Metroidvania türünün en ürkütücü ve güzel görünen örneklerinden olan Blasphemous, dini motiflerden beslenen özgün bir yapım. Bir tablodan fırlamış gibi duran etkileyici tasvirler, Souls serisine yakın bir zorluk, bol keşif içeren yapısı ve atmosferi kuvvetlendiren müziği ile oldukça beğendiğim ilk oyun tam dört yıl aradan sonra devam oyunuyla karşımızda. Blasphemous 2 inceleme yazımızda yeni bir kefaret yolculuğuna çıkıyor, ikinci oyunla neler değişmiş ve gelişmiş, masaya yatırıyoruz.
Tövbekar ve Kefareti
Blasphemous’un karşınıza sıkça çıkaracağı üç kavram olacak: Penance, Penitance ve The Penitant. The Penitant One, yani Tövbekar olarak anılan ana karakterimiz Brotherhood of Silent Sorrow (Sessiz Hüzün Kardeşliği) tarikatinden sağ kalan son kişi. Tuhaf zırhı ve konik miğferi nedeniyle yüzünü hiç görmediğimiz, sessizlik yemini nedeniyle de tek kelime ettiğini duymadığımız gizemli bir savaşçı. İspanya’nın tarihi kenti Sevilla’dan esinlenerek yaratılmış Cvistodia adlı karanlık ve gotik dünyada geçen oyunda Tövbekar savaşçımız nihai kefaretini ödemek için yaman bir mücadele vermiş ve sonunda huzura kavuşmuştu… sanmıştık ama yeni oyunla birlikte bir kez daha mezarından doğruluyor.
The Miracle (Mucize) bir kez daha Cvistodia’nın üstüne çökmüş durumda ve ilk oyunun aksine bu kez kendi iradesiyle hareket ediyor gibi görünüyor ve gökyüzünden indirdiği devasa kalbin içinde insanlık için pek de iyi haberler getirmeyecek gibi duran bir çocuk büyümekte. Bu ürkünç manzaranın gölgesinde yatan City of the Blessed Name ise oyunun karmaşık haritasının merkezinde yer alan yeni hub bölgemiz.
Oyunda penance, yani kefaret çeşitli formlarda karşımıza çıkan bir kavram. Bu bizim kahramanımız için Mucize’ye tanıklık etmek ve yeri geldiğinde uhrevi, yeri geldiğinde grotesk yaratıklarla kapışmakken oyunda karşınıza çıkacak çeşitli NPC’ler için farklı anlamlar ve görevler taşıyabiliyor. Diğer deyişle her yiğidin tövbe edişi farklıdır diyor yeniliklere geçiyoruz.
Yeni Mekanikler
Sessiz kahramanımız artık üç farklı silah kullanabiliyor. Ağır ama geniş bir alana etki eden balyoz Veredicto, ateşlenerek ağır hasar verebilen bir silah. Uzun kılıç Ruego Al Alba ise iyi derece hasar, savunma ve karşı atak özelliğine sahip. Az hasarlı ama seri darbeler savurabildiğimiz ikili kılıç Sarmiento & Centella ise elektrik hasarı verebilen bir özelliğe sahip. Oyun başlangıçta bu silahlardan sadece birini seçmenize izin verse de, devam ettikçe diğer iki silahı da bulacaksınız. Sadece savaş açısından değil, karşınıza çıkan bulmacaları da çözmeniz için üç silaha da sahip olmanız gerekmekte. Virgo ile çanlara vurup gizli geçitler ve platformları aktif edebiliyorken, Fuego Al Alba ile bazı kapalı platformları kesebiliyorsunuz. Sarmiento & Centella ise aynalar arası teleport olmanızı sağlıyor. Oyunun büyük bir kısmı bu silahlara dayalı bulmacalar ile çevrili. Büyük bossları indirip yeni bölgeler açarken karakterimiz de duvara tırmanma, çift zıplama gibi keşif kapasitenizi artıran diğer yeteneklere sahip oluyor. Açıkçası silahların da bulmacaların bir parçası haline getirilmiş olması yeni oyunda en beğendiğim özelliklerden biri oldu.
