gibi iki çok farklı kategori olan Moba ve FPS arasında müthiş bir oyuncu değişimi bulunmakta. FPS oyuncuları artık Mobaya doğru kayıyor veya ikisini birlikte oynuyor. Bu da demek oluyor ki artık bazı şeyler değişti. Oyuncular profesyonel anlamda bir oyuna bağlı değiller ve piyasa kızıştı.

 

Şu anda ülkemizde bulunan mevcut profesyonel oyuncular her oyunda aktif olmak istiyorlar. Az önce dediğim gibi mobaya olan oyuncu akışının sebebi ise FPS türüne göre daha kolay olması. Oyuncuların başarıya kolay ulaşması sebebi ile dövüş oyunlarınında bu şekilde gelişeceğini düşünüyorum. FPS’teki gibi bir takım yıllarca favori olarak kalabiliyor insanların aklında, fakat dövüş oyunlarında her zaman sürprizler olmakta bu da heyecanı doruğa çıkarmakta.

 

Street Fighter 4, PC’ye çıkan az sayıda dövüş oyunundan birisi.

Tanınmış e-spor takımlarından olan Paradox Gamer’ın başındaki isim Nizamettin Çayır’a göre Street Fighter, Tekken gibi popüler dövüş oyunları e-spor organizasyonlarında yer almalı. Yapımcı firmalar bu oyunları PC’ye de çıkararak kitleyi genişletmeliler.

 

League of Legends turnuvaları düzenleyen Mamba Gaming Network‘ten Cengiz Selçuk arcade kültürünün bambaşka olduğunu, rakibinizin nefesini ensenizde hissetmeniz ve o kola abanmanız olaya bambaşka bir dinamizm ve tat kattığını vurguluyor. Ayrıca kendisi işin başka gerçekliğinden de dem vuruyor:

“Dövüş oyunu üreticilerinin vizyon sahibi olmayan ve yayılmak yerine sadece belirli bölgelerde yoğunlaşan marketing seçimleri en önemli unsurdur bence. Hele ki Türkiye’de bu işi gönüllü olarak devam ettiren dövüş oyunu severler dışında konsollar bile bu türe yeni bir dinamizm getirmedi. Zaten hali hazırda can çekişen e-spor’umuz Türkiye’ye ofis açan çeşitli uluslar arası firmalarca tekrar ayağa kaldırılırken, bu tekmeleme modeliyle diğer oluşumlar da bu gün Rumble Network ve birkaç işletmenin gönüllü ve yetkin insanları sayesinde biraz olsun ilgi çekmeye başardı ki bu ilerleyen dönemlerde daha da artacaktır kanaatindeyim. Şahsen ileriki dönemlerde Mamba’da böyle bir turnuvayı düzenlemeyi çok isterim.

Yasa gereği İnternet Kafelere konsol sokulması yasak, ancak bir şekilde bu aşılabilir. Biz kendi çabalarımızla çeşitli oyunların turnuvalarını düzenlerken, firmalar titiz çalışmamız nedeni ile gelip destek ve katkılarını sundular, ama bu gün dövüş oyunları konusunda bir şeyler yapan hiç kimseye bu tip firmaların ulaştığını sanmıyorum. Umarım bunun olması çok uzun sürmez ve büyük firmalar gereken desteği bir an önce gösterir.”

Türkiye Alt Kültür Topluluğu’nun düzenlediği KONTAKT 2 etkinliğinde Rumble Network –Super Street Fighter IV turnuvası birincisi Yavuz Öksüzdövüş oyunlarını ciddiye alarak oynayan oyuncu sayısını arttırmak için türün daha fazla reklamının yapılmasından yana.

 

Resmi World Tekken Federation dünya sıralamasında Tekken Tag Tournament 2’de dünya ikincisi olan takımımız Tekken Turkey’nin liderlerinden Ali Gülmez, şimdiye kadar organizatörlerin her zaman popüler türlere ilgi göstermesinden yakınıyor ve ekliyor:

2- 3 yıl öncesine kadar Tekken fanları olarak turnuvalarımızı kendimiz organize ediyorduk. Geçen yıldan itibaren Oyuncular Kulübü sayesinde birçok dövüş oyunu organizasyonu gerçekleştirildi. Bu olay camiamız için çok iyi oldu. Bu tür organizasyonların artması ile bu oyunlara olan ilginin arttıracağına ve Anadolu’nun belli bölgelerinde saklı kalmış yetenekleri gün yüzüne çıkacağına inanıyorum.

 

Olayın bir diğer önemli boyutu da diğer e-spor oyun üreticilerinin aksine, Cengiz Selçuk’un yukarıda söylediği gibi,dövüş oyunu üreten veya dağıtan Capcom, SNK Playmore, Konami gibi firmaların; Madcatz, Hori gibi arcade stick üreticilerinin bizim coğrafya pazarına ilgisiz kalması. Maalesef ülkemizdeki konsol ve donanım firmaları da konuyla oldukça alakasız ve bilgisiz olduklarına dair bir imaj çiziyorlar. Bu farkındalığı ve ilgiyi de üzerimize çekmek biraz da bizim elimizde gibi.

