Punk sevmiyorum. Kültür olarak bana uzak, müziksel açıdan daha da bir uzak. Çok yakın bir arkadaşımın punk şarkılarına maruz kalmadıkça (Sevgiler Hüseyin.) yakınından bile geçmem. Drawn to Death ise beni bu kültürün ortasına paraşütle bıraktı resmen. PlayStation Plus ile bedava dağıtılan bu el çizimlerden devşirme oyun nasılmış, bir bakalım.
Blink 182, Blink 183, Blink 184
Oyunumuzun başlangıcı bir kimya dersinden (Makineci olarak anladığım kadarıyla…) video ile başlıyor. Oyun öncesinde yükleme yaptığı için ekrana bakmıyordum, bir anda “ders anlatımı yapan hoca sesi” duyunca “Ne oluyor arkadaş, PlayStation oynarken de mi ders!!!” diye öfkeyle ekrana döndüm. Daha sonra ise dersten sıkılan bir öğrenci arkadaşımızın defterinden çıkanlar tarzında kamera deftere döndü.
Oyunumuz ilk paragrafta da dediğim gibi el çizimlerinden oluşuyor. El çizimleri animasyonlaştırılarak bir oyun elde edilmiş. Ve yine bahsettiğim gibi oyunun merkezine aldığı şey ise punk kültürü. Gerek anlatım tarzı, gerek karakterlerimiz bunu fazlasıyla yansıtıyor.
Green Day, Purple Day, Rose Gold Day
Oyunumuz üçüncü şahıs kamera açısına sahip, çevrimiçi bir atış (shooter) oyunu. Belirli haritalarda rakiplerinize karşı nişan alıp, onları öldürmeye çalışıyorsunuz. Bilmediğimiz bir şey yok.
Tabii ki adettir, savaş alanına çıkmadan önce bir öğrenme kısmına girilir. Öğrenme kısmını –ve bilimum oyun anlatımını– kurbağa bir arkadaş anlatıyor. Ve ben bu kurbağadan nefret ettim. Prenses olsam derede boğardım. Neyse.
Mekaniklerde bilmediğiniz yine bir şey yok. Çift zıplama, yanlara kayarak kaçma gibi gerçekçilik gütmeyen bir oyundan beklediğimiz şeyleri sunuyor. Oyunun yapısı da hızlı olduğu için oradan oraya koşuyor, zıplıyor ve rakibinizi alt etmeye çalışıyorsunuz.
Oyunda birçok silahımız var. Ama bunlar arasında da bilmediğiniz bir şey yok. AK-47 bozması tüfek, roketatar, elektrikli testere gibi oyunun havasına da uyan silahlarımız var. Vuruş hissiyatı beklemeyin, üzülürsünüz.
Fall Out Boy, Elder Scrolls Boy, Mass Effect Boy
Oyunumuzda çeşitli karakterler var. Bunlar birbirinden tasarım bakımından ayrıldığı gibi özellik bakımından da ayrılıyor. Karakterlerin kendilerine özel güçleri var. Aralarında dengesizlik ise hissetmedim, hangisi hoşunuza giderse onunla oynayabilirsiniz.
E bir yerde karakter varsa orada özelleştirme de vardır değil mi? Drawn to Death’de de özelleştirme seçeneklerimiz bol. Açtığımız kutularla farklı karakter görünümlerine ve alaylara sahip olabiliyoruz.
Alaylar cidden argo şekilde alaycı. Küfürler, “anaya bacıya” sövmeler görebilirsiniz. Şaşırmayın.
Bu yukarıda bahsettiğim kutuları parayla alabiliyorsunuz bu arada. Oyunun dengesini bozan şeyler olmadığı için sorun yok.
Oyun türü olarak fazla bir şey yok. Klasik birbirimizi vurduğumuz ölüm maçı var. Bir de organ bağışçısı denen bir tür var. Düşmanları öldürdükçe puan kazanıyor ve belli bölgelere bu puanları taşıyorsunuz. Aslında bayrağı yakala (Capture the Flag) tarzında bir şey ama bölgeler hareket ediyor falan. Tıpatıp aynı değil.
New York Dolls, Ankara Dolls, Zwickau Dolls
Oyun yazılım olarak sıkıntılı. Birçok kez oyun çöktü. PlayStation 4’e özel bir oyunun bu kadar çökmesi pek hayra alamet bir şey değil. Hatta bir tane sorun şu bizim kurbağa yüzünden oluyordu. Yanda çıktığı ekranı kapatmaya çalıştığımda oyun “şatanak” diye kapanıyordu. Bir şekilde çözdüm ama çözene kadar kaç kere oyun çöktü sayamadım.
Çevrimiçi tarafındaysa oynayan oyuncu çok çok az. Ne zaman oyun arasam hem maç bulması uzun sürüyor, hem de maç bulunca 1’e 1 maç yapıyoruz. Bedava dağıtılırken durum böyleyse, ileride ne olur hiç düşünemiyorum bile.
Tek yol Heavy Metal.
Drawn to Death emek barındıran ancak hissiyat olarak zevksiz, yenilik getirmeyen bir oyun. Diğer oyunlardan el çizimleriye ve hiç kaçınmadan argo kullanmasıyla farklı olma çabası içine girmiş ancak diğer noktalarda ortada zibilyon tane benzeri var. Çerezlik bir oyun olsa bile “çerez” olarak tercih edeceğim bir oyun değil. Eğer PlayStation Plus sahibiyseniz Nisan 2017 tarihinde bedava edinip, deneyebilirsiniz. Belki beğenirsiniz ama yine de uzun süre idare edeceğini hiç mi hiç sanmıyorum.
Parayla satın alma konusunda ise bu oyuna vereceğiniz paranızı künefeye, iskendere, kokoreçe ayırmanızı öneririm.
Yani oyun vasat bile değil :/