Fallout Tarihi ve Dünyası Bölüm 4: Brotherhood of Steel

Fallout evreninin derinliklerine inmeye devam ediyoruz! Önceki bölümümüz Süper Mutantların ardından oyunun en köklü topluluklarından birini masaya yatırdık. İyi okumalar.

 

Bilge bir asker bilir ki, en önemli şey silah değildir, onu kavrayan bilektir. En iyi silahlarla donatılmış bir ordu savaşlarda kesinlikle avantajlıdır ama savaş bittiğinde ne olur? Milenyum boyunca savaş aletleri değişti. Bronzdan demire sonra çeliğe ve en sonunda plütonyuma dönüştü. İnsanların savaş başlatma kapasiteleri gittikçe artıyor fakat ellerindeki silahları dikkatli kullanma kapasiteleri azalıyor.  Büyük savaş sırasında insanlığın sahip olduğu gücü, şu an, sorumlu bir şekilde elinde tutabilecek kimsenin olmadığını düşünenler var. Bir de sadece kendilerinin yeterince sorumlu olduğunu düşünenler var. Gezginler ve tüccarlar, metal zırhlar içinde askerleri, omuzlarına asılmış lazer tüfekleriyle savaşa girerken gördü. Onlar Brotherhood of Steel’in üyeleri ve onları diğer zırhlı savaşçılardan ayırmak kolay. T-51 b zırhları sadece bedenlerini saran metal tabakaları değil, savaş öncesinde füzyon teknolojisiyle güçlendirilmiş bir zırh. Güçlerini artırıyor, onları hasarlardan koruyor ve onları seçkin bir düzenin üyeleri olarak işaretliyor.

FTD4-3

Brotherhood of Steel en ileri teknolojiye sahip oluşumlar arasında. New California Rebuplic ya da Legion gibi devasa ordulara sahip oluşumlara nispeten sayıları az ama bunu saf güç ve yılmaz cesaretleriyle telafi ediyorlar. Tarihi Büyük Savaşa dayanıyor. Mariposa, California’daki askeri üs bir zamanlar bir araştırma tesisiydi. Büyük savaşın yaklaştığı günlerde tesisi koruyan küçük bir birlik vardı. Bu askerler, ülkelerini korumak için akıl ermez deneyler yapan, korkunç, etik dışı bir grup bilim adamını koruduklarını bilmiyorlardı. Neticede Zorla Evrim Virüsü(FEV)’nü ve korudukları üssün insanlar- askeri hapishanedeki mahkûmlar üzerinde deneyler yaptıklarını öğrendiler. Komutanları Albay Spindel, bu bilgiyle başa çıkamadı ve birkaç gün sonra intihar etti. Yerine Yüzbaşı Roger Maxson geldi. Bugün kardeşlik, Roger Maxon’a dini bir hürmetle bakıyor. İnsanlığın ateşini taşımak belki Maxon’ın kaderinde vardı. Kıyameti atlatması için insanları yönetecek onur ve pragmatizm arasında güzel bir dengesi vardı. Üssün kontrolünü ele geçirdi ve bilim adamlarını sorguya çekti. Deneylerin hükümet tarafından yönetildiğini öğrendiğinde üstleriyle görüşmeye çalıştı. Çok ileri giderek ordudan ayrıldığını açıkladı. Maxon ve askerleri, ailelerini toplayarak küçük merkezlerinde kendilerini hazırladılar. Bir cevap beklediler, herhangi bir cevap. Hükümetlerinin böyle bir ayaklanmaya katlanamayacağı ve cevaplarla geleceklerini düşündüler. Fakat hiçbir zaman cevap gelmedi. Maxon’dan habersiz, büyük savaş kaynıyordu. Maxson, sadık askerleri ve aileleri hayatta kalanlar arasındaydı.

FTD4-1

İnsanlık, inatçı bir ırk ve kolayca ölen cinsten değil. Fakat yaşayan hafıza öldüğünde insanlığın tarihi, medeniyeti ve teknolojisi kaybolabilir. Maxson’ın torunları yalınayak çölde koşarak taş mızraklarla mı avlandı? Yoksa sırtlarında zırhlarıyla çorak arazide uzun adımlar atıp, ışınlarla düşmanlarını mı öldürdüler? Maxson’ın, askerlerini ve ailelerini, Mariposa üssünden, şu an Kayıp Tepeler olarak bilinen gizli bir askeri sığınağa götürmesi yapılacak zor bir seçim değildi. Topladıkları ne varsa barınma ve öğrenme amacıyla kullanıldı. Askeri disiplinlerini ve teknolojik bilgilerini nesilden nesile korudular. Hayatta kalan diğer topluluklarla olan iletişimlerini kısıtladılar. Sadece yiyecek içecek gibi temel gereksinimler ve yaptıkları veya kurtardıkları teknolojiye gereken şeyler için ticaret yapıyorlardı. Savaş öncesi araç gereçlere sahip olan kabile toplulukları, zamanla araç gereçlerin bozulduğunu keşfetti. Yedek parça bulmak çok zordu ve kimse yeni bir şey üretecek kabiliyete sahip değildi.

FTD4-2

Yıllar on yıllara dönüşürken teknoloji gitgide daha da nadirleşmeye başladı ve nasıl kullanılacağı anlayışı kayboldu. Zaman içinde Maxson’ın oğlu High Elder(Yüksek Yaşlı) seçildi, ondan sonra da onun oğlu. Kardeşliğin diğer saygı duyulan üyeleri High Elder’ın altında bir konsey kurdu. High Elder genelde Maxson’ın soyundan gelen birisi olurdu ama yine bazen bu rol seçkin bir Paladin’e veriliyordu. Kardeşlik içindeki yaşam katı bir hiyerarşik yapıyla hala savaş öncesi Amerikan ordusunun esaslarını taşıyordu. Organizasyon içindeki üç ana kol: Katip, Şövalye ve Paladin şeklinde. Katipler bilimsel araştırma ve eski bilginin korunmasından sorumlular. Bir zamanlar en önem verdikleri teknolojiyi korumaktı fakat kardeşlik zamanla yeni silahlar yapmaya daha ilgili hale geldi. Şövalye ünvanı bir zamanlar, “At” denen bir şey üzerinde savaşan zırhlı insanlara veriliyordu. O şövalyelerin, kardeşliğin şövalyeleriyle alakaları yok. Kardeşlikte şövalyelerin görevi, inşa etmek, onarmak ve katiplerin tasarladığı silahların bakımını yapmaktı. Eğer bir şövalye kendisini öne çıkarırsa Paladin olabiliyordu. Gezginler tarafından görülen zırhlı askerler Paladin’lerdir, yağmacıları, barbarları ve mutantları delip geçiyor ve kardeşlik ile arzuladığı teknoloji arasında duruyorlar.  Kendilerini dışındakileri düşük zekâlı, teknoloji için yetersiz gördüler. Birçok insan kardeşliğe katılmaya çalıştı. Fakat ölümcül seviyede radyasyonlu yerlere yani intihar görevlerine gönderildiler.

 

Brotherhood of Steel daha iyi günler görmüş olsa da çekirdek bölgeleri etkileyen çatışmalarda önemli rolleri var. Kayıp Tepelerdeki kayıtlara göre, kardeşliğin doğuya ilerleyip, ülkenin eski başkentini, Super Mutantlar ve yeni vücut bulmuş Enclave’den korumaya karar vermiş bir kolu vardı. Fakat bu başka bir günün hikayesi.

 

Bir sonraki bölümüzde Brotherhood of Steel‘i işlemeye devam ediyoruz!

-Fallout Tarihi ve Dünyası-

Fallout Tarihi ve Dünyası yazı dizimizin şu ana kadar yayınlanmış bölümleri:
Bölüm 1: Savaşa Dair
Bölüm 2: Sığınaklar
Bölüm 3: Süper Mutantlar
Bölüm 4: Brotherhood of Steel
Bölüm 5: Brotherhood of Steel 2

Önceki İçerikTwitch Yayınından 1 Gecede 12 Bin Dolar Kazandı!
Sonraki İçerikÇin’deki Konsol Satışları Kısıtlaması Sonunda Kalkıyor!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz