Grim Dawn İnceleme

Hack & Slash türüne bünyelerimiz Diablo 3 çıkana kadar uzun süre aç kalmıştı. Diablo 3 o kadar çok bekletmişti ki, beklentilerimizin altında kaldı. Oynadık ama ağzımızda buruk bir tat bıraktı. Bu uzun bekleyiş arasında çıkan oyunlardan biri de mitolojik temalı Titan Quest‘ti. 2007’de kendi türünde iyi olsa da fazla ses getiremeyen bu oyunun yapımcılarının 21 Ocak 2010’dan beri geliştirdiğini duyurduğu Grim Dawn; 25 Şubat 2016’da tam sürüme geçti. Biz de durmadık, yapıştırdık incelemeyi. (Ancak inceleyebildik.)

Neler çektim bir bilsen.

Grim Dawn, kıyamet temalı bir dünyaya sahip aksiyon rol yapma oyunu. Aslında izometrik kamera açısına ve “topla abi topla” mantığına sahip klasik bir hack & slash. (Hack & slash’in Türkçesi için önerilerinizi lütfen posta yoluyla bana yollayın.) Oyun Erken Erişim’de serüvenine başladı ve 3 sene civarında geliştirilmeye devam etti. Bu sürenin firma için biraz sancılı geçti diyebiliriz. Ancak sonunda değdi mi, değdi vallahi.

Oyuna ilk başlarken sadece cinsiyetinizi ve adınızı belirleyip öyle oyuna dalıyorsunuz. Bu konuda özelleştirme adına pek bir şey yok. Bu arada eğer oyunlarla hiç ilgisi olmayan biri değilseniz kesinlikle “normal” zorluğu kesinlikle önermiyorum. İnanılmaz kolay. Türe çok yabancı biri bile “veteran” seviyesinde saç baş yolmadan oynayacaktır. Neyse. Giriş sinematiğinden sonra verilen ilk görev ile de maceranız başlamış oluyor. Hikaye konusunda pek fazla bir şey beklemenizi önermiyorum, çünkü “Allah’ım ölüyoruz, yardım edecek el yok mu” temasından giden bir konu var. Pek orijinal bir şey yok açıkçası. Bazı görevler kararınıza göre şekillenebiliyor, o güzel.

Oyunun dünyası karanlık. İç karartıyor. Atmosfer konusunda kesinlikle başarılı, bunu ilk başladığınız andan son dakikanıza kadar hissediyorsunuz. Bu konuda belki tek rahatsız olduğum konu haritanın yerleşimi. Şehirlerin temaları çok farklı olsa da, aynı kalıba oturtulmuş gibi bir his verdi bana. Köprü geçiyorsunuz, bölgeyi keşfediyorsunuz, tekrar bir köprü geçip başka tarafı keşfediyorsunuz. Pek kafaya takılacak bir durum değil aslında.

Sınıf seçiminizi ise ilk seviyenizi kazandıktan sonra yapıyorsunuz. Sınıflar ise şöyle ve hiç yabancı gelmeyecek türden:

Arcanist – Klasik “wizard” diye tabir edebileceğimiz sihirbaz.

Demolitionist – “Range” dediğimiz ateşli silahlarla ya da okla uzaktan vuran sınıfımız.

Soldier – Güçlü zırhları ve kılıçlarıyla asker sınıfımız.

Shaman – Daha çok “healer” yani iyileştirici gibi görünen ancak gerektiğinde iki elli silahları da kullanabilen sınıfımız.

Occultist – “Kötü” güçlerini kullanan sihirbaz diye tabir edebiliriz. Yanlarında savaşan yaratıklar yaratmaları en önemli özelliklerinden.

Nightblade – (Mage + Soldier) / 2

Ancak oyun sizi bir sınıfa mahkum bırakmıyor ve belli bir seviyeden sonra yan sınıf seçmenize izin verebiliyor. Böylece karakterinizi istediğiniz gibi yönlendirebiliyor ve istediğiniz kombinasyonu uygulayabiliyorsunuz. Bu konu tamamen sizin zevkinize kalmış. Bir tank yaratıp, yan sınıf olarak da şaman seçip ölümsüz olmayı tercih edebilirsiniz mesela. Bu şekilde 15 ayrı meslek kombinasyonu oluşturabiliyorsunuz.