Oyunun getirdiği bir diğer yeni sistem ise yanınızda taşıdığınız ve size çeşitli bonuslar kazandıran heykelcikler. Hub şehirde bir NPC’nin yardımıyla heykel taşıma kapasitenizi artırabilir, maceranızda edindiğiniz heykelleri slotlara yerleştirebilirsiniz. Heykelleri belirli kombinasyonlarla dizerseniz ek bonus dahi alıyorsunuz. Düşmanları tepeledikçe kazandığınız puanlar ise dükkanlarda harcanabiliyor. Belirli sayıda düşman ya da boss keserek elde ettiğiniz matrydom puanları ise silah yetenek ağaçlarındaki geliştirmeler ya da heykel kapasitesi artırmak gibi yan amaçlar için kullanılabiliyor.
Güzel ve Ürkünç
Blasphemous ilk oyunda piksel tasarımlarıyla oyuncuları büyülemişti. Rönesans dönemi tablolarından fırlamış gibi duran, güzel ve ürkütücü tasvirler gerçekten etkileyiciydi. İkinci oyunda da aynı sanat tarzı korunmuş. Karakterlerden arkaplana, her detay özenle piksel piksel işlenmiş. Dikkatimi çeken tek değişiklik ara sahnelerin artık piksel tarzı değil, direkt cel animasyon şeklinde aktarılması. Çizimler gayet başarılı ama ara sahnede gördüğümüz bazı karakterlerin piksel tasvirlerini daha çok beğendim. Yani kısıtlı da olsa ilk oyundaki piksel tarz korunarak hazırlanmış ara sahneleri tercih ederim. Tabii “pixel art” denen mevzunun ne kadar yoğun bir uğraş istediğini, işin animasyona döküldüğü zaman bu uğraşın ne kadar çok katlandığına da hakim birisi olarak firmanın ara sahne sunumundaki yeni tercihini de anlayabiliyorum.
Müzik tarafına da özellikle değinmek istiyorum. İlk oyunda da emeği geçen Carlos Viola, Blasphemous 2’nin de tüm parçalarını bestelemiş. Parçalarında birbirinden farklı temalar yakalayabilen bir bestekar olarak özellikle aşağıda paylaşacağım şarkıda beni mest etmiş, parçanın çaldığı bölgede daha fazla dinlemek için ekstra oyalanmama sebep olmuştur kendisi:
Link aynı zamanda Carlos’un kendi paylaştığı albümün tamamını içeriyor. İlgilisi için iyi dinlemeler.
Bedel Ödendi
Blasphemous 2, Nintendo Switch, PC, PlayStation ve Xbox platformlarında çıkışını gerçekleştirdi. Piksel grafikli bir yapım olması nedeniyle nerede oynarsanız oynayın performans açısından bir farklılık yok. Tüm sistemlerde 60fps olarak çalışan oyunun hikaye modunu tamamlamak yaklaşık 12 saat sürüyor. Ancak oyun içinde çok sayıda yan görev, toplanabilir eşya, keşfedilmeyi bekleyen gizler var. Bunları da tamamlamak isterseniz, ki metroidvania türü oyunlar söz konusu ise her taşın altına bakmak işin fıtratında vardır, oyunu tamamlamanız yaklaşık 20 saat sürüyor. Yakın dönem çıkan, türün isim babası serinin son oyunu Metroid Dread’in bile ekstralarıyla 12-13 saat sürdüğünü hesaba katarsak Blasphemous 2 içerik açısından cömert davranmış diyebiliriz.
Türün hastalarına mutlaka oynamalarını tavsiye edebileceğimiz Blasphemous 2, ilk oyunun üstüne çok şey katmış, özellikle mücadele ve bulmaca mekaniklerinde oldukça yol almış, önceki oyuna kıyasla keşif konusunda ne yapacağınızı daha rahat anlayabildiğiniz, ama metroidvania türünün hakkını verecek kadar da detay ve karmaşaya sahip olan başarılı bir yapım olmuş.