Street Fighter’ın yapımcısı Ono ile Tekken’in Yapımcısı Harada, diğer oyunların da PC versiyonlarını çıkartmak yerine kendi aralarında eğleşirken

 

 

Oyuncular Kulübü Proje Lideri Delikan Kınık, topluluk olarak amaçlarını şöyle özetliyor:

Kulübümüzün varoluş sebebi konsol oyunlarını bir e spor haline getirip uluslararası turnuvalarda ülkemizin adını duyurmaktır.Bu amaç uğruna geliştirdiğimiz Arena ve Akademi gibi önemli projelerimizin yanı sıra düzenlediğimiz turnuvalar ve il şampiyonalarımız yaptığımız şeylerin ispatıdır. Ayrıca şampiyonalarımızı sadece İstanbul ili ile sınırlandırmayıp ulaşabildiğimiz kadar şehrimize yaymaya çalışacağız. Son olarak bir örnekle sonlandıracak olursam, geçtiğimiz EVO Turnuvasını Kore’den Cafe Id isimli kulübün oyuncusu KOF13 turnuvasını kazandı. Bunun Kore’den değil de ülkemizden bir oyuncu olamaması için hiç bir sebep olmadığına inandığımı hatırlatıp sonuna kadar mücadele edeceğimizi herkesin bilmesini isterim.

 

Oyuncular Kulübü İzmir-Con Şampiyonasından bir kare

 

SONUÇ

 

Türü öğrenmek ve kendini geliştirmek isteyen oyunculardansanız; Oyuncular Kulübü, Rumble Network gibi oluşumların düzenlediği “Akademi” ve “Laboratuvar” etkinliklerine katılmanız. Bu topluluklarda size Street Fighter, Tekken veya King of Fighters, hatta BlazBlue öğretmeye can atacak insanlar bulunuyor.

 

Gayet iyi bir oyuncu olduğunuzu düşünüyorsanız; KONTAKT, Rumble Network, İzmir Con ve Oyuncular Kulübü’nün düzenlediği ödüllü turnuvalarda isminizi duyurmalı, bu topluluklara katılmalısınız. Bunun dışında Donanım Haber gibi pek çok oyun forumunda da online kapışma turnuvalara girebilirsiniz. Hatta bileğinize güveniyorsanız ileride oluşturulacak (sponsorlu) e-spor takımlarında yerinizi alabilir, ülkemizi yurt dışı turnuvalarında temsil edebilirsiniz.

 

Başka türlerde profesyonel olmuş bir e-spor oyuncusuysanız; yeni türlere şans vermek isteyebilirsiniz. Emin olun, FPS ve MOBA türlerinde kullanmanız gereken taktik ve beceri yeteneğinize bu türde de fazlasıyla ihtiyacınız olacak. Hem kendinizi sınayacağınız yeni bir alan bulacak hem de yeni türlerin gelişime katkıda bulunacaksınız.

 

E-spor organizatörüyseniz; dünyada pek çok trendde olduğu gibi e-spor dalı da değişimlere açık ve eğilimli. Organizasyonlarınızı bir iki türle sınırlandırmak yerine başka e-spor türlerine de şans vererek çok daha büyük etkinliklere imza atabilirsiniz. Oyuncular Kulübü gibi bu işe gönül vermiş oluşumlarla iş birliği yaparak pek çok engelin de üstesinden gelebilirsiniz.

 

Umarız bu konuda, yakın gelecekte Oyuncular Kulübü’nün yanında başka oluşumların da, türü destekleyecek somut fikir ve organizasyonlarla gündeme gelmeye başladığını görürüz.

Dövüş oyunları ve e-spor dünyasına dair bu naçizane yazımızı sonlandırırken ileriki senelerde EVO’da bizden birini canlı olarak izleyebilmeyi dört gözle bekliyoruz.

Son olarak Maximillian’ın hazırladığı EVO 2012’deki en gaz dakikalar videosu ile sizi baş başa bırakalım.

 

Görsel Kaynaklar:

Atgozlugu, Esl, Shoryuken, Adeksgc, Uludağ sozluk

Önceki İçerikMetal Gear Solid 5 Duyuruldu
Sonraki İçerikCompany of Heroes 2’nin Kapalı Beta Tarihi Belli Oldu

6 Yorum

  1. Eski günleri özlemek yerine onları diriltmeye ne dersiniz? Bu yazının amacı arcade salonları üzerinden nostalji yapıp prim toplamak değil, tam tersi o salonlarda oynanan oyun janrasını tekrar diriltmek ve ilerletmek. ”Eskiden oynardık.” kalıbını kullanmanıza gerek yok. Bu kalıp artık basit bir mazeret gibi duruyor. Elinizin altında emülatörler, konsollar ve Oyuncular Kulübü gibi mekanlar olduğu sürece o eski hissinizi geri kazanabilirsiniz. E-spor için yeni ve eski toprakların hepsine ihtiyaç var.

  2. Bu konuları gündeme getirdiğiniz için teşekkürler.Tekken adına konuşmak gerekirse 2006 dan bu yana elimizden geleni yapıyoruz.Umarım bundan sonra daha güzel şeyler olur.

  3. Çok detaylı inceleme olmuş eline sağlık.

    İyi rakip bulmak çok zor ne yazıkki. Durum avrupada da benzer….
    Online çok yanıltıcı oluyor fazla kapılmamak lazım : )

    Ben turnuvalar için seyahat eden arkadaşlara saygı duyuyorum.
    Korkulması gereken rakipler onlar aslında : )

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz