Youtubers Life – İnceleme (Erken Erişim)

YouTube seneler önce ilk çıktığında, doğal olarak, şu anki halinden çok uzaktaydı. YouTuber diye bir kavram yoktu. İnsanlar en fazla 360p çözünürlüğündeki kameralarıyla çektikleri, genellikle montajsız ve kurgusuz parodi videolarını koyuyor; biz de izleyip gülüyorduk. Şu an ise durum çok farklı. YouTube, insanların milyon dolarlar kazanabileceği bir sosyal platform oldu. Hatta benim için TV’nin yerini çoktan almış durumda. Youtubers Life’ta ise eğer gerçekte ünlü bir YouTuber olamadıysanız, size bu fırsat sunuluyor. Ancak bu fırsatı kullandığınıza ne kadar mutlu olacaksınız? Pek emin değilim.

Kanalıma hoş geldiniz arkadaşlar.

Youtubers Life, bir YouTube kanalınızın olduğu ve onu yöneterek ilerlemeye çalıştığınız, kaba tabirle “Sims gibi” bir oyun. Videolar yapıyor, montajlıyor; “abone kasarak” daha ünlü hale gelmeye çalışıyorsunuz. Şimdilik oyun, yemek ve müzik kanalı açabiliyorsunuz ancak erken erişim sürecinde yeni çeşitler de oyuna eklenecek.

Oyunda ilk olarak karakterinizi kaba hatlarla özelleştiriyor ve hangi türde video yapacağınızı seçiyorsunuz. İlk olarak kötü bir bilgisayar ve mikrofon ile yolculuğunuza başlıyorsunuz. İlk yaptığınız “vasat” videodan sonra ise macera başlamış oluyor. İnsanların sevdiği içerikler ürettikçe abone sayınız ve buna bağlı olarak kazandığınız para da artıyor. Oyunda para hayati bir öneme sahip, çünkü yaptığınız videoların daha güzel ve daha kaliteli olabilmesi için stüdyonuzu geliştirmeniz şart. Bilgisayar parçalarınızı tek tek geliştirme imkanına sahipsiniz. Fareden klavyeye, mikrofondan kameraya, bilgisayarınızdan konsollara pek çok şeyi, eğer daha ünlü biri olmak istiyorsanız satın almanız gerekecek. Parayı ayrıca kıyafete ve mobilyaya harcama şansına da sahipsiniz. Yani yaşadığınız yeri özelleştirme imkanınız da var.

Kısacası hayatını YouTuber olmaya adamış birini oyunda canlandırıyorsunuz. Varınızı yoğunuzu, bütün gücünüzü ünlü bir YouTuber olmak için harcıyor, derslerinizi bile sallamıyorsunuz. Peki çok iyi mi yapıyorsunuz?

156987465654 kiloluk slime yaptık, içinde editörlerimizi yüzdürdük.

Youtubers Life; tycoon tarzı, bir şeyleri yönetmeyi seven bendeniz için cidden merak ettiğim bir yapımdı. Ancak oyun oynadığım her dakika çöktükçe çöktüm. Tamam kabul ediyorum, ilk iki saat civarı keyif aldım; sonrasında dakika dakika çöktüm. Yazının bundan sonrasındaki kısımda oyuna verip veriştirerek detaylara gireceğim, lütfen kanalıma abone olmayı unutmayın.

Oyunun en büyük sorunu çok büyük bir tekrara düşmesi. Bir noktadan sonra sürekli aynı şeyleri yapmaya başlıyorsunuz. Aslında oyunda çok büyük bir içerik varmış gibi duruyor ancak durum ne yazık ki öyle değil. Sonuçta ürettiğiniz şey video ve bu üretim aşaması sürekli aynı. Videoyu şöyle üretiyorsunuz: Videonun belirli kısımları oluyor. Bu kısımlar için sizlere belirli kartlar sunuluyor. Bu kartları yerine göre doğru kullanabilirseniz size bazı bonus puanlar veriyor. Bu puanlar videonun kurgusu, müziği, üretim sonrası gibi konuları etkiliyor.

Şimdi gelelim diğer tekrar eden kısma. Bu ürettiğimiz bölümleri montajlamamız gerekiyor. Bunun için de mini bir bulmaca çözüyoruz. Kartlarımız belirli oklara sahip, bu okları diğer kartlarla uydurmaya çalışıyoruz. Ne kadar kusursuz uydurursak, o kadar güzel bir montajlanmış video ortaya çıkıyor. Ters olarak, oklar uyuşmazsa; bu sefer videoyu izleyen izleyiciler kötü yorum yapıyor ve videoları beğenmiyor.

İyi, güzel, hoş, harika, harikulade ama sürekli aynı şey. Özellikle yukarıda bahsettiğim iki konu oyunun en büyük darboğazlarından biri. Bir noktadan sonra otomatiğe dönüşüyor zaten, hiçbir şey için düşünmüyor ve kafa yormuyorsunuz. Bu da eğlencenize balta vuruyor.