Oyunda karakterinizin 3 özelliği bulunuyor: Physique (Fizik), Cunning (Kurnazlık) ve Spirit (Ruh). Bu noktada şaşırdım açıkçası. Klasik “intelligence, dexterity, luck” sisteminden ziyade sadece bu üç ana özelliğin kullanılması –kötü olarak niteleyemesem de– sanki biraz eksik geldi. Ancak yine de büyük bir sorun teşkil etmiyor. Sınıf yetenekleri ve özellikler dışında ise oyunda belirli şeyleri yaparak Devotion (özveri) puanları kazanabiliyorsunuz. Bunları harcayarak da karakterinizi daha da güçlü hale getirebiliyorsunuz.

Sur üflendi mi acaba?

Hack & slash oynuyorsak tabii ki eşyalar olmazsa olmaz ögelerden biri. Bu konuda Grim Dawn beklentileri karşılamayı başarıyor. Her zaman olduğu gibi “legendary” eşyalar için koşturuyor, binlerce yaratık kesiyoruz. “Oyun son seviyeden sonra başlıyor.” geyiği Grim Dawn için de geçerli. Son seviyeden sonra en güçlü eşyalar ile karakterimizi tamamlamak bayağı bir emek ve vakit istiyor.

Oyunda sevdiğim bir özellik ise düşmanlarınızın için nefret, dostlarınız için sadakat puanları kazanmanız. Düşmanlarınız için belirli nefret düzeyine gelirseniz yeni güçlü düşmanlar artık ortalıkta gezmeye başlıyor ya da dostlarınız için belirli bir sadakat durumuna gelirseniz bazı yardımlarda bulunabiliyor. Bu nedenle sadece ana görevlere takılıp kalmamanız, yan görevlere de önem vermeniz gerekiyor.

Oyun başta belirttiğim gibi, veterandan daha zor zorlukları seçemediğiniz için, bana biraz kolay geldi. Ve bu benim biraz canımı sıktı. Burada yapımcılar oyunu tekrar tekrar oynamanızı istemiş aslında ama ben bu yapıyı seven biri değilim. Çünkü zaten yaptığım görevleri yapmak pek bana tat vermiyor. Bunun yerine en zor zorlukta baştan sona bir karakterle ve hikayeyi sindirerek oynamayı tercih ediyorum. Bu konu biraz tercih meselesi ama herkesi memnun edecek bir durum değil. Veteranın kolay olmasından dolayı da oyunu kısa sürede bitirip, kenara atmanız olası. Atmayın, ama olası… Belki ilk olarak yan görevleri yapmadan direkt oyunun hikayesini bitirip, daha sonra yüksek zorluk seviyelerinde kendinizi vererek oynamayı düşünebilirsiniz. İşte o zaman oyunun keyfi çok daha güzel çıkıyor.

Bu türde olmazsa döveceğimiz özelliklerden çoklu oyuncu ve eşli oyun Grim Dawn’da da –tabii ki– bulunuyor. Eğer özellikle bir arkadaşınızı yanınıza alıp baştan sona beraber oynayabilirseniz eğlencenizin katlanacağını söyleyebilirim. Tanıdık biri bulamazsanız da internetten birilerini bulmak hiç de zor değil. Çünkü oyun kendi kitlesini çoktan yaratmış durumda ve binlerce kişi oyunu oynuyor. Bu konuda tam puanı benden kapıyor.

Performans konusunda ise oyun düşük sistemlerde bile çalışacak durumda. Yüksek ayarlarda mükemmel olmasa da gayet başarılı görseller sunan oyun, arada bir oluşan saniye başına kare oranında düşme dışında yazılımsal olarak da gayet iyi. Herhangi bir çökme yaşamadım.

Aslında iyi çocuktur

Türe yabancı olmayan kişiler için anlattığım şeyler çok tanıdık geldi, biliyorum. Oyun zaten fazlasını vaat etmiyor. Yapımcılar hack & slash ögelerini tam anlamıyla oyunculara vermek için uğraşmış ve bence çok başarılı olmuş. Hatta şöyle netleştirelim: Oyun başarılı. İncelemenin havası biraz “Amaaan aynı türün lavantası” şeklinde ama bu sadece türe yenilik getirmediğinden kaynaklı. Emin olun Grim Dawn, Diablo 3’ten sonra size ilaç gibi gelecek. Özellikle ilk bitirme kısmını atlatabilirseniz, sonrasında çok daha güzel dakikalar sizi bekliyor. Ve fiyatı da harika. 39 liralık fiyatıyla bu oyunu almayanı döverler, “lightning storm” atarlar. Hem türe aşina oyuncular için hem de ilk defa türe girecek oyuncular için Grim Dawn’ı şiddetle öneriyorum. Hala “Alsam mı acaba?” diye soranları da ıslak sopayla kovalıyorum.