Neyse, video yapma kısmını atladık, sıkılıyor olsak da yapmaya devam ediyoruz. Abonelerimiz artıyor, buna bağlı olarak paramız da. Dediğim gibi para önemli. Para kazanmak içinse ekstra işler yapabilirsiniz. İşlere çeşitli adlar verilmiş ama önemi yok. İşler size herhangi bir artı katmıyor, sadece para kazanmanız için bir araç. Stüdyonuzu geliştirdiğiniz gibi, daha büyük bir eve çıkmak için de paranızın olması gerekiyor. İlk olarak annenizin yanında başlıyorsunuz ve ders çalışmak gibi sorumluluğunuz var. Ders çalışmazsanız anneniz size ceza veriyor. Öğrenci evine çıktığınızda ise bu sorumluluk kalkıyor. Daha sonrasında kendi dairenize geçip, iş alanlarınızı büyütebiliyorsunuz.

Bedenen dikkat etmeniz gereken iki şey açlık ve uyku olarak karşımıza çıkıyor. Gereksiz mi desem, yetersiz mi desem bilemedim. Gereksiz demek tabii ki doğru değil, hiç olmamasından iyidir; ancak bu noktada da tekrara giriyorsunuz. Şöyle anlatayım, ilk Sims oyunlarında koskoca adamlara “git tuvalete, ihtiyacını gider“, “çıkarken sifonu çek” gibi saçma detay komutlar vermek zorunda kalırdık ve bu nedenle asıl işlerimize yoğunlaşamazdık ya, aynı his. Sanki “yapacak bir şey bulamadık, laf olsun diye koyduk” gibi duruyorlar.

Tabii ki her şeyin yanında bir de sosyal bir yaşantımız var. İnsanlarla olan ilişkilerimiz bir YouTuber için önemli. Ancak Youtubers Life da ne kadar önemli, pek çözemedim. Oyunda isterseniz romantik bir ilişki bile yaşayabiliyorsunuz. Fakat nedense bu ilişkilerin bana sağladığı katkıyı ben pek anlayamadım. Arada sırada arkadaşlarınız sizden istekte bulunuyor mesela, diyor ki “ben şu oyunun videosunu şu problemden çekemedim, sen çeksene“. Bu nasıl bir istek? Sırf oyunda bir “görev” mekaniği olsun diye konulmuş saçma sapan bir şey. Arkadaşım YouTuber, ben onun çekeceği oyunu çekiyorum, sonrasında da kendi kanalıma yükleyip para kazanıyorum. Cidden çok mantıklı. Bir de bu arkadaşlar arada sırada “gel konuşalım” deyip darlıyor. Ben hiç konuşmaya gerek duymuyorum, boşa zaman kaybı. Aslında çok saçma örnek var ama bu konu yazıyı ele geçirecek uzatırsam.

Kanalınızı iyice büyüttükten sonra ise networklerden birine katılabiliyor ve sponsorlar bulabiliyorsunuz. Yeni çıkan bir oyun size direkt gelmeye başlıyor mesela. Networke katılırsanız ise bazı aylık gereklilikleri de yerine getirmek zorundasınız.

Başlat Tuşu ofisinde memem gözüktü.

Oyunun mekaniklerinde, anlattığım üzere, çeşitli sıkıntılar var. Tekrar eden yapı ve akla mantığa uymayan hareketler oyunun ortasına kocaman baltayı vuruyor. Bir de oyunun Türkçe kısmı var ki, o beni benden aldı.

İnşallah o çeviriyi, cidden mesleği çevirmenlik olan biri yapmamıştır. Çok kötü. Ben Türkçe oynarken oyundan hiçbir şey anlamadım, zaten anında İngilizce’ye döndüm. Resmen “Google Translate” terk bir iş var ortada. Bir de düzeltilmiş yeni versiyonu ile değil, eski kötü çeviren versiyonu ile yapılmış…

Çok astım kestim ama ne yalan söyleyeyim, yazılımsal olarak bir hata ile karşılaşmadım. Yapımcı ekip erken erişim sürecini daha çok içerik eklemek için kullanıyor sanırım. Görseller ise beni tatmin etmedi, 1080p ekranda 480p video izler gibi bir hali var. Çok kötü değil ama bir çözünürlük eksikliği var hissi veriyor ama pek de kafaya takılacak bir şey değil.

Yazımı beğenin, paylaşın, hakkını verin, duvarınıza asın.

Büyük beklentilerle Başlat Tuşu‘na bastığım oyun, beni kalbi kırık bir şekilde yarı yolda bıraktı. Aradığım derinliği bulamadım, kendini çok kısa süre içinde tekrar etmeye başladı… Ve oyun ne yazık ki artık tam sürüme çok yaklaşmış durumda, çok da bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. Ben umudumu kesmiş durumdayım.

Fiyatı güzel ama. Steam’de güzel bir indirime girerse alıp, eğlencelik oynayabilirsiniz. Ancak yine de paranızı harcayabileceğiniz bu tarz daha güzel oyunlar var.

Önceki İçerikBTK, AKK’ya ilişkin yeni kararını açıkladı!
Sonraki İçerikİlk Kez Verilecek Olan 2016 Steam Ödülleri Açıklandı
Makine ve otomotiv mühendisi, aynı zamanda yılların oyuncusu. Arada kamyonculuk yaptığı iddia edilmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